Van’da Gündüz Nakış adlı tekstil fabrikasına ilişkin iddialar, patronların sendika düşmanlığında ne kadar ileri gidebileceğini gözler önüne seriyor. Fabrikada geçen yıl örgütlenen DERİTEKS’in yaptığı açıklamaya göre patron 43 işçiyi işten attı, diğerlerini sendikadan istifa ettirmek için ise akla hayale gelmeyecek yöntemlere başvurdu. En sonunda da pandemiyi bahane ederek fabrikayı kapattı. Ancak sendikasız işçilerle gizlice üretime devam edildiği de iddialar arasında.
BirGün'de yer alan Rıfat Kırcı'nın haberine göre sendika dün de sosyal medyadan üyelerine eziyet edildiğini gösteren fotoğraflar paylaştı. Söz konusu fotoğraflarda bir işçinin taş ve kumaş artıklarıyla tıkanmış bir tuvaleti elleriyle temizlediği görülüyor. Paylaşımda “Gündüz Nakış patronu sendika üyelerimize baskıda Nazi yöntemleri uyguladı. Yıldırma politikası olarak tuvalete bilinçli şekilde atık kumaş, taş, pul doldurulup, temizlikçi üyemiz Mehmet Belli’den bunları eliyle temizlemesi istendi” ifadeleri kullanılıyor.
Ailelere bile baskı yapıldı
DERİTEKS Genel Merkez Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Veysel Arslan, BirGün’e yaptığı açıklamada, yaşananları şu sözlerle anlattı: “Gündüz Nakış’ta yaklaşık 15 ay önce örgütlenme faaliyetlerine başladık. Orada zaten çok ciddi sıkıntılarımız vardı. Aralıkta sendika çalışması yürüttüğümüz ortaya çıktı. Gündüz Nakış patronu düşmanca tavırlar takındı. Birçok arkadaşımızın aile yaşantılarına karışacak kadar çok müdahale ettiler. Mesela aile büyükleri, aşiret büyükleri aranarak DERİTEKS’in ‘terörist’ bir sendika olduğu söylendi. Arkadaşlarımız akrabalarının bile işten çıkarılacağı tedidiyle karşılaştı. Kadın işçilere sendika toplantıları kastedilerek ‘namus’ göndermesi yapıldı. Kadın arkadaşlarımızı ‘sizi ailelerinize söyleyeceğiz’ diyerek tehdit ettiler, hatta bazılarının ailelerini aradılar.”
Tuvalete taş, kumaş tıkıldı
Ardından 43 üyelerinin işten atıldığını, diğerlerine yönelik baskıların ise işkence boyutuna ulaştığını söyleyen Arslan, “Mesela fotoğrafta gördüğünüz Mehmet Benli temizlik görevlisi. 12 saat çalışıyordu. 12 saat çalışmasının zeminini oluşturabilmek için de temizlik görevlisi olmasına rağmen idari kadroda ismi kayıtlıydı. Ve mesai ücreti almıyordu. Bir keresinde işverene yakın birileri musluğu bilerek açık bırakarak fabrikayı su basması için uğraştı. Suçu Mehmet’e yüklediler ki işten çıkarılsın ama durum erken fark edildi. Hemen bir gün sonra tuvaletin içine taş, kumaş artıkları konuldu ve Mehmet’e ‘elinle temizle’ dendi. Bir başka arkadaş olayı görüp görüntü almış. Bunun gibi birçok akıl almaz yönteme başvurdular” diye konuştu.
İş bulmaları engelleniyor
Tüm bunlara rağmen işçilerin sendikadan istifa etmediğini belirten Arslan, “Maaşlarının 12 katı kadar verilen rüşvet tekliflerini de kabul etmediler. En sonunda işten atıldılar. Fabrika ise resmi olarak 24 Nisan’da kapatıldı. Ama sendikalı olmayan işçilerle gizlice üretim yapıldığını biliyoruz. Sendikalı işçilerin ise isimleri diğer fabrikalara verildi. O fabrikalar, ‘Biz Gündüz Nakış’tan çıkan işçileri almıyoruz’ gibi söylemlerde bulundu. İşten atılan arkadaşlarımızdan Van’da iş bulabilen olmadı, hepsi işsiz” ifadelerini kullandı.