Kosta Rika’da krizin faturasına karşı öfke

Kosta Rika’da ekonomik krizle birlikte hükümetin IMF politikalarını hayata geçirme planına karşı protestolar gerçekleşiyor.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 14 Ekim 2020
  • 18:32

Kosta Rika’da giderek derinleşen ekonomik krize karşı ülke, işçiler ve öğrencilerin sokak gösterileri, mitingler, yol blokajlarıyla ve kitlesel protestolarla sarsılıyor.

5 Ekim Pazartesi günü ülke çapında binlerce kişi onlarca blokaj eylemi gerçekleştirdi. 1 haftadır süren eylemler nedeniyle cumhurbaşkanı Carlos Alvarado Uluslararası Para Fonu (IMF) ile müzakerelerini en azından resmi olarak kesmek zorunda kaldı.

Kosta Rika hükümeti, vergi artışları ve devlete ait şirketlerin özelleştirilmesi koşuluyla IMF’den 1,75 milyar dolarlık bir kredi almak için anlaşmıştı. Hükümetin planını açıklamasından bu yana ülkede eylemler gerçekleştiriliyor.

6 Ekim’de, sendikalar ve toplumsal hareketlerden oluşan geniş bir ittifak, San José'de gösteri için çağrı yaptı. Çağrı sol Frente Amplio (Geniş Cephe) partisi tarafından da desteklendi. “Kosta Rika satılmayacak, Kosta Rika savunulacak” ve “Zenginler zengin gibi, fakirler fakir gibi ödeyecek!” sloganlarıyla hükümetin neoliberal politikaları ve planları eleştiriliyor.

7 Ekim sabah saatlerinden itibaren Kosta Rika’da onlarca noktada yollar eylemciler tarafından bloke edildi.

San Jose’nin güneyindeki Quepos kasabasında polis ve eylemciler arasında çatışmalar yaşandı. Eylemciler polis saldırısına barikat kurarak taşlarla karşılık verdi.

Alvarado yaygın protestoların ardından, 4 Ekim’de “hükümetin ilk planlarını takip etmeyeceğini” duyurmuş, bunun yerine “ülkedeki tüm demokratik güçlerle ulusal diyalog” çağrısında bulunmuştu. 

Movimiento Rescate Nacional (MRN-Ulusal Kurtarma Hareketi), hükümet “ciddi bir teklif” yapana kadar eylemlerin devam edeceğini duyururken, diğerleri diyalog çağrısına katılmayacaklarını açıklamıştı.

Kosta Rika şu anda IMF ile son kez doğrudan müzakerelere başladığı 1980’lerden bu yana en kötü ekonomik krizini yaşıyor. Korona salgını, zaten kırılgan bir durumdaki ülkeyi vurdu. Bütçe açığı gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) 2019’da yüzde 5,7’sine denk geliyordu. Devletin borçlarıysa GSYH’nin yüzde 77,47’sine ulaşmış durumda. Bunların 1980’lerden bu yana en yüksek değerler olduğu belirtiliyor. 2020'nin ikinci çeyreği için merkez bankası, ekonomik çıktının yüzde 8,6 düştüğünü bildirdi. Geçen yıl yüzde 10’un biraz üzerinde olan işsizlik oranıysa, yüzde 24’lük tarihi rekor seviyeye yükselmiş bulunuyor. Bu, sermaye devletinin krizin ağır faturasını işçi sınıfıyla emekçilerin sırtına yüklediğini de bariz bir şekilde ortaya koyuyor.