2010 yılında yarı-başkanlıktan parlamenter sisteme geçen Kırgızistan’da hafta sonu yapılan Meclis seçimleri sonrasında sokaklar 2005 ve 2010’u hatırlatır seviyede hareketlendi. Açıklanan seçim sonuçlarını tanımayacağını ilan eden muhalefet partilerini izleyen halk, Parlamento ve Cumhurbaşkanı Ofisini işgal etti. Seçim Kurulu geri adım atarak açıklanan sonuçları iptal edip seçimlerin yenileneceğini ilan etti. Şimdi daha düşük tansiyonda daha uzun ve hareketli bir seçim rekabeti yeniden başlıyor.
Bişkek’teki mücadele ne yabancı ülkelerin bilek güreşi ne de yalın bir sosyal-sınıfsal mücadele. Adeta bir “Kırgızistan Klasiği” yaşanıyor: Kıt devlet olanaklarını tek başına kullanan iktidara karşı her seferinde yeni bir muhalefet bloğu oluşuyor. O muhalefet bloğu iktidara gelip seleflerinin yolsuzluğunu devam ettirince yeniden bir muhalefet bloğu oluşuyor ve onu deviriyor. 2005-2020 Kırgızistan siyasi tahinin özetinin özeti budur.
Güncel bağlam: neler oldu?
4 Ekim’de 120 sandalyeli Cogorku Keneş (Meclis) için yapılan milletvekilliği genel seçimine katılan 16 partiden yalnızca dördünün yüzde 7’lik seçim barajını geçebildiği açıklanmıştı. Bunlardan üçü Cumhurbaşkanı Ceenbekov ile bağlantılıydı.
Kırgızistan'da 12 muhalefet partisi Pazartesi günü açıklanan seçim sonuçlarını tanımayacaklarını duyurdu. Halk sokaklara inmiş, başkanlık ofisi ve parlamento (birbirine 300 metre mesafede) göstericiler tarafından işgal edildi. Pazartesi günü ayrıca göstericiler yolsuzluk iddiaları nedeniyle daha önce tutuklanmış olan eski Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev'i serbest bıraktı. Kırgızistan İçişleri Bakanlığı, bir kişinin yaşamını yitirdiği protestolarda yaklaşık 600 kişinin yaralandığını, 150 kişinin hastaneye kaldırıldığını açıkladı. Bu kaotik süreç salı sabahı Merkezi Seçim Kurulu’nun açıklaması ile bir nebze duruldu.
Seçimler yenileniyor
Merkez Seçim Kurulu yaptığı açıklamada, seçim sonuçlarının geçersiz olduğunu bildirdi. Fransız ajansı AFP'nin haberine göre Kurul, Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov'a yakın partilerin, “kitlesel oy satın alma kampanyaları” ile büyük bir galibiyet aldığını tespit ettiğini açıkladı. Bir gün önce Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Seçim Gözlem Misyonu Başkanı Boserup “seçimin genel olarak sorunsuz geçtiğini fakat oy karşılığı para dağıtma iddiasının ciddi endişe yarattığını” söylemişti.
Aslında bu son 10 yıldır şeklen hür ve adil yapılan seçimlerde başvurulan temel hile biçimi ve herkesin bildiği bir sır idi. Seçmenlere iş vaadi dışında küçük miktarlarla da olsa oy karşılığı nakit dağıtılması ve yine adres kaydırmaları ile bu seçmenlerin mükerrer oy kullanmasının sağlanması birden çok seçimde karşımıza çıkan bir pratikti. Bu pratik mali olanakları daha güçlü olan iktidar partilerince kullanıldığı gibi muhalefetinde bundan azade olmadığını hemen ekleyelim. Ancak bu kez iktidar bloğu sınırları fazla zorlamış, muhalefet de buna teslim olmamış görünüyor.
Kısa tarihçe
2017’de Cumhurbaşkanlığına seçilen Sooronbay Ceenbekov’dan önce bu görevi 2011-2017 arasında Almazbek Atambayev yürütüyordu. Atambayev Cumhurbaşkanının ikincil, Başbakanın birincil konumda olduğu parlamenter sisteme geçildikten - kısa Rosa Otubayeva dönemi sonrasında- bu göreve seçilen ilk Cumhurbaşkanı idi.
Otubayeva ve Atambayev, Kurmanbek Bakiyev’in yerine gelmişlerdi. 2005 yılında Askar Akayev’in birinci “renkli devrim”le ile devrilmesi ile iktidara gelen Kurmanbek Bakiyev de Akayev ile aynı sonu 2010 yılı Nisanında yaşamıştı: 2005 Mart'ın'da Ukrayna'daki "Renkli Devrim" havası Orta Asya semalarına ulaştığında kuzeyli yoksul halkın ve iktidarın dışladığı güneyli halkın öfkesini arkasına alan muhalefetin “Akayev Ket” (Akayev Git) sloganları arasında iktidar el değiştirmişti. Mevsim lale mevsimi olduğundan bu iktidar değişimine “Lale Devrimi” adı verilmişti. Laleler beş yıl sonra yeniden açtıklarında bu kez Akayev'i deviren muhalefetin sözcülüğünü üstlenerek yeni devlet başkanı olan Kurmanbek Bakiyev'e "ket" dendi.
Yumuşak diktatör olarak tarihe geçen ilk Kırgız Cumhurbaşkanı Askar Akayev ise ülkeyi bağımsızlığından 2005 yılına kadar yönetmişti.
Fotoğraf: Seçim sonuçlarını tanımayacağını ilan eden muhalefet partilerini izleyen halk, Parlamento ve Cumhurbaşkanı Ofisini işgal etti
Fay hatları ve dış aktörler
Kırgız siyasetindeki önemli fay hatlarından birisi olan Kuzey (Bişkek, Çuy, Talas, Narın) ve Güney (Oş, Celalabad, Batken) bölgeleri arasında iktidardan pay alma mücadelesi 2000’lerin başında önemli bir konu haline gelmişti. İktidarlar bakanlık dağılımı ve siyasi evlilikler yoluyla burada uzlaşma arasalar da güneyin memnuniyetsizliği muhalefetin temel dinamiklerinden birisi oldu.
Kırgızistan’ın ikinci halk hareketi sonrasında (2010) ülke 1990 sonrasındaki en büyük kaosun ve etnik kıyımın içine düşmüştü. Zaten zayıf olan devlet otoritesi protesto sürecinde iyice işlemez hale gelmiş ve daha geçici hükümet işbaşı yapmadan etnik Özbeklerin ağırlıkla yaşadığı güney illerinde ortaya çıkan pogromda binlerce kişinin canına kıyılmış malına el konulmuş, 300 bin kişi Özbekistan sınırına yığılmıştı.
2010 sonrası en azından şeklen “adil ve hür seçim” pratiğine ve bu arada parlamenter sisteme geçen Kırgızistan borç ve yoksullaşma batağından ise hiç çıkamadı. Türkiye’nin ülkedeki ve ülke üzerindeki ağırlığı azalırken, Çin’in ağırlığı arttı. Rusya ise hem muhalefet hem de iktidardaki grupların her daim en fazla dikkat edip, sözüne önem verdikleri bir ağırlığı korudu.
Fotoğraf: Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov (solda) ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (sağda)
Saray darbesi üstüne saray darbesi!
2005’de Askar Akayev'i deviren muhalefet koalisyonu içinde Kurmanbek Bakiyev (Akayev'in azledilen başbakanı), Rosa Otanbayeva (Akayev'in eski Dışişleri Bakanı ve yeni Sivil toplum Platformu sözcüsü), Muratbek İmanaliev (yine eski Akayev Dışişleri Bakanlarından) ve eski KGB şeflerinden ve o dönemde cezaevinde bulunan Akayev bürokrasisisin üst düzey yöneticilerinden Feliks Kulov (Ar-Namıs Partisi Lideri) yer alıyordu.
Tümü saray içinden gelen bu isimler yoksul, aş, iş ve en önemlisi şehirde arsa-ev isteyen halkın öfkesini zayıf devlet yapısına sahip Kırgız yönetimi karşısında seferber etmiş ve Lale mevsiminde bir "Lale devrimi" başarmıştı.
Lale devrimi halkın elinden alınarak elitler arasında sağlanan bir uzlaşma ile Lale devrimin liderlerinden en önemli ikisinden Bakiyev'i Devlet başkanlığına, Kulov'u ise başbakanlığa getirerek bir devrimden ziyade bir saray darbesine dönüşmüştü. Ancak muhalefetin birliği çok kısa sürdü. Öncelikle geniş muhalefet koalisyonu içinde gençleri ve aktif demokratik unsurları birlikte devre dışı bırakan Bakiyev-Kulov birliği bir yıllık bir süreyi aştıktan sonra çatlamış, Kulov başbakanlıktan istifa ederek Ata-Meken Sosyal Demokrat Partisi lideri Tekebayev ve başka bazı unsurlarla birlikte ilk kapsamlı yeni muhalefet bloğunu oluşturmuştu.
Ancak Bakiyev bunlardan çok daha temel bir unsuru unutmuştu. Lale devrimiyle gelen Lale devrimiyle giderdi. Akayev'e "ket" diyenler, Bakiyev'e de neden "ket" demesinlerdi ki? Dediler de. Sonra Atambayev’a “ket” dediler ve şimdi Ceenbekov ve onun iktidar bloğuna “ket” diyorlar.
Elitler mücadelesinin ötesi
Bütün bu gidişlerde kilit rolü başkentli yoksullar, özellikle evsizler, gecekondu ahalisi ve çevre vilayetlerin işsiz ve yoksul insanları oynuyor. Sokaklara onlar iniyor, onlar dövüşüyor. Onlar ölüyor, yaralanıyor. Kendi öz örgütleri olmadığı için kısa süreliğine onları peşine takan merkez sağ ve sol muhalefet ise iktidardaki birinci yıllarını doldurmadan güçlerini borçlu oldukları halk kitlelerine sırtını dönüyor.
Son yıllarda sivil, genç siyasetçiler, sendikacılar, öğrenci ve kadın hareketi aktivistleri daha kalıcı ve sahici bir muhalefet için seslerini yükseltmeye çalışıyorlar.
Merkezi seçim kurulunun seçimleri yenileme kararı siyaseti yeniden hareketlendirirken kadın, çevre, öğrenci ve işçi hareketinin sesini daha çok duyacağız. Bu seçimde iktidar olmaya güçleri yetmeyecektir. Ancak Kırgızistan’ın saray içi muhalefetine son verecek aşağıdan bir oluşum için güç biriktirdikleri de ortada.
BirGün / 06.10.20