ABD-Mısır arasında “insan hakları” ambalajlı silah ticareti

ABD’nin yeni yönetimi, silah ticaretini sürdürdüğü darbeci Sisi rejimiyle “güçlü ortaklık” vurgusu yaptı. Emperyalist çıkarlarına tehdit olarak gördüğü konulardaki “endişelerin” kılıfı, “insan hakları” ve “demokratik değerler” söylemleri oldu.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 24 Şubat 2021
  • 19:31

Joe Biden, yönetimi devralmasından sonra ABD’nin dış politika önceliklerinin “insan hakları” ve “demokratik değerlerin” koruması olacağını iddia etmişti. ABD yönetiminin bu söylemlerinin kendi hegemonyasını korumaya dönük emperyalist politikalarına bir kılıf olmak dışında bir karşılığı olmadığı kısa sürede gözler önüne serildi. Çin ve Rusya’yı bu kapsamda hedef alan ABD’nin yeni yönetimi, bu söylemler eşliğinde Mısır’da iktidardaki darbeci Sisi rejimiyle yeni ortaklıkları sürdüreceklerini açıkladı.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Mısırlı mevkidaşı Semih Şükrü ile yaptığı görüşmede Biden’ın ilan ettiği “demokratik değerlere” bağlı kalacaklarını açıkladı.

Blinken, darbeci Abdülfettah Sisi’nin Dışişleri Bakanı Şükrü’yle yaptığı görüşmede iki ülke arasındaki güçlü stratejik ortaklığın önemini vurgulayarak bölgesel meselelere ilişkin görüş alışverişinde bulundu. ABD Dışişleri Bakanlığı görüşmeye dair yaptığı açıklamada, “Blinken, ikili ilişkiler için merkezi önem taşıyacağını vurguladığı insan hakları konusundaki endişelerini gündeme getirdi” denildikten sonra Blinken’in, Mısır’ın Rusya’dan Su-35 uçakları alma planından duydukları rahatsızlığı da dile getirdiği belirtildi.

Blinken ise görüşmeden sonra yaptığı sosyal medya paylaşımında, “Ortak güvenlik çıkarlarımız, güçlü bir sivil toplumun önemi de dahil, demokrasiye ve insan haklarına saygıyla aynı çizgide olmalı” ifadelerini kullandı.

ABD Dışişleri Sözcüsü Ned Price, geçtiğimiz günlerde darbeci general Abdülfettah Sisi yönetiminin Mısırlı-Amerikalı insan hakları savunucusu Muhammed Sultan’ı gözaltına almasına tepki göstererek, “Mısır hükümetiyle insan hakları konusunda temas kurmaya devam ediyoruz ve başka bağlamlarda da dile getirdiğimiz gibi, keyfi tutuklama ve gözaltılara dair iddiaları ciddiye alıyoruz” demişti. Price, “Değerlerimizi dünya çapında sahip olduğumuz her ilişkiye yanımızda götüreceğiz. Buna, Mısır’ın da aralarında bulunduğu yakın güvenlik ortaklarımız da dahil” demişti.

ABD emperyalizmi, dünya çapında sahip olduğu her ilişkiye öne sürdüğü “değerler”i yanında götürmüyor. Esasta “insan hakları” söylemleriyle ambalajlayarak silah ticareti önceliğini ve kendi emperyalist çıkarlarını koruma hedeflerini beraberinde götürüyor.

Bu gibi “değerler” konusunda ikiyüzlüce öne sürülen “endişeler”, Mısır’ın Rusya’dan Su-35 uçağı alma ihtimali konusundaki “endişeler” gibi emperyalist çekişmelerin bir ürünü oluyor. Nitekim ABD emperyalizmi, bu endişeler eşliğinde Mısır hükümetiyle 200 milyon dolarlık silah anlaşması yaptı. Mısır, İsrail’le 1979’da imzaladığı “barış” anlaşmasının karşılığı olarak ABD’den her yıl 1,3 milyar dolarlık askeri yardım alıyor.