Korona virüs salgınına karşı acilen üretim durdurulmalı ve işçiler ücretli izine çıkarılmalı…
Kapitalistlere ve salgına karşı işçi sınıfı birliğini oluşturmalı ve fabrikalarda komitelerini kurmalı!
Tüm dünyaya hızla yayılan ve halen tedavisi bulunamayan Koronavirüs salgını her geçen gün Türkiye’yi de etkisi altına almaya başladı. İnsanlığı, özellikle biz işçi ve emekçileri tehdit eden virüsün yayılmasına karşı “önlemler” alınmaya başlandı. Ancak alınan önlemler ve açıklanan yeni ekonomi paketi de göstermektedir ki, dert insan sağlığını korumak değil sermayenin ihtiyaçlarını karşılamaktır.
Dünyanın süper zenginleri salgın karşısında özel jetlerle sığınaklara çekilirken, günde 2 kez test yapma imkanına sahipken bizler halen yüzlercemiz, binlercemiz aynı çatı altında fabrikalarda çalıştırılmak zorunda bırakılıyoruz ki buralarda da dezenfektan ürünlerine bile ulaşmakta sıkıntı çekiyoruz. Salgına karşı en önemli korunma yönteminin bağışıklık sisteminin güçlü olması ifade edilirken, bizler açlık sınırında aldığımız ücretlerle iyi ve dengeli beslenmeden mahrum bırakılıyoruz. Şu an yapılan açıklamaların şeffaf olmaması biz işçi ve emekçilerde panik ve kontrolsüz bir tüketim çılgınlığı yaratmış ve bu salgınla en kötü senaryolarla baş başa bırakılmış durumdayız.
Ayrıca bu salgın dolayısı ile oluşacak fatura yine bizlerden kesilmek isteniyor. Açıklanan ekonomi paketi bile bizlerin değil, sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda oluşturulmuştur. Bu durumun oluşturacağı fatura ise yeni zamlar ve vergiler yoluyla bizlerden kesilecek. İşten çıkartmaların sıklıkla yaşanacağı ise aşikardır. Bu fatura ile daha ağır çalışma koşulları ve sosyal hakların gaspları gündeme gelecektir.
Kardeşler,
Kapitalist sistem baskı ve eşitsizlik üzerine kuruludur, bu sistem ile bizlerin yarattığı zenginliklere el koyan sermaye sınıfı ve onların iktidarları bugün yaşadığımız bütün sorunların da temel kaynağıdır. Sağlık, eğitim gibi toplumsal alanlar sermayenin hizmetine girmiş, ticarileştirilmiştir. Temel ihtiyaçlarımız olan beslenme, barınma, sağlık gibi ihtiyaçlarımızı karşılayamaz durumda iken salgında da en çok etkilenecek olan yine biz işçi ve emekçileriz. Halbuki savaşa ve lüks saltanat yaşamına harcanan devasa bütçeler insani ihtiyaçlara harcansa bugün bu salgının etkileri bu boyutta olmazdı.
Kapitalist sistemde iki sınıf arasındaki ayrımlar çok büyüktür. Bu yüzden Koronavirüsün bulaşması ihtimalinde de aynı riskleri taşımıyoruz. İşçi sınıfı, sermaye sınıfına nazaran daha çok risk altındadır, çünkü bizler onlarla aynı olanaklara sahip değiliz.
İşçi sınıfı kapitalist sistemin yeni krizi Koronavirüs salgınından dolayı ağır sonuçlar yaşamak istemiyorsa bir an önce harekete geçmelidir. Okulların tatil olduğu, kafelerin, kahvelerin yasaklandığı şu günümüzde bizlerin topluca beraber bulunduğu fabrikalarda üretim acilen durdurulmalıdır. Bütün işçilere ücretli izinler verilmelidir. Sermaye sınıfı ve temsilcilerinden bizlerin ve ailemizin sağlığı için adım atmasını beklemek abesle iştigaldir. Bunun için biz işçiler fabrikalarda komitelerimizi, kurullarımızı oluşturmalıyız. Alınması gereken önlemlerin devamlılığını oluşturacağımız komiteler, kurullar ile denetlemeliyiz. Gerekirse tıpkı İtalya’da, İspanya’da işçi sınıfının yaptığı gibi üretimden gelen gücümüzü kullanmaktan çekinmemeliyiz.
Aşağıda belirttiğimiz taleplerin hayata geçmesi için harekete geçme zamanı. Yarın her şey için çok geç olabilir.
-Günlük yaşamın devamı için zorunlu olan hizmetler dışında tüm çalışanlara kesintiye gitmeden ücretli izin verilmelidir. Çalışmak zorunda olanlar için en üst seviyede koruyucu önlemler alınmalı, çocuklarının bakımı için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
-Tüm sağlık sistemi kamulaştırılmalı, herkese parasız ve eşit sağlık hizmeti sunulmalıdır.
-İşten atmalar yasaklanmalı, iş garantisi teminat altına alınmalı, kısa çalışan işçilere tam ücret ödenmelidir.
-Zorunlu çalışan işyerlerinde, iş saatleri kısaltılmalı, 6 saatlik iş günü, 30 saatlik çalışma haftası uygulamasına geçilmelidir.
-Savaş ve silahlanma ile her türden lüks tüketime yönelik harcamalar derhal kesilmeli. Kaynaklar bunun yerine sağlığa ve eğitime harcanmalıdır.
-Kriz gerekçesiyle ihtiyaç maddelerindeki her türlü fiyat artışı önlenmeli, hijyen için ihtiyaç duyulan ürünlerin üretimi arttırılarak, herkese ulaşması sağlanmalıdır.
-Toplumsal fonlarda biriken paralar kriz gerekçesi ile kapitalist tekellere peşkeş çekilemez. Bu paralar toplumun ihtiyaçları için harcanmalı, krizin faturasını tekeller kendi kasalarından ödemelidirler.
-Herkes için ulaşılabilir ve ücretsiz test imkânı sağlanmalıdır.
-Her türlü toplanma, gösteri ve protesto hakkı korunmalı. Bu hakkın kullanılması konusundaki karar organizatörlere bırakılmalıdır.
-Bir an önce işçi ve emekçilerin temel gıda ve sağlık ihtiyaçları devlet tarafından ücretsiz karşılanmalıdır.
-Ev kiraları devlet tarafından karşılanmalı, elektrik, su, doğalgaz salgın dönemi boyunca ücretsiz olarak verilmeli.
Metal İşçileri Birliği
