Nemak fabrikasında 45 kişiye koronavirüs bulaştığına dair Metal İşçileri Birliği (MİB) tarafından yapılan paylaşım, sermayedarlar ve avukatları tarafından “şirketin kişilik haklarını ihlal” iddiasına konu edildi.
“Virüs 45 kişiye bulaştı mı, bir işçi yaşamını yitirdi mi?”
Şirkete vekalet eden avukatların bu iddiasına yanıt veren MİB, haberdeki bilgilerin doğruluğunun tartışılmadığına, “gerekli önlemler alındığı” iddiası savunulmasına rağmen üretime ara verme önleminin tümüyle şirketin tedarik zincirindeki aksama üzerinden alındığına dikkat çekti.
Paylaşımındaki bilgileri hatırlatarak “Nemak'ta bir işçi salgın nedeniyle yaşamını yitirdi mi? Nemak'ta virüs 45 kişiye bulaştı mı? Ücretli izin devam ediyor mu? İsteğe bağlı çıkışlar gündemde mi? İşçiler arasında toplu çıkış olabileceği tedirginliği var mı?” sorularını soran MİB, “Nemak patronu da tüm sermayedarlar gibi süreci kendi lehine çevirmek için adım atmaya çalışıyor” yorumunun hedef alınmasını değerlendirdi.
MİB’in “Birliğimiz bundan önce olduğu gibi bundan sonra da başta metal işçileri olmak üzere, tüm işçi sınıfımızın haklarını, çıkarlarını korumaya devam edecek, işçi sınıfının eşit, özgür bir dünya mücadelesinde kararlılığını koruyacaktır” vurgusuyla noktalanan yanıtının tümü şöyle:
İlgiliye!
İletmiş olduğunuz talep mailini aldık. Talebe konu olan ''Nemak'ta virüs 45 kişiye bulaştı'' başlıklı 17 Nisan 2020 tarihli paylaşım şu şekilde; ''Bir işçinin salgın nedeni ile yaşamını yitirdiği Nemak'ta virüs 45 kişiye bulaştı. Ücretli izinin devam ettiği fabrikada isteğe bağlı çıkışlar için adım atılırken, toplu çıkışların yaşanabileceği konuşuluyor. Nemak patronu da tüm sermayedarlar gibi süreci kendi lehine çevirmek için adım atmaya çalışıyor!''
Gerçekleştirilen bu paylaşım üzerinden iddianız o ki, şunları ifade ediyorsunuz; ''Müvekkil Şirket hakkında kamuoyu nezdinde, içinde bulunduğumuz zorlu dönemde yönetimin gerekli önlemleri almadığı, personellerinin can güvenliğini gözetmeden hareket ettiği, algısı yaratmakta ve Şirketin kişilik haklarını ihlal eder biçimde içerik yayınlamaktasınız.''
İşçi arkadaşlarımızdan gelen bilgiler doğrultusunda, bilgi vermek sınırlarında kalmış birkaç satırlık bir paylaşımın uzun uzun yorumlanmasıyla vardığınız ''kişilik haklarını ihlal'' tanımlaması sizin bileceğiniz bir konu. Bizim için önemli olan bu haber sınırlarında şu; Nemak'ta bir işçi salgın nedeniyle yaşamını yitirdi mi? Nemak'ta virüs 45 kişiye bulaştı mı? Ücretli izin devam ediyor mu? İsteğe bağlı çıkışlar gündemde mi? İşçiler arasında toplu çıkış olabileceği tedirginliği var mı? Kısa bir bilgilendirme haberinden çıkarttığımız bu sorular vesilesiyle maddi bilgi hatası var ise, gerekçelerini ortaya koyup, bunun düzeltilmesini elbette talep edebilirsiniz.
Ancak böyle bir niyetinizin olmadığı, daha çok şirketin ''kişilik haklarını ihlal'' gerekçesi ile şirket prestiji odaklı bir kaygıyla davrandığınız açık. Paylaşımın son cümlesine verdiğiniz önem de buradan kaynaklanıyor. ''Nemak patronu da tüm sermayedarlar gibi süreci kendi lehine çevirmek için adım atmaya çalışıyor!'' Birliğimiz hiçbir kişi ya da kurumun ''kişilik haklarını ihlal'' etmek gibi bir düşüncesi yok. Dahası sınıflar mücadelesi içinde niyetler, kişiler, tek tek kurumlar tartışmasının yeri olamadığını düşünüyoruz. Bu haberde olduğu gibi, tüm paylaşımlarımızı politik bir eksende kurmaya çalışıyoruz.
Bizim için şirketlerin prestiji değil, ait olduğumuz sınıfın ihtiyaçları temel belirleyendir. Nasıl ki Nemak sermayesi, kendi sınıfının ihtiyaçlarına göre davranıyor, adımlarını buna göre atıyor ise, bizler de işçi sınıfı olarak kendi sınıfımızın ihtiyaçlarına göre adım atıyoruz. Kapitalizm koşullarında bunun ötesini düşünmek sizce mümkün mü? ''Nemak patronu da tüm sermayedarlar gibi süreci kendi lehine çevirmek için adım atmaya çalışıyor!'' tanımlaması kendi dilinde anti-kapitalist bir vurgudur. Burjuva iktisadı açısından dahi açık olan bir konu, Nemak patronu ve onu temsilen siz sermaye avukatları için neden muğlak olsun ki?
Kısacası, işçi sınıfının ekonomi-politiğine göre olduğu gibi, Nemak sermayesinin ve onu temsilen sizlerin ait olduğu burjuva dünyasının ekonomi-politiğine göre de ''uzlaşmaz sınıf çıkarları, birinin kazanımı diğerinin kaybı, her sınıfın kendi çıkarlarına göre hareket ettiği'' genel kabullerin sizlerde yarattığı kafa karışıklığı anlaşılır değil. Bunun için ekonomi-politik dahi bilmek gerekmez. Şu sıralar yaşamın toplamında olduğu gibi, insani ilişkileri bile piyasa şartlarına göre belirlemeye çalışan dünyada ve Türkiye'deki kapitalizm gerçeğine ve uygulamalarına bakmanız yeterli.
Eğer ki tüm bunların üzerinden atlayarak niyetiniz, şirketin gündem haline gelmemesi ise, bu sizin adınıza da hiç isabetli bir yönelim değil. Kısaca, belli yönleriyle yapmaya çalıştığımız vurgular üzerinden, talebiniz bizim açımızdan kabul edilebilir değildir.
Ancak ilettiğiniz talep metninde kimi vurgularınız üzerine bir iki söz söylemeyi borç biliyoruz. Diyorsunuz ki; ''Müvekkil Şirket COVID-19 salgını için gerekli tüm önlemleri büyük bir ciddiyet ve titizlikle uygulamaya koymuş ve çalışanlarının can güvenliğini öncelik haline getirerek henüz Türkiye’de resmi olarak Covid-19 adına bir adım atılmadan faaliyetlerini bu önceliğe göre düzenlemiştir.'' Şirketin erken bir tarihte aldığı önlemleri ''vurguladığınız'' bu cümlenin nereye oturduğuna bir bakalım. Tüm bilim insanlarının, salgının temas ile hızla yayıldığı uyarıları yaptığını hepimiz biliyoruz. Bunun için ''Zorunlu işkolları dışında üretimin durması'' ihtiyacı ortada. Ne kadar önlem alınırsa alınsın, üretim alanlarında vb. zorunlu yan yana gelişlerin yarattığı risk ortadan kaldırılamıyor. Bunun için ''her türlü önlemi aldık'' güzellemelerinin bir hükmü bulunmuyor. Bu tanımlamalarınızın hemen ardından diyorsunuz ki; ''Kaldı ki, Global düzeyde Müvekkil Şirket’in müşterisi konumunda olan otomotiv firmalarının üretimlerinin durması neticesinde, Nemak tesislerinde üretim de 22 Mart Tarihinde salgının en erken safhasında durdurmuştur.'' Yani fabrikada yaşanılan duruş salgın ve salgının işçi sağlığı açısından taşıdığı risk üzerinden değil, bir çok fabrikada olduğu gibi, tedarik zincirinde yaşanılan aksamalardan kaynaklanıyor. Yine temel belirleyen sermayenin ihtiyaçları! İşte size iki dünya, iki sınıf, iki farklı bakış açısı. ''Bu süreçte Müvekkil Şirket’in birinci önceliği, çalışanlarının tüm ülkeyi etkileyen bu ciddi durumdan maddi ve manevi olarak hiçbir kayba uğramadan çıkmasını sağlamaktır.'' Gelinen yerde, iletmiş olduğunuz metnin de açıkça vurguladığı gibi, bu sözlerin gerçek yaşamda hiçbir karşılığı yok.
Birliğimiz bundan önce olduğu gibi bundan sonra da başta metal işçileri olmak üzere, tüm işçi sınıfımızın haklarını, çıkarlarını korumaya devam edecek, işçi sınıfının eşit, özgür bir dünya mücadelesinde kararlılığını koruyacaktır.
Metal İşçileri Birliği
21.04.2020