-Koronavirüsün Türkiye’ye girmesinin üzerinden bir ay geçti. Şimdiye kadarki süreci, fabrikanızda sendikanın ve yönetimin tutumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tüm ülkede ilk virüs tanısı olduğunda, önlemler iyi alınmadı. Şimdiki durumda olmamızın nedenlerinden biri bu. Önlemler bir ay geçtikten sonra alındı ve göstermelik olarak alındı. Baştan önlem alınmalıydı. Hükümet, TV, gazete gibi basın organlarını da satın aldığından, işçiler için ne birşey söyleniyor ne de önlemler alınıyor. İnsanların sağlığını hatta yaşamını düşünmeden, daha fazla kâr elde etmek için Türkiye’de birçok fabrikada üretim devam ediyor. Sendikanın hiçbir etkisi yok bu konuda. Ne derlerse onu yapıyor her zamanki gibi. TM’nin faktörü yok ve hiç olmayacak da.
-Önlemler geç alındı dediniz, hem fabrikada hem ülkede alınan bu önlemler yeterli mi?
Fabrikanın alabileceği önlemleri çok geç bir şekilde aldığını düşünüyorum. Üretim durduğunda zaten pozitif vakalar çıkmıştı. Bu yüzden üretime daha önce ara vermeliydi. Bence ara vermesinin sebebi yurtdışından gelen malzeme yetersizliğiydi. Bu şartlarda tekrar üretime geçerse hatalı olur. Ama buna rağmen 4 Mayıs'ta üretime başlayacak. Sanırım hükümet ile birlikte bu kararları alıyor.
-Fabrikada ve ülkede "söz, yetki, karar" hakkınız tanınsaydı sizce neler olmasını isterdiniz?
Daha adil bir yaşam, hak ve hürriyetler, sağlık hakkından daha iyi yararlanmak, daha adil bir ücret, insani şartlarda emeklilik hakkı, eşit bir eğitim, sendikal haklar konusunda özgürlük. Sosyal eşitlik ve adalet isterdim. Böyle bir adaletin önünde herkes eşit olur, birçok şey değişirdi. Bu değişimin olması için de işçi sınıfının bilinç değişimine ihtiyacı var.
Kızıl Bayrak / Bursa