MİB: Fabrikalarda üretim devam ediyorsa, 1 Mayıs da pekâlâ kutlanabilir!

1 Mayıs öncesi ve sonrası ile birlikte sermaye düzenine karşı mücadelenin güçlendiği bir süreç olarak örgütlenmelidir.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 22 Nisan 2020
  • 15:43

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB internet üzerinden yaptığı ortak basın açıklamasıyla 1 Mayıs programlarını açıkladılar. 1 Mayıs öncesi yapılacak propaganda faaliyetlerinin yanı sıra, evlerde ve internet ortamında sembolik olarak yapılacakların ifade edildiği açıklamada, 1 Mayıs günü sanal bir miting örgütleneceği de ifade edilmiş oldu. İfade edilenler kuşkusuz yapılabilecek şeyler. Koronavirüs döneminde yüzbinlerce işçinin yan yana gelebileceği koşulları yaratmak olanaksız. Ancak milyonlarca işçinin hala çalıştırılmaya devam ettiği günümüz Türkiye'sinde, çalışma alanlarında 1 Mayıs pekâlâ örgütlenebilir, örgütlenmelidir de. Bu bir tercih değil, gelinen yerde bir zorunluluktur aynı zamanda.

Metal, otomotiv, kimya, enerji, tekstil, gıda, sağlık, belediye vb. gibi birçok alanda işçi arkadaşlarımız hala çalışmak zorunda bırakılıyor. Öyle ki, önlem adı altında uygulanan sokağa çıkma yasakları dahi birçok işkolunda işçiler için bir geçerlilik taşımıyor. Alınan özel izinlerle çarklar dönüyor, işçi ve emekçilerin sağlığını hiçe sayan politikalar tüm pervasızlığıyla hayata geçiriliyor. Hal böyle iken 1 Mayıs'ı sadece sosyal medyaya sıkıştırmak anlamsızdır!

1 Mayıs işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günüdür. Bu gerçeklik, 1 Mayıs'ı işçi sınıfının mücadelesini güçlendirecek bir bakışla örgütlemenin sorumluluğunu da ortaya koymaktadır. Sorun bir şekliyle 1 Mayıs'ı gündemleştirmek, talepleri, istemleri dillendirmek değildir. Bunlar önemli olmakla birlikte, öncelikli olan yakıcı ve acil gündemler üzerinden harekete geçmektir. 1 Mayıs'ı sadece bir seremoni olarak gören sendikal bürokrasinin anlamadığı, anlamak istediği de budur.

1 Mayıs öncesi ve sonrası ile birlikte sermaye düzenine karşı mücadelenin güçlendiği bir süreç olarak örgütlenmelidir.

Bu bakışla, işçi ve emekçiler olarak ekonomik ve sosyal yıkım saldırılarına karşı yakıcı taleplerimizi kazanmak için sesimizi yükseltelim, üretimden gelen gücümüzü kullanarak taleplerimizin karşılanmasını isteyelim. Öncesinde olduğu gibi, 1 Mayıs günü de muhtemel olarak bizlere çalışmayı dayatacak olan sermaye düzenine grev ile yanıt verelim. 1 Mayıs işte o zaman gerçek anlamına kavuşacak, sendika bürokratlarının çevirmeye çalıştığı bir seremoniden çıkarak gerçek bir mücadele günü haline gelecektir.

Salgın sürecinin yarattığı koşullar yaşamı birçok açıdan sınırlayabiliyor. Buna karşın üretim sürüyor, fabrikalar çalışıyor, sokaklarda hayat sınırlı da olsa devam ediyor. Biz de başta fabrikalar olmak üzere, yaşamın ve üretimin sürdüğü her alanı 1 Mayıs alanı haline getirmeliyiz. Taleplerimiz için birleşelim, mücadeleyi güçlendirelim. Haklarımızı almak için dişe diş bir mücadeleye girişelim...

- Sokağa çıkma yasağı değil, zorunlu işkolları dışında tüm çalışanlara ücretli izin!

- Çalışması zorunlu olan işletmelerde işçi sağlığı için gerekli tüm önlemler alınsın!

- Tüm sağlık hizmetleri ücretsiz, ulaşılabilir ve nitelikli hale getirilsin!

- Emekçilerin tüm yaşamsal ihtiyaçları (beslenme, barınma, ısınma, ulaşım, elektrik, su vd.) ücretsiz olarak sağlansın.

- İşçi ve emekçilerin ücretlerinden kesilerek oluşan fonların sermayeye peşkeş çekilmesine son verilsin. Salgınla mücadele kapsamında oluşan ihtiyaçlar ise diğer kamu kaynaklarından ve sermaye tarafından karşılansın.

- Savaşa, diyanete, şatafata değil, işçiye, emekçiye ve toplum sağlığına bütçe ayrılsın.

- Grev yasağı da dahil olmak üzere; basın, gösteri ve örgütlenme özgürlüğünün önündeki tüm engeller kaldırılsın!

Metal İşçileri Birliği

22 Nisan 2020