MİB MYK Haziran 2021 tarihli toplantısı sonuç metni:

15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin ruhuyla harekete geçelim, örgütlenelim!

Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu (MİB MYK) olarak Haziran ayı toplantımızı gerçekleştirdik.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 19 Haziran 2021
  • 08:00

Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu (MİB MYK) olarak Haziran ayı toplantımızı gerçekleştirdik. Toplantının gündemleri arasında, 1 Mayıs süreci, siyasal gelişmeler, sınıfa yönelik saldırılar, metal işkolu Grup TİS süreci, direnişler, birliğin faaliyetleri ve yayınlarımız oldu.

Bu gündemler üzerine yapılan tartışma ve değerlendirmelerin sonuçlarını ana başlıklar halinde sunuyoruz.

-1 Mayıs süreci:

Pandemi koşulları ve yasaklamalara rağmen 1 Mayıs günü ve öncesinde birçok kentte ve fabrikada işçi, emekçiler bir araya geldi. AKP-MHP iktidarının keyfi yasakları başta metropol kentler olmak üzere birçok kentte ilerici-devrimci güçlerin, öncü işçilerin alanlara çıkmasıyla boşa düşürüldü. Direnişlerin ve ilerici-devrimcilerin çabaları 1 Mayıs’a gerçek anlamını kattı. Metal fabrikalarında da yapılan 1 Mayıs açıklamaları ve etkinlikler sınıf adına anlamlı bir deneyim oldu.

1 Mayıs’a sayılı günler kala “ticari faaliyetler” dışında her türlü eylem, etkinlik, basın açıklaması yasaklandı. İşçi direnişlerine ardı ardına polis saldırıları yaşandı. Milyonlarca işçi çalışmaya mecbur bırakılırken, sözde tam kapanma kapsamında 1 Mayıs yasaklanmaya çalışıldı. Sendikal bürokrasi ise yine icazetçi tutumlarıyla yasaklara boyun eğdi. Göstermelik, sınırlı sayıda kişiyle yapılan 1 Mayıs açıklamaları ile yetinmeye çalıştılar. Sendika üyeleri fabrikalarda, işyerlerinde çalışırken, sendika başkanları meydanlarda, sosyal medyada poz vermenin yarışına girdiler.

Milyonlarca işçi çalışırken, alanlara çıkan kitlenin sayısal azlığı aldatıcı olmamalıdır. İşçi sınıfının yaşadığı sorunlar katlanmaktadır. Yasaklara rağmen sokaklara çıkılması, ortaya konulan irade çok anlamlıdır. Pandemi, kriz ve yasakları ortadan kaldıracak olan da bu iradenin birleşik, militan 1 Mayıslarla buluşmasından geçmektedir.

-Siyasal gelişmeler

Ortadoğu coğrafyasında yaşayan halkların yaşadığı acılar, katliamlar tekerrür ediyor. Mazlum Filistin halkına yönelik siyonist İsrail rejiminin saldırılarına bir yenisi eklendi. Dünya halklarının tepkisini çeken saldırıların kesilmesi, on yıllardır süren işgal politikasının sona erdiği anlamına gelmemektedir. İzleyen günlerde saray şefi Erdoğan’ın emperyalist ABD lideri Biden ile görüşmesi, Ortadoğu’da yaşayan halklara yönelik yeni saldırı planlarının hazırlanacağının ilk sinyallerini veriyor. Emperyalistlerin, siyonistlerin ve işbirlikçilerinin işgal, savaş, katliam politikalarına karşı Ortadoğu halklarının birleşik mücadele etmekten başka yolu yoktur.

Düzen yargısının üç maymunu oynadığı bir süreç olan mafya-çete liderinin itirafları ise, düzenin tüm kurumlarının çürümüşlüğünü, devletin mafya-çetelerin eliyle yönetildiğini bir kez daha göstermiştir. Milyonlarca asgari ücretli işçinin açlık sınırı altında yaşamaya mahkûm edildiği bir ülkede, tepeden tırnağa pisliğe bulaşmış, milyarlarca dolarlık rant, uyuşturucu, silah vb. ticareti bizzat ülkeyi yönetenlerin eliyle yürütülüyor. Daha ne kadar pisliğin ortaya saçılacağı bilinmez, ancak yapılması gereken pislikleri yaratan bu sömürü düzenine son vermektir. Bizden çaldıklarını geri almanın vakti gelmiştir. Üretenlerin yöneteceği bir dünya özlemine olan ihtiyaç bugün daha da yakıcı hale gelmiştir.

-Sınıfa yönelik saldırılar

Pandemi sürecinde işçi sınıfının kazanılmış haklarına yönelik saldırılar hız kesmeden sürdü. Sözde işten çıkarma yasağının olduğu süreçte, 200 bine yakın işçi Kod-29 gerekçesiyle işten atıldı. SGK’nın Kod-29’u 5 ayrı maddeye bölmesi, esas itibariyle hiçbir şeyi değiştirmemiştir.

İflas eden şirketlerden alacaklılar listesinde, işçi sınıfı yine en sona bırakıldı. Kriz ortamında oluşan ve oluşacak olan şirket batışları düşünüldüğünde yeni sorunların habercisi olan bu yasa ile krizin faturasının bir kez daha işçi sınıfını ödetilmeye çalışıldığını görüyoruz.

Pandemi süreci boyunca artan işsizlik ve enflasyon, düşen alım gücümüz, ücretsiz izinler ile hayat daha da çekilmez bir hale gelirken, sermayeye teşvikler, vergi afları ile hizmette sınır tanımıyorlar.

Saldırılara karşı işçi sınıfının topyekûn direnişten başka çözümü yoktur. İşkolu, fabrika ayrımı yapmaksızın, çalışma koşullarının düzeltilmesi, kazanılmış hakların korunması için örgütlü bir mücadeleye ihtiyacı vardır. Sorunlarına sessiz kalan değil, ses çıkaran, harekete geçen işçi sınıfı kazanacaktır.

-Metal İşkolu Grup TİS süreci

150 bine yakın metal işçisini kapsayan metal işkolu Grup Toplu İş sözleşmesi süreci başladı. Mayıs ayı itibariyle taraf sendikaların yetki tespitleri sonuçlandı. Pandemi döneminde önemli kayıplar yaşayan metal işçileri, talepler, mücadele ve örgütlenme programının hazırlıklarına bugünden başlamalıdır.

Yetkili sendikaların anket, toplantı vb. hazırlıkları ile taslak çalışmalarına başladıklarını görüyoruz. Türk Metal çetesi düşük profilli anketler ile işçilerin fikirlerini aldığını iddia ediyor. Halbuki göstermelik anketler ile beklentiyi en düşük seviyeye çekmeye çalışıyor. Anketinde ilk 6 ay için belirtilen en yüksek zam oranı olan 1050 lira ile algı operasyonu yapmaya başladı. Açıkça satışın ilk sinyallerini veriyor.

Birleşik Metal-İş, fabrikalarda TİS komiteleri ile toplantılara başladığını duyurdu. Metal işçilerinin kayıpları ile yeni kazanımları sağlaması için, TİS komitelerinde alınacak kararlar hayati önem taşıyor. Ancak unutmamak gerekir ki, inisiyatifi eline alamayan TİS komiteleri, sendikal bürokrasinin yedeğine düşmekten kurtulamaz.

Tüm metal işçilerini insanca çalışma ve insanca yaşama koşullarını sağlayacak taleplere sahip çıkmaya çağırıyoruz. Metal işçilerinin onayının olmadığı bir taslakla hiç kimse karşımıza çıkmamalıdır. Şubelerde ve genel merkez komisyonlarında alınacak tüm kararlarda tabana söz-yetki-karar hakkı tanınması için mücadele edilmelidir.

Unutmayalım ki, sendikaların her ay açıkladığı yoksulluk sınırı raporu da metal işçisinin halihazırdaki açık sefaletini göstermeye yeterlidir. BİSAM’a göre 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı daha şimdiden 9.739 liradır. Bu rakam göz önüne alınmadan oluşturulacak taslak metal işçilerini sefalete mahkum etmektir.

Öz Çelik-İş’ten ise her zamanki gibi ses seda yok. Anlaşılan MESS ve Türk Metal arasındaki toplu sözleşme oyununa onay vermekten öteye bir amaçları, planları yok.

MYK olarak, aldığımız kararlar çerçevesinde, metal işçilerine şu çağrıyı yineliyoruz.

Taslak demek, uğruna mücadele edeceğimiz, etrafında kenetleneceğimiz ortak talepler demektir. Bu yüzden bizler taslağımıza bugünden sahip çıkar, kendimiz hazırlar ve kenetlenirsek, MESS’in dayatmaları da sendikal bürokrasinin oyunları da boşa düşer. Sendikal bürokrasinin ihanetler ile dolu tarihinin bilincinde olmalı, hiçbir beklenti içerisine girmemeliyiz. Kendi göbek bağımızı yine kendimiz keseceğiz.

Aksi takdirde, MESS ve işbirlikçilerinin satış sözleşmesine imza atmaları kaçınılmaz olacaktır.

Önümüzdeki günlerde çeşitli fabrikalardaki duruşları da fırsata çevirmelerine izin vermeyelim. 2015 yılı Metal Fırtına’da olduğu gibi birleşelim, tek yumruk olalım.

2021 yılında Cumhuriyet tarihinin ihracat rekorlarını kıran MESS kodamanlarının kriz edebiyatına karşı taleplerimizi savunalım. Geleceğimiz için “Kazanana kadar Grev!” şiarıyla örgütlenme çalışmalarına başlayalım. Üretimden gelen gücümüz, en önemli silahımızdır. Geçmiş dönemlerde olduğu gibi, sendika bürokratlarının grevi boşa düşüren kirli hesaplarının, oyunlarının, grev yasağı fırsatçılıklarına izin vermeyelim.

-Direnişler

Türkiye’nin dört bir yanında ücretsiz izin, Kod-29 gibi saldırılara maruz kalan işçilerin direnişleri sürüyor. Sinbo, SML Etiket direnişleri, Baldur, Mastaş grevleri önemli bir yerde durmaktadır. Direnen, greve çıkan işçilerle dayanışmak hepimizin sorumluluğudur. Direnişlerin kazanımla sonuçlanması dayanışmanın büyütülmesinden geçmektedir.

-Yayınlar

Geçmiş süreçteki yayın faaliyetini değerlendiren MYK’mız, önümüzdeki dönemi TİS süreci olarak örgütleyen, metal işçilerinin mücadelesini ileri taşıyan bir perspektifle yayın faaliyetini güçlendirecek adımlar atma kararı aldı.

15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin 51. yılına girerken, bizlere bu şanlı ve onurlu tarihi bırakan işçi önderlerini saygıyla anıyor, selamlıyoruz. Sorunlarımızın kaynağı olan sömürü düzenine son vermek, insanca çalışma koşullarına ve insanca yaşayabileceğimiz bir düzene kavuşmak için 15-16 Haziranların yolundan yürümeye çağırıyoruz. İşçi sınıfının örgütlülüğüne yönelik saldırı anlamına gelen yasaların bu büyük işçi direnişi ile geri çektirilmesi, 100 bini aşkın işçinin şalterleri indirerek İstanbul’da meydanları zapt etmesi, sermayedarların devrim oluyor korkusu ile kaçacak delik aramaları işçi sınıfının ve de fiili meşru eylem hattının gücünü ortaya koymaktadır. Bu bilinç, irade ve çaba ile tüm metal işçilerini harekete geçmeye, örgütlenmeye çağırıyoruz.

Metal İşçileri Birliği
Merkez Yürütme Kurulu

Haziran 2021

İLİŞKİLİ HABERLER