AKP-MHP iktidarının sömürücü ve baskıcı uygulamalarına 14 aylık pandemi süreci eklenince milyonların hayatı tam bir köleliğe dönüştü. 14 ay sonra milyonlar olarak sanki salgınla yeni karşılaşmışız. Sermayedarların ve AKP-MHP iktidarının kirli çıkarlarından kaynaklı alınmayan önlemlerle vaka ve ölüm sayıları rekorlar kırıyor.
Hayatı değil, çarkları durdurun!
Bilim insanlarının önerileri kulak arkası yapılıp, lebalep kongreler toplandı, AVM’ler açık bırakıldı, milyonlarca işçi pandeminin üssü olan fabrikalarda virüsle karşı karşıya bırakıldı. Toplum sağlığı yok sayıldı. Şimdi ise “tam kapanma” diye milyonlarca insan evlerine kapatılıyor. Ama herkes çok iyi biliyor ki bu bir tam kapanma değildir. Sözde kapanmadır. Milyonlar çalışmaya devam edecektir. Virüsle burun buruna çalışıp evlerine gidecektir. Muaf tutulan işkollarında 16 milyonun üzerinde işçi çalışmaktadır. Bu nasıl “tam kapanma”dır.
Gelir güvencesi istiyoruz!
Milyonlarca işsizin, hiçbir gelire sahip olmayan insanların ülkesi olan Türkiye’de hele de gelir güvencesi sağlanmadan yaşanan bu kapanma, sosyolojik-psikolojik yanını bir kenara bırakırsak, işçi-emekçilerin tam bir açlığa terk edilmesi demektir.
Salgınla böyle mücadele edilmez!
Zaten bu türlü bir kapanmanın toplum sağlığına hiçbir faydası yoktur. Salgının en çok yayıldığı alanlar, kapalı alanlardır. Yani siz bir işçiyi kapalı bir alan olan ve salgın yayılım hızının en yüksek olduğu fabrikalara göndereceksiniz, oradan da yine salgın yayılım hızının en yüksek olduğu evine gelecek. Bu kapanma ile salgının yayılma potansiyeli devam etmektedir. Anlaşılan odur ki AKP-MHP iktidarı bu salgın hiç bitsin istememektedir.
Herkese aşı yapılmalıdır!
“Günde 2 milyon aşı yapacağız” yalanının üzerinden 3-4 aylık zaman geçti. Türkiye’de iki doz aşılaması tamamlanan, toplam nüfusun sadece %10’u kadar. Tek doz aşı olan kişi sayısı ise 13 milyon civarındadır. Topluma “başınızın çaresine bakın” demekten başka bir işe yaramayan Sağlık Bakanı’nın sözlerinde bir inandırıcılık bulsaydık, sözüne göre şu anda 130 milyonu aşkın aşımız olacaktı. Ama ortada ne aşı ne de aşılama var. Sadece yalanlar, oyunlar, algı operasyonları var.
Yasak değil, tedbir istiyoruz!
16 milyon virüsle burun buruna çalışırken, tedbirler alınmak yerine yasaklar getirildi. Market broşürü dağıtmak serbest bırakılırken, ticari amaçlı olmayan bildiri dağıtmak, afiş asmak, stand açmak yasaklandı. Hak aramak yasaklandı. İşçi direnişleri, eylemleri yasaklandı. Bahanesi pandemi. Sendikalaşmak yasaklandı. Bahanesi pandemi. İşsizlik Fonu yağmalandı. Bahanesi yine pandemi. Yani sözün kısası sermayedarlar ve AKP-MHP iktidarı için pandemi tam bir fırsat ortamı.
1 Mayıs yasak tanımaz!
Son bir aydır; direnen, hakkını arayan, ücretsiz izne çıkartılan, kod-29 ile haksız yere işten atılan, sendikalaşan binlerce işçi pandemi bahane edilerek polisin arsız şiddeti ile karşı karşıya kalıyor. Yaklaşan 1 Mayıs ise bu azgınca saldırıya yeni bir boyut kazandırmıştır. Sokağa çıkan herkes pandemi gözetilmeden yaka-paça gözaltına alınıyor.
Pandemi bahane…
Toplum sağlığı ile yakından uzaktan alakası olmayan bu “tam kapanma”nın arkasındaki hedefi ise yine Turizm Bakanı ağzından kaçırıyor. Mayıs ayında başlayacak olan turizm sezonu için turistlerin gözünü boyamak, eritilen döviz rezervlerinin yerine bu şekilde döviz koymaya çalışmak hedefleniyor.
Bu oyunlara gelmeyelim! İnsan, emek, doğa düşmanı AKP-MHP iktidarının tek derdi dayandıkları sermayedar sınıfını ihya etmek, yandaş takımını daha fazla yemlemek ve koltuklarını terk etmemektir. Bizler, bu hayatı üreten işçiler olarak, estirilen yalan rüzgarlarına kapılmadan, haklarımızı, sağlığımızı ve geleceğimizi savunmalıyız.
Yapılması gereken açıktır: Zorunlu işkolları dışında tüm işkollarında üretim sonlandırılarak tüm işçilere ücretli izin verilmelidir. Hiçbir geliri olmayanlara gelir desteği sağlanmalı, yaygın test ve yaygın aşılama ile bir kapanma gerçekleşmelidir. Bu içerikte olmayan hiçbir kapanma, kapanma değildir! Fabrikalar çalışırken, inşaatlar durmazken, milyonlar çalışırken tam kapanma olmaz!
Tam kapanma adı altında getirilen yasaklar ise meşru değildir. Pandemi bahanesiyle 1 Mayıs’a vurulmaya çalışılan zincir, işçi sınıfının mücadelesine vurulmak istenmektedir. Ancak 1 Mayıs yasak tanımaz. Taleplerimiz etrafında birleşelim, 1 Mayıs’ta sokağa, eyleme mücadeleye!
Metal İşçileri Birliği