Metal İşçileri Birliği, DEV TEKSTİL ve TOMİS genel başkanlarının katılımı ile “1 Mayıs, saldırılar ve sınıf hareketi” başlıklı çevrimiçi etkinlik düzenledi.
Etkinlik 1 Mayıs ve işçi eylemlerinden görüntülerin yer aldığı bir video gösterimi ile başladı. MİB Temsilcisi 1 Mayıs’a pandemi koşullarında girildiğini ve hem dünyada hem Türkiye’de işçi sınıfının hak gaspları yaşadığını belirtti.
Sınıf hareketi tarihi
Ardından söz alan DEV TEKSTİL Genel Başkanı Fatma Alökmen konuşmasında işçi sınıfının mücadele tarihinden söz ederek şunları ifade etti:
“Saldırılara karşı işçi sınıfı parçalı ve dağınık tepkiler veriyor. İşçi hareketi ‘60’lar yıllardan itibaren güçlü işgal, grev ve eylemler örgütledi. ‘80 darbesine kadar yaşanan tüm hak kazanımları ekonomik taleplerle sınırlı değildi, siyasal talepler de vardı. ‘87 bahar eylemlerine kadar işçi sınıfı sahnede değildi, bahar eylemlilikleri ve Zonguldak yürüyüşü ile sınıf hareketi ivmelendi. ‘90’lı yıllarda Ankara mitingleri gerçekleşti. Bu süreye kadar sınıf birleşik olarak sahnede ancak ardından birleşikliğini kaybediyor. Greif ve Metal Fırtına da sınıfa güçlü deneyimler bıraktı ama işçi sınıfını bu tablodan çıkaracak nitelikte değildi.”
“İşçi sınıfı güven arıyor”
Alökmen konuşmasının devamında güncel saldırılar ve işçi sınıfının bu saldırılara karşı neler yapılabileceğinden bahsetti ve şunları ifade etti:
“Sınıf birbirine ve kendine güvenmiyor. Sınıf güven arıyor hem DEV TEKSTİL hem Sinbo bunu yapmaya çalışıyor. Yürütülen her kararlı mücadele, mücadele etmek isteyen işçiye örnek oluyor. Yol gösterecek. İşçilere güven veren kararlı önderlik çizgisi önemli. Sendikal bürokrasiyi etkisizleştirmek gerekiyor. Taban örgütlülüğünü güçlendirmek, işçi birliklerini güçlendirmek gerekiyor. Sınıf hareketinin mücadele merkezi sorununda İstanbul’da direnişleri bir araya getirip ortak mücadele yürütmek önemli. Siyasal yapılara da önemli görevler düşüyor. Sendikal bürokrasinin ‘bugünün sınırları var’ gibi söylemleri siyasal yapılara da sirayet etmiş gözüküyor.”
“Mücadele direnerek yürütülür”
MİB temsilcisinin “Sendikal bürokrasiye karşı ne yapılmalı ve mücadele nasıl şekillenmeli?” sorusunu TOMİS Genel Başkanı Dilbirin Acar cevapladı. Acar, konuşmasında güncel sorunların pandemi üzerinden şekillendiğinin altını çizerek Metal Fırtına’daki sendikal bürokrasiye karşı başkaldırışı hatırlattı. TOMİS’in bu süreç üzerine kurulduğunu anlatan Acar şunları ifade etti:
“O günden bugüne mücadeleye devam ettik. Hem sermayeye hem de sendikal bürokrasiye karşı devrimci sınıf sendikacılığı ile mücadelemiz sürüyor. Sendikal bürokrasi ücretsiz izin ve kısa çalışma ödeneğine karşı sessiz kaldı. Biz buna karşı mücadele ettik. Sinbo bunun örneği oldu. Ücretsiz izin saldırısı direnişle püskürtüldü. Fabrikada mücadele patronlarla uzlaşarak değil direnerek yürütülür.”
“2 yeni sendikayız, 2 direniş örgütlüyoruz”
“Pandemide yasaklara karşı neler yapılabilir?” sorusunu yanıtlayan Alökmen “Pandemide fabrikalarda üretim devam etti. İktidar, düzen muhalefeti ve sendikaların işçilerin sokaklara çıkmasında ciddi korkusu var. Sendikaların toplantı yaptığı gün 1 Mayıs’ın ruhunu kimin taşıdığını gördük” dedi ve 1 Mayıs günü alanlarda olmanın önemine vurgu yaptı. Alökmen konuşmasına şu şekilde devam etti:
“İşçi sınıfının yaşadığı ağır sorunlar var. Buna karşı mücadele ederken devrimci sınıf sendikacılığını temsil etmek gerekiyor. Sendikal bürokrasinin ne olduğunu gösterdi Çarşamba günkü fotoğraf. Biz iki yeni kurulmuş sendika 2 tane direniş örgütlüyoruz. Kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izne karşı mücadele edemeyen sendikalar geriye düşüyor. Sendikal bürokrasi işçi sınıfının hareketsiz kalması için mücadele ediyor adeta. Dilbent’in yürüttüğü mücadele herkese örnek olmalıdır. Dilbent’in, TOMİS’in, DEV TEKSTİL’in yapabildiğini hepimiz yapabiliriz. Öncü işçilere önemli görevler düşüyor.”
İşçi inisiyatifi
İşçi inisiyatifinin açığa çıkması üzerine konuşan TOMİS Genel Başkanı, “Fabrikalarda işçiler susturulmuş, birbirine düşman ettirilmiş. Sendikamız tüm işçilerin söz sahibi olabildiği, sendikayı yönettiği şekilde işliyor. Bu yüzden sendikamıza üye işçiler sendikamızı temsil edebiliyor. Gücümüzü işçi sınıfından alan bir anlayışla hareket ediyoruz” dedi.
“İşçiler canları pahasına direnerek 1 Mayıs’ı kazandı”
Direnişlerin ortaklaştırılması ve otomotiv sektöründeki “çip krizi” üzerine yapılan konuşmaların ardından 1 Mayıs üzerine görüşler aktarıldı. DEV TEKSTİL Genel Başkanı Fatma Alökmen şunları ifade etti:
“1 Mayıs, işçi sınıfının kapitalist sömürüye karşı verdiği mücadele sonucu kazanıldı. İşçiler canları pahasına direndi. 1 Mayıs iki sınıfın karşı karşıya geldiği, sınıfın tek yumruk olarak gücünü gösterdiği bir gün. 1 Mayıs’ı bu kadar yasakla bastırmaya çalışmalarına şaşırmıyoruz. Kitlesel bir direnişe dönmesinden korkuttukları için yasaklıyorlar. Tam kapanma ve ücretli izin uygulanmadığı sürece 1 Mayıs’a çıkmamız meşru ve elzemdir.”
“Ölümle burun buruna çalışırken 1 Mayıs yasaklarını kabul etmemeliyiz”
Pek çok sorunla yüzyüzeyken işçi sınıfının 1 Mayıs’ı karşıladığına değinen TOMİS Genel Başkanı Dilbirin Acar ise şunları ifade etti:
“Tarihsel ve güncel taleplerle alanlarda olmalıyız. Dayatılan yasakları kabul etmemeliyiz. İşçi sınıfının ölümle burun buruna çalışması pahasına üretim durdurulmuyor. Bu 1 Mayıs işçi sınıfının yaşamını koruması adına da önemli. Önlemlerin alınmasının yolu bu yıl 1 Mayıs’tan geçiyor.”
Son olarak 27 Nisan’da SML Etiket önünde gerçekleşecek etkinliğe ve 1 Mayıs günü alanlara çağrı yapılarak etkinlik sona erdi.
Kızıl Bayrak / İstanbul
Etkinliği aşağıdaki linkleri tıklayarak da izleyebilirsiniz:
MİB Facebook
MİB Twitter (Periscope TV)