Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu olarak Ekim ayı toplantısını gerçekleştirdik. Pandemi süreci, kapitalistlerin işçi sınıfına yönelik saldırıları, hayat pahalılığı, barınma sorunu, eğitim-öğretim hayatında yaşanan sorunlar, işçi direnişleri, 140 bine yakın metal işçisini doğrudan ilgilendiren MESS-Grup TİS süreci ile ilgili gelişmelerin ele alındığı toplantı sonuçlarını paylaşıyoruz.
Pandeminin etkileri sürüyor
Pandeminin başladığı ilk günden itibaren hep kapitalistlerin çıkarları gözetildi. Bilim insanlarının, meslek odalarının, sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin önerileri, uyarıları doğrultusunda salgın ile mücadele etmek yerine, AKP iktidarının siyasi ve ekonomik amaçlarına hizmet eden sözde önlemler ile salgın, hayatın bir parçası haline getirildi. Salgına son verecek aşılama hizmetinde dahi işçiler son sıraya bırakıldı ve virüsün yayılma hızının önüne geçilemedi. Aşı oranının artmasına rağmen vaka ve ölüm sayılarındaki artış durmuyor. Toplumsal sorunlarda işçi ve emekçileri kutuplaştırmaya çalışan AKP iktidarı, aşı tartışmaları ile de bilgi kirliliğine yol açtı. Pandemi boyunca her türlü fedakarlığı yapan işçi ve emekçileri aşı taraftarlığı-karşıtlığı üzerinden yapay tartışmalar ile bölmeye çalışıyor. İşçi ve emekçilerin en ufak hak arayışını pandemiyi bahane ederek engelleyen iktidarın aşı karşıtlarına miting izni vermesi ne kadar riyakar olduğunu bir kez daha göstermiştir. MİB MYK olarak “böl-parçala-yönet” taktiklerine ve sahte taraflaşmalara son vermenin yolunun mücadeleden geçtiğini tüm işçi ve emekçilere hatırlatmak isteriz.
Krizlerinin faturasını ödemeyelim!
Pandemi konusunda bunlar yaşanırken, ekonomik krizin etkileri de her geçen gün artmaktadır. İşçi sınıfına yönelik ekonomik ve sosyal saldırıların ardı arkası kesilmiyor. Hayat pahalılığı, temel tüketim ihtiyaçlarına gelen fahiş zamlar, alım gücünün düşmesi, ağır vergi yükü vb. sorunlar hayatı çekilmez hale getiriyor. Kış aylarının yaklaşması ile pazarda, markette, tezgahta fiyatlar el yakıyor. Elektrik, doğalgaz vb. gibi temel ihtiyaçlara yapılan aylık zamlar normalleştiriliyor. Son dönemde üniversite öğrencilerinin yurt sorunu ile gündeme gelen barınma hakkı milyonlarca işçinin yaşadığı sorunu bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Her gün yeni bir sarayın, villanın, otelin yapıldığı ülkemizde üniversite öğrencileri sokağa terk edilirken, milyonlarca işçi de konut ihtiyacından mahrum bırakılıyor. Fahiş kira artışları ile ücretlerin büyük kısmı kiralara gidiyor, asgari yiyecek, giyecek temini, sosyal bir hayatı imkansız hale getiriyor. Yeterli önlemler alınmadan okulların açılmasıyla geleceğimiz olan çocukların hayatı tehlikeye girerken, artan eğitim masrafları ile işçilerin beli bükülüyor.
Bir yanda milyarlarca dolarlık servetleri ile dünyasını cennete çeviren kapitalist sistemin efendileri, diğer yanda sömürünün, savaşların gölgesi altında dünyası cehenneme dönen işçiler var. Tüm bu sorunlara karşı kalıcı çözüm için sorunların kaynağı kapitalist sistemi hedef almalıyız. Ürettiğimiz toplumsal zenginliklere sahip olmak için mücadele etmekten başka çıkar yolumuz yoktur.
2021-23 Grup TİS sürecinde Metal Fırtına’yı unutmayalım!
2021-2023 MESS kapsamındaki fabrikalarda çalışan 140 bine yakın işçiyi ilgilendiren Toplu İş Sözleşmesi sürecinde MESS ile yetkili sendikalar arasında ilk görüşmeler yapıldı. Sözleşme taslakları hazırlanırken metal işçilerinin taleplerini, metal işçisinin gerçeğini, metal işçilerinin kayıplarını görmezlikten gelenler, adeta bir tiyatro oyunundan ibaret olacak sözleşme görüşmelerinin ilk perdesini de sahnelemiş oldular.
Pandemi döneminde Cumhuriyet tarihinin ihracat rekorlarını kıran MESS kodamanlarının önüne koydukları sözleşme taslakları baştan satışın sinyallerini vermektedir. “Gerçekçilik” adına sözleşmede yer alan ekonomik talepler dahi açlık ve yoksulluk sınırlarının çok çok uzağında kalmaktadır. Nitekim yetkili sendikalar, temsilciler aracılığıyla sözleşme sürecine dair metal işçilerinin beklentilerini düşürmeye, sözleşme görüşmelerini taslak pazarlığı şeklinde gösterme çalışmaktadırlar. Ancak çabaları nafiledir. Sözleşme taslakları, metal işçilerinin taleplerini karşılamaktan fersah fersah uzaktır.
Fabrikaları köle kamplarına çevirmeye çalışan MESS kapitalistlerinin hesaplarını bozalım. Esnek çalışma, sözleşmeli işçilik, taşeron işçilik, MESS Safe vb. uygulamalar ile fabrikaları dikensiz gül bahçesine çevirmek isteyenlere karşı duralım. Bu uygulamaların yasaklanması, metal işçilerinin ve geleceğin işçileri adına kazanım olacaktır.
Vergi diliminden kaynaklı kesintilerin MESS tarafından karşılanması, pandemi sürecinde iyice ağırlaşan çalışma ve mola sürelerinin insani düzeye getirilmesi, yıllık izinlerin patronların inisiyatifine bırakılmasının önüne geçilmesi, fabrika içi mesai saatlerinde sendikal eğitimin yapılması vb. talepler için metal işçisi beklemeci tutumundan vazgeçmeli ve bir an önce inisiyatifi eline almalıdır.
Uzun yıllardır kapalı kapılar ardında imzalanan sözleşmeler ile metal işçisini köleliğe mahkum eden sendika ağaları ile MESS kodamanları, sonrasında yaptıkları sözde pazarlıklar ile süreci bitirip, metal işçisine söz hakkı bile tanımazdı. Ancak 2015 Metal Fırtına ile saltanatları sarsılan sendika ağaları kendilerini o koltuklarda rahat hissetmesinler. Meydanlarda, salonlarda şov peşinde koşan ağa takımı sözleşme görüşmelerinde ne konuşulduğunu açıkça, şeffaf bir şekilde tüm metal işçileri ile paylaşmalıdır. Tüm görüşmeler canlı yayınlanmalıdır. İşçilerin onayı olmadan hiçbir sözleşme maddesi imzalanmamalıdır. Bunu başarabilmenin yolu da Metal Fırtına’da olduğu gibi metal işçisinin bu istemler uğruna harekete geçmesiyle mümkündür.
MİB MYK olarak metal işçilerine çağrımızdır:
Pandemi sürecinde iyice ağırlaşan ekonomik ve sosyal saldırılara karşı birlik olmalı, bölümlere dayalı komitelerde bir araya gelmeliyiz. Baskılara, korkulara inat işçilerin birliğini sağlamak için mücadele edilmelidir. Türkiye'nin ve dünyanın dört bir yanında işçiler ayağa kalkıyor. Hakları ve gelecekleri için direniyor. Kod 29 zulmüne, ücretsiz izine, sendika düşmanlığına karşı Sinbo, Alba, Kentpar Otomotiv, Belkarper, Adkoturk, Uğur Tekstil, İpekiş, Bakırköy Belediyesi, CarrefourSA, MİTSUBA ve daha birçok işyerinde işçiler direniyor. Metal işçisinin dağınıklığını, örgütsüzlüğünü ortadan kaldırmak için birlikler kurmalı, direnen işçiler ile dayanışmayı yükseltmeliyiz. Yaşamda, fabrikada sorunları yaşayanlar biz isek, çözüm de kendi ellerimizdedir. Çözüm için mücadele etmekten başka çıkar yolumuz yoktur.
MİB-MYK Ekim ayı toplantımızı yaptığımız tartışmalar ışığında ve oluşturduğumuz politikalar çerçevesinde bülten planlamamızla bitirdik.
Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu
Ekim 2021