Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu olarak Eylül ayı toplantısını gerçekleştirdik. Sermayenin pandemiyi fırsata çevirerek sınıfa yönelik saldırıları tırmandırdığı, işsizliğin, yoksulluğun, hayat pahalılığının arttığı, emperyalist çıkar çatışmalarının milyonları evsiz ve aç bıraktığı, göç yollarına düşürdüğü bir dönemde; metal işkolunda yaklaşık 140 bin işçiyi kapsayan MESS Grup TİS sürecinin başladığı bir süreçte yaptığımız toplantının sonuçlarını paylaşıyoruz.
Emperyalist çıkar ilişkileri ve göçmen sorunu
Şu açık bir gerçek ki, milyonları göç yollarına düşüren en temel etken emperyalistler arası çıkar çatışmalarıdır. Ortadoğu’da Suriye’de, Afganistan’da yaşanan da budur. AKP-MHP iktidarı da bu kanlı pastadan pay almak hevesiyle emperyalistlerle suç ortaklığı yaparak savaşın bir parçası olmaktadır. Milyonlarca göçmenin Türkiye’ye gelmesinin sorumlusu da onları ucuz işgücü olarak kullanan da emperyalistlerden para sızdırmanın bir aracı olarak kullanan da mafyalaşan AKP-MHP iktidarıdır. Bugün yaşadığımız sorunların kaynağı göçmenler değil, bu soruna neden olan emperyalistler ve iş birlikçi iktidar güçleridir. Göçmenler ise, emperyalistlerle suç ortaklarının kanlı savaşlarının kurbanlarıdır.
Pandemide bizlerin ekmeği küçüldü, onların serveti büyüdü!
Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemiye karşı toplumun sağlığını değil, sermayenin ihtiyaçlarını temel alan politikaların bir sonucu olarak ölümler devam etmekte, vaka/hasta sayıları düşmemektedir. Toplum bağışıklığının sağlanması adına tüm insanlığa sunulması gereken aşı ve ilaçlar ilaç tekellerinin elinde aşırı kar etmenin bir imkanı olarak kullanılıyor.
Vaka sayılarını ve ölümleri durduracak olan önlemleri almak yerine, üretimin devam etmesi, sermayenin çarklarının dönmesi temelinde işleyen süreç göz göre göre milyonları tehlikeye atmaktadır. Saraylarda sefahat süren din bezirganları, “çarklar dönecek” diyerek milyonlarca işçinin sağlığını hiçe saydılar.
Pandemi sürecinde yoksullaşan, alım gücü düşen, işsiz kalan, borç batağına saplanan milyonlarca işçi-emekçi bir tarafta, son bir yıl içinde sermayesini büyüten burjuvazi diğer taraftadır. AKP sözcülerinin açıklamalarına göre ekonomi büyümektedir. Milyonlar açken, işsizken, yoksullaşırken, bizlerin ekmeği küçülürken, büyüyen bir avuç sermayedarın servetidir. Buna dur diyecek olan ise işçi sınıfının örgütlü mücadelesidir. Kurtarıcı beklemek ham hayaldir.
Metal işkolunda Grup TİS süreci
TİS süreçleri sınıf mücadelesinin yoğunlaştığı dönemler olmakla beraber hak mücadelesini bu süreçlere sıkıştırmak doğru değildir. Sermaye de sendikal bürokrasi de sınıf mücadelesini TİS süreçlerine indirgeyerek işçi sınıfının ufkunu daraltmaya, sınırlandırmaya çalışmaktadır. 2 yıl boyunca bütün beklentileri, talepleri toplu sözleşmeye erteleyen bakış açısı TİS süreçlerinde de kazanımla çıkılmasının önündeki en büyük engellerden biridier. Sınıf mücadelesi bir bütündür, insanın insan tarafından sömürüsü ortadan kaldırılana kadar sürecek bir mücadeledir. Zira kapitalist düzende bazı kazanımlara ulaşmak mümkün olsa da, bunlar güvence altında değildir. Esas olan sınıfsız sömürüsüz bir dünya mücadelesini geliştirebilmektir.
Sınıfın taleplerine kulaklarını tıkayanlar, sözleşme süreçlerini de “gerçekçilik” adına işçileri “en azına razı etme” bakışıyla hareket etmekte, sermayenin dayatmalarını kabullenmektedirler.
2021-23 MESS Grup TİS süreci açıklanan taslaklarla başlamış oldu. TİS’leri ekonomik taleplere indirgeyen, o noktada da metal işçilerinin ihtiyaçlarını, taleplerini ve kayıplarını karşılamaktan uzak bir tutum var karşımızda.
Pandemi sürecinde esnek çalışmadan sözleşmeli işçiliğe, telafi çalışmadan deneme süresine, keyfi işten atmalardan ücretsiz izinlere ve Kısa Çalışma Ödeneği ile gelir kayıplarına kadar sınıfa yönelik saldırılar yoğunlaşmışken, bu dayatmalara karşı örgütlenmek, talepler oluşturmak ve kazanmak için mücadeleye hazırlanmak büyük bir önem taşıyor.
Çalışma süreleri, molalar, vergi diliminden kaynaklı kesintiler, gece çalışması, sendikal eğitimin mesai saatlerinde fabrikalarda yapılması vb. sorunlara dair taleplerin de TİS’lerde yer alması gibi kazanımlar işçi sınıfının kazanımı olacağı açıktır.
Bu sorunlara dair talepler kimi taslaklarda yer alsa da öne çıkartılan ilk 6 ay zamları oluyor. Süreç içinde de ilk 6 ay zamları dışındaki talepler göz ardı ediliyor.
TİS süreçlerini ekonomik taleplerin dışına çıkartacak olan işçi sınıfın örgütlü gücü ve inisiyatifi ele almasıdır. Bu noktada adım atmadığımız sürece başkalarının atmasını beklemek, boş bir hayal olacaktır.
İlk 6 aylık zammına dair bir şeyler söyleyecek olursak: %27-29’luk zam oranları gerçekçi olmak adına gerçek enflasyon rakamlarının yakınından bile geçmeyen, pandemide yaşanan kayıpları karşılamayan oranlardır.
Yıllardır karşımıza çıkan sermayenin dayatmalarının yanı sıra sermaye devletinin grev yasakları ve baskı politikaları da TİS süreçlerinde karşımıza çıkıyor. Bu noktada şimdiden hazırlık yapılmalı; grev yasaklarına, baskılara karşı fiili meşru mücadele hattı örgütlenmelidir. Bu noktada adım atmadığımız sürece, yasaklara boyun eğdiğimiz sürece taleplerimizin karşılanması hayal olacaktır. Üretimden gelen gücümüzü kullanmaktan çekinmemeli, bugünden güçlerimizi birleştirmeliyiz. Her dönem olduğu gibi, AKP şefi işçi sınıfına olan düşmanlığını yine gösterecek ve grevleri yasaklayacaktır. Haklı-meşru talepler için şimdiden fiili bir grev için hazırlanmanın önemi göz ardı edilmemeli.
Ancak şu da ortadadır ki, metal işçileri pandemi sürecinde dayatmalara boyun eğdirilmiş, işsizlik korkusu yayılmıştır. Örgütsüzlük ile birleşen bu korku ayağa kalkışı, zincirlerimizi kırmamızı zorlaştırıyor. Metal işçilerinin yapması gereken açıktır: Dağınıklığa, örgütsüzlüğe son verilmelidir. En kısa zamanda birliklerimizi kurmalı, inisiyatifi elimize almalı, kazanma iradesiyle mücadeleye hazırlanmalıyız.
Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu
Eylül 2021