Metalde 2021-2023 toplu sözleşme süreci başlıyor…

MİB içinde kenetlenelim, birliğimizi güçlendirelim… “Kazanana kadar grev!” şiarını rehber alarak mücadelemizi, örgütlenmemizi büyütelim.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 21 Ağustos 2021
  • 17:15

Krizin ve pandeminin faturasını bize ödetmek isteyen asalaklara karşı…

Komitelerimizi kuralım, birliğimizi güçlendirelim, mücadeleyi yükseltelim!

Metal Grup Toplu İş Sözleşmesi’nin ön sürecindeyiz. Bu süreç zorlu geçecek görünüyor. Zira 2020 yılının başında dünyayı etkisi altına alan pandemi ile birlikte, çalışma ve yaşam koşullarımız görülmemiş düzeyde ağırlaştı. Artan enflasyon, alım gücünün düşmesi, işsizliğin çığ gibi büyümesi, sermaye iktidarının pandemiyi “işçi hastalığı” haline getiren politikaları ve daha pek çok sorun faturanın bizlere ödetildiğini gösteriyor.

Pandemi sürecini istismar eden MESS kodamanları metal fabrikalarında sömürüyü daha da yoğunlaştırmış, daha az işçiyle daha fazla üretimi dayatmıştır. Geçmiş sözleşmelerde kabul ettiremedikleri saldırıları, bu süreçte uygulama imkânı buldular. Şimdi ise, işçi düşmanı AKP-MHP rejiminin desteğine yaslanan MESS, bu dayatmaları kalıcı hale getirmek için hazırlık yapıyor.

Yapılan hazırlıklar bu TİS sürecinin öncekilere göre daha çetin olacağına işaret ediyor. MESS patronları ile Türk Metal’in ağaları, ağır koşulları bizlere kabul ettirmek için her yolu denemeye hazırlanıyor. “Pandemi var”, “kriz var”, “Sizin en azından bir işiniz var” gibi sahtekarca söylemlerle “sözleşmeden çok şey beklemeyin” algısı yaratmak istiyorlar. Oysa gerçekler tam tersini söylüyor. MESS kodamanlarının son iki yıl için açıkladıkları üretim ve kâr istatistikleri sermayelerini büyüttüklerinin ispatıdır. Birçok metal işçisi arkadaşın ağırlaşan çalışma ve yaşam koşullarına karşı sessizliği, bu asalak takımına pervasız açıklamalar yapma cesareti veriyor. İşçi maliyetlerinin düşürülmesi sayesinde kârlarının arttığını pişkince anlatıyorlar.

Metal işçisi kardeşler!

Pandemi döneminde önemli kayıplar yaşadık. Biz işçiler daha fazla yoksullaşırken, MESS kodamanları zenginleşmeye devam etti. Yapmamız gereken açıktır: “Krizin de pandeminin de faturasını ödemiyoruz!” diye haykırmak ve mücadeleye atılmaktır. Metal işçisi sınıf tarihi boyunca Türkiye’de mücadele saflarında hep en önde olmuş ve sınıfın kazanımlarının öncüsü olmuştur. Bugün de böyle bir sorumlulukla karşı karşıya bulunuyor. Biran önce yapılması gereken, aynı kaderi paylaştığımız sınıf kardeşlerimizle birlikte harekete geçmek, birleşik bir mücadeleyi örgütlemektir. Metal İşçileri Birliği olarak diyoruz ki: Metal Grup TİS’lerinde gerçek kazanım ancak bu mücadele perspektifinin hayata geçirilmesiyle mümkündür. Her fabrikada komitelerimizi kurmalı, fabrikalar arası kurullarla mücadeleyi ve taleplerimizi sınıfın diğer bölükleriyle ortaklaştırmalıyız.

Sermaye sahibi kapitalistler ve emek-gücünü satan biz işçiler uzlaşmaz iki ayrı sınıfız. Onlar kârlarını daha da arttırmak için sömürüyü derinleştirmek isterken, bizler emeğimize, onurumuza sahip çıkıp insanca bir yaşam ve çalışma koşulları istiyoruz. İşte TİS dönemleri bu iki uzlaşmaz sınıfın bir tür irade savaşıdır. Bu mücadelenin sonucunda bizler için gelecek iki yılın yaşam ve çalışma koşullarının belirlenecek. Onlar her koşulda sefahat sürmeye devam edecekler. Kaybettiklerinde ise sadece kârları azalıyor. Oysa biz kazanmadığımızda sefalete mahkum ediliyoruz. Yani bu mücadele bizim için çok daha büyük bir önem taşıyor. Bundan dolayı kazanma azmiyle sürece hazırlanmalıyız.

Onlar bir avuç açgözlü sömürücü ama örgütlüler. Yasalar ve devlet, sermaye sınıfı olarak onların arkasında. AKP-MHP gibi işçi düşmanı bir rejimin desteğine yaslanıyorlar. Tayyip Erdoğan’ın ilan ettiği grev yasaklarından güç alıyorlar. Grev yasakları ve Metal Fırtına’da polisin saldırganlığı düşünüldüğünde karşımızda devletiyle, yargısıyla, polisiyle, medyasıyla örgütlü bir sınıf var. Ama unutulmasın ki onların bu güçlü görüntüsü, milyonlar olan bizlerin örgütsüzlüğünden, dağınıklığından gelmektedir. Bugün Türkiye’de yaşanan ekonomik ve siyasal krizden ötürü yaşamı etkilenen, sorunlar yaşayan milyonlarca işçi ve emekçi bir çıkış aramaktadır. Bizim bu sözleşmede yürüteceğimiz mücadele, tüm işçilere-emekçilere örnek olacaktır.

Emin olun ki metal işçileri, sermaye sınıfına karşı geleceği ve hakları için dişe diş, kararlı bir mücadele yürütürse, bu düzenden rahatsız olan, bunalmış olan milyonlarca işçi-emekçi yanımızda olacaktır. İşte o zaman sermaye sınıfının ne kadar güçsüz olduğu ortaya çıkacaktır. Yapılması gereken, TİS için taleplerimizi oluşturmak, bu haklı davamızı tüm sınıf kardeşlerimize anlatmak ve bu dava etrafında birleşmeye çağırmaktır.

Komiteler ve kurulların önemi

Deneyimlerden de bildiğimiz gibi, sözleşme sürecinin olmazsa olmazı fabrika ve bölüm komiteleridir. Tüm fabrikaların birleşmesi ve koordinasyon sağlanması için de fabrikalar arası kurulların büyük bir önemi var. Taslağın oluşturulması, sözleşme masasındaki görüşmelerde alınacak tutum, uyuşmazlık durumunda greve hazırlanmak ve diğer her şey komitelerin kolektif çalışmasıyla şekillenmeli, gelişmeler değerlendirilmeli, eylem kararları burada alınmalıdır. Yıllardır satış sözleşmelerine imza atan sendika bürokratlarının hain tutumlarını engellemenin de tek yolu komiteler ve kurullar olacaktır.

İhanet şebekelerine geçit vermeyelim

Metal fabrikalarında yazık ki gerçek bir sendikal örgütlülük yoktur. Çoğunluğumuzun üye olduğu Türk Metal, kurulduğu günden bu yana sermayenin işçi sınıfı içindeki ajanı rolünü oynamakta, bizleri sermaye adına denetim altında tutmak için çalışmaktadır. Metal işçisinin kazandığı hiçbir hakta zerre kadar emekleri olmadığı gibi, mücadelemize de her zaman köstek oldular. Her sözleşmede varlığı yokluğu belli olmayan, pasif bir tutum izleyen ve Türk Metal çetesinin imzaladığı sözleşmenin aynısına imza atan, Öz Çelik-İş ise AKP’nin aparatı olarak çalışmakta, saray rejiminin bizleri hedef alan sosyal yıkım saldırılarının arkasında durmaktadır. Kendisini farklı yere koyan, ‘80 öncesi sınıfın şanlı direnişlerinin mirasçısı sayan Birleşik Metal-İş’in ise, son yıllardaki pratiği ile diğerlerinden farkı iyice silikleşmiştir. Önceki TİS sürecinde Gebze’de yaşananlar, pandemide yaşanan hak gasplarına karşı yapılan göstermelik açıklamalar vb., Birleşik Metal-İş’in pratik tutumunu gözler önüne seriyor.

Türk Metal çetesi fabrikalarda “düşük profilli” anket çalışması yürüterek, bizlerin beklentisini düşürmeye çalışıyor. Yani şimdiden satış için zemin döşüyor. Birleşik Metal-İş ise fabrikalarda toplantılar yaptığını duyurarak TİS komitelerini kurduğunu açıkladı. Geçmişte de oluşturulan TİS komiteleri, inisiyatif kullanamadıkları için sendika bürokrasinin fabrikadaki sözcüleri durumuna düşmüştü. Yazık ki, bugün de işçiler tabandan kolektif bir irade ortaya koymadığı koşulda durum aynı olacaktır.

Bu tablo göz önüne alındığında TİS süreci için yapmamız gerekenler açıktır: Bölüm bölüm, fabrika fabrika komiteler kurmalı, fabrikalar arası kurulları oluşturmalıyız. Bugün sorun iyi bir zam almaktan ibaret değil. Sermaye sınıfı ile AKP-MHP rejiminin sosyal yıkım saldırıları uygulanmak için hazır bekletiliyor. Krizin, pandeminin faturasını iki yıldır bize kesiyorlar. Bunu devam ettirmek istiyorlar. Bu süreci tüm saldırılara karşı “birleşik bir duruş” sergilemenin imkanı olarak değerlendirmeli ve beklemeden mücadeleye atılmalıyız. Tabanda birliğimizi sağlamalı, söz-yetki-karar hakkımızı elimize almalı, haklı ve meşru taleplerimizi kazanma kararlılığını göstermeliyiz. Unutulmasın ki Metal İşçileri Birliği (MİB), metal işçisinin her mücadelesinde en temel dayanağıdır. MİB sermayenin saldırılarına, siyasal iktidarın işçi düşmanı politikalarına ve sendikalara egemen olan ağalık düzenine karşı kurulduğundan beri kararlı bir şekilde mücadele ediyor. O yüzden zaman geçirmeden MİB içinde kenetlenelim, birliğimizi güçlendirelim… “Kazanana kadar grev!” şiarını rehber alarak mücadelemizi, örgütlenmemizi büyütelim.

Krizin ve pandeminin faturasını ödemeyi reddetmek için,

MESS, saray rejimi ve sendikal bürokrasinin ittifakını dağıtmak için,

Dayatılacak satış sözleşmesini parçalamak için…

Birliğimizin gücü ile bir adım öne! 

Taleplerimiz:

-İnsanca yaşamaya yeten ücret!

-Sağlıklı ve insanca çalışma koşulları!

-Krizin ve pandeminin faturasını kapitalistler ve saraylarda sefahat sürenler ödesin!

-İşten atmalar yasaklansın! Herkese iş, tüm çalışanlara iş güvencesi!

-7 saatlik işgünü 35 saatlik çalışma haftası!

-İki günlük kesintisiz hafta sonu tatili!

-Esnek, kuralsız, taşeron çalışma yasaklansın, sözleşmeli ve taşeron işçiler kadroya alınsın!

-Eşit işe eşit ücret!

Metal İşçileri Birliği