15-16 Haziran direnişinin 52 yılındayız. Bundan 52 yıl önce işçi sınıfı kendi tarihinin en büyük, en önemli ve sonuçları bakımından en etkin eylemine imza attı.
Bu büyük direniş, Türkiye işçi sınıfın ‘60’lı yıllar boyunca militan fabrika işgalleri, hak arama eylemleri üzerinde yükselen mücadele birikimin doruk noktasıydı. DİSK’i etkisiz kılmak için çıkarılmaya çalışılan yasa tasarısına karşı sokağa dökülen işçilerin, DİSK şahsında savunduğu kendi örgütlenme hakları ve özgürlükleriydi. İki büyük işçi kentinde yüz binden fazla işçinin her türlü yasak ve baskıya karşın gerçekleştirdiği bu eylem, işçi sınıfının baskı ve sömürü düzenine cepheden bir meydan okumasıydı.
15-16 Haziran Direnişi, cumhuriyetin kuruluşundan beri zapturapt altına alınmaya çalışılan ama her fırsatta kendini şu veya bu biçimde ortaya koyan işçi sınıfının örgütlenme arayışının, ‘60’lardaki sosyal-siyasal uyanış içinde ulaştığı tepe noktası oldu. Fabrika merkezli sert mücadeleler içinde eğitilmiş bir öncü kuşağın kazanılmış haklarını korumak için gösterdiği militan bir karşı koyuş ve bunu aşan bir kalkışma olarak yaşandı.
O güne kadar mücadele kapasitesi, eylem gücü, hatta varlığı tartışılan işçi sınıfının görkemli bir şekilde kendini ortaya koyduğu, “ben buradayım kendime ve gücüme güveniyorum” dediği bir mihenk taşı oldu 15-16 Haziran direnişi.
Direniş gücünü önderliğinden değil tabandan gelen kararlılığından, saldırının püskürtüleceğine dair duyulan inançtan ve bunun ürünü bir eylem kapasitesinden aldı. Yasa tasarısına karşı kendi varlığını korumak için eylem yolunu seçen sendikacıların gözünü korkutan ise umulmadık boyutta ve şiddetteki militanlık oldu. Bu görkemli militanlıktan ürken sendikacılar direnişe yüz çevirirken, sıkıyönetim ilan edilmesine rağmen tabandaki öncü işçiler ve temsilciler bazı fabrikalarda direnişi baskı ve tutuklamalara karşın günlerce sürdürdüler.
Anayasa mahkemesi işçi sınıfının bu görkemli direnişinin ardından yasayı iptal etmek zorunda kaldı.
***
Artan hayat pahalılığının milyonları açlık ve yoksulluk kıskacı içinde bir yaşama mahkûm ettiği, baskı ve zorbalığın dizginlerinden boşaldığı, yalnız Türkiye’de değil tüm dünyada emekçilerin savaşlara ve buna dayalı yıkımlara sürüklenmeye çalışıldığı bir dönemde, 15-16 Haziran direnişinin 52. yıl dönümündeyiz. Bu büyük direnişten, onun kararlılık ve militanlığından, hak alma ve fazlasını isteme gücünden, direngenlik ve savaşçılığından öğrenmek, daha güçlüsünü ve daha kararlısını örgütlemek görevleri önümüzde duruyor.
Bunu başaracağımıza olan inancımızla 15-16 Haziran direnişini yaratanları, büyük direnişin 52. yılında daha güçlüsünü, daha kararlısını ve daha bilinçlisini yaratacağımıza olan sonsuz inancımızla ve saygıyla selamlıyoruz.
Yeni 15-16 Haziranlar için ileri!
Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu
15 Haziran 2022