Pandeminin faturası kadınlara

Pendik ve Kartal’dan emekçi kadınlar Kızıl Bayrak’a yazdı...

  • Haber
  • |
  • Kadın
  • |
  • 27 Ekim 2020
  • 19:58

Geliri düşük bir yaşlı olmanın bütün sorunlarını yaşadım

 

Pandemi yayılmaya başladığında evlere kapandık, dışarı çıkamadık. Salgında bunun yapılması gerekir. Fakat ben şunu far kettim ki, bizleri asıl evlere kapatan en büyük salgın; hayat pahalılığı, geçim derdi. Mesela ben ihtiyaç dahi olsa marketlere, pazarlara gidemiyorum. Ücretlerimiz yerinde sayarken her şeye zam geldi. Bir emekli maaşım var, oğlum destek olmazsa yaşamak neredeyse mümkün değil.

Pandemi de yaşım gereği belirli saatlerde dışarı çıkabildim. Oğlum çalışıyor ve geç saatlerde eve döndüğü için evin ihtiyaçlarını almak ve çözmek bana düşüyor. Dışarıda işim uzadığında, bana verilen saat uygulamasını aştığımda otobüslere binemedim. Bana tanınan ücretsiz ulaşım kartını kullanamadım, yol parasını cebimden ödedim.

Yaşadığım bir başka sorun ise -maalesef bu yaşımda çalışmak zorunda kalabiliyorum- pandemi öncesi çocuk bakıyordum. Salgın nedeniyle bu işi bırakmak zorunda kaldım.

Bir de bu süreçte hastanelere gidemedim, tedavi olamadım. İlaçlarımı eczanelerden parayla almak zorunda kaldım. Bu da zaten sınırlı olan bütçemizi sarsıyor. Salgında 1500 TL’lik bir maaşa mahkum edilmenin, yaşlı olmanın bütün sorunlarını yaşadım.

Pendik’ten emekçi bir kadın

***

Evdeki işler ağırlaşmışken kadınlar fiziksel, psikolojik şiddete maruz bırakıldı

 

Pandemi döneminde pek çok sorun yaşadığım gibi, çevremdeki insanların da pek çok sıkıntılar çektiğine tanık oldum. Evlere kapanmak zorunda kaldık. İşsizlik arttı. Gelirimiz sürekli kısıtlandı. Alım gücümüz düştü. Sinir katsayımız yükseldi. Evin içerisinde kadınlara ayrıca bir yük bindirildi; daha fazla temizlik, daha fazla yemek, daha fazla bakım... Tabii bu iş yükünün yarattığı şiddete bir de evde kalanlar tarafından maruz kalınan şiddet eklendi.

Mesela işsiz kalan erkekler, ücretsiz izne gönderilenler, maaşını doğru dürüst alamayanlar bunalıma girdi. İhtiyaçları karşılayamadı ve bunun yarattığı stresin kurbanı evdeki kadınlar oldu. Kadının stresi artmışken, evdeki işler ağırlaşmışken bir de fiziksel, psikolojik şiddete maruz bırakıldı.

Salgının hayatımızda yarattığı sorunlara bir başka örnek vermek istiyorum. Okulların kapalı olması ve çocukların tüm gün evlerde olması çalışan kadınlar için büyük soruna dönüştü. Kızım bu yüzden işten ayrılmak zorunda kaldı. Salgın, sorunlar yumağını büyüttü ama şu an toplumda korku baskın. Artık birliğimizi alttan alta örmeliyiz.

Kartal’dan eski bir petrokimya işçisi

***

Bu fırsatçılığa hep birlikte karşı çıkılmalı

 

Salgında oğlum çalışamadı. Bir maaşın eksilmesiyle alım gücümüz düştü. Kızım, bu süreçte evden çalıştı. Bu çalışmanın kızıma da bizlere de zararı çok. Kullanılan internet, elektrik, su, yemek bunları biz ödedik. Kızım çalıştığı zaman yemek kartı alıyordu, şimdi o da yok ama ben evde daha fazla yemek pişiriyorum. Hem kızımın hakları gasp edildi, hem de evdeki işlerim arttı. Pandemide zaten bir kesimi evlere gönderdiler. Çalışan emekçilerin ise haklarını azalttılar. Kadınlar da evlerde daha fazla çalışmak zorunda bırakıldı. Bu fırsatçılığa hep birlikte karşı çıkılmalı.

Kartal’dan emekçi bir kadın 

***

Devlet hep bizim sırtımızda

 

Devlet pandemiyle mücadele etmiyor, önlem almıyor. Salgını insanların üzerine yıkıyor. Bu nedenle ben çocuğumun okula gitmesinden yana değilim. Kızım dördüncü sınıf öğrencisi. Okulda sağlığının riske gireceğini düşünüyorum. Halbuki çocukların eğitiminin sağlıklı bir şekilde devam etmesi için çok daha sağlam tedbirler alınmalı.

Aslına bakarsanız evde süren eğitimin sıkıntıları da, masrafı da çoktur. Çocuğumuz eğitiminden geri kalmasın diye bilgisayar aldık, borcunu ödüyoruz. İnternet bağlattık; her ay faturasını ödemek durumundayız. Bunlar için elektrik kullanıyoruz, elektriğe zam geldi. Açıkçası masraflarımız arttı. Devlet hiçbir şey sağlamıyor. Kiradayız ve asgari ücretle geçiniyoruz. Salgın zamanında eğitim adına her şey biz ailelerin üzerine yıkılıyor.

Salgın öncesi eğitim döneminde de bizlere sürekli olarak masraflar çıkarılıyordu. Devlet ödenek vermediği için okul temizliğine katkı parası vermek, resmi törenlerde kıyafet, okula peçete, kağıt vb. almak durumunda kalıyorduk. Mesela törenlerde, on dakikalık gösteriler için kıyafet almak zorunda kalıyorduk.

Çocuğumu okula göndermeyi istemememin bir diğer sebebi de okulumuz depremde hasar gördü; fakat buna rağmen okul binasıyla ilgili hiç bir çalışma yapılmadı. Bu, okul yönetiminin gündeminde bile değil. Milli Eğitim Bakanlığı’nın da umurunda değil.

Salgında da, sağlıklı zamanda da çocuklarımızın canı önemsenmiyor. Devlet, hastalıkta ve sağlıkta hep bizim sırtımızda.

Pendik’ten emekçi bir kadın

***

Nasıl bir eğitim isterim?

 

Ben dördüncü sınıf öğrencisiyim. Yüz yüze eğitimin olmasını istiyorum; çünkü arkadaşlarımı çok özledim. Onlarla yan yana olmak istiyorum. Eğitim demek, arkadaşlarım da demek.  İnternet üzerinden eğitim biraz sıkıcı oluyor. Ama internetimin olması ve öğretmenimle birebir konuşmak çok güzel.  Bence eğitim hem yüz yüze hem de internetle birlikte yapılmalı. Teneffüsler kalabalık olsun, arkadaşlarımızla yan yana olalım ama sınıflar çok kalabalık olmasın. Öğretmenlerimiz tek tek sorularımıza yanıt versin.  İnternet ve tabletlerimiz olsun. Böyle bir eğitim istiyorum.

Pendik’ten 4. sınıf öğrencisi

***

Bu sistemde hem sağlıktan hem eğitimden yoksun kalıyoruz

 

Okullar açıldı. İçim elvermese de çocuğumu göndermek zorunda kaldım. Arkadaşlarıyla bir araya gelmek istiyor. Salgın sürecinde mahallede sınırlı sayıda çocukla bir araya geldiler. Kendi yaşıtlarıyla olmak istiyor.

Evde eğitimde ben yetemiyorum, sıkıntı yaşıyorum. Eğitimden geri kalmasın diye tablet almak zorunda kaldık ve kızım tableti eğitim dışı amaçlar için daha fazla kullanıyor. Ben de disiplin sağlamakta güçlük çekiyorum. Ayrıca evde yapmam gereken temizlik, yemek vb. işler, kızımı takip etmeme engel oluyor. Bütün bunlar nedeniyle kızımı okula göndermek zorunda kaldım. Okul alışverişi oldukça pahalıya denk geldi. Normal okul alışverişine, fiyatları oldukça artırılan temizlik malzemeleri eklendi.

Kızımın okula gittiği ilk günün sonunda, nasıl geçtiğini merak ettim.  Okul dönüşü kurduğu ilk cümle “Anne, okuldan 20 tl istiyorlar.” oldu. Böyle bir eğitim sistemi istemiyoruz. Bu sistemde hem sağlıktan hem eğitimden yoksun kalıyoruz.

Pendik’ten emekçi bir kadın