Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) hazırladığı Eylül ayı raporunu açıkladı. Kadınların mücadelesiyle İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması tartışmasının kapandığı belirtilen açıklamada "İstanbul Sözleşmesi’ne göre devletin istatistikleri açıklama yükümlülüğü vardır. Kadın cinayeti ve şüpheli kadın ölümleri gerçekliğini açıklamakla birlikte, kadın cinayetlerini durdurmak için somut çözüm önerilerinin hayata geçirilmesi de devletin görevidir. Bu görevin yerine getirilmesi için de ilgili tüm bakanlıkların, tüm mekanizmaların harekete geçirilmesi için mücadeleye devam edeceğiz" denildi.
"12 kadının neden öldürüldüğü tespit edilemedi"
Raporda Eylül ayında kadın cinayetleri üzerine şu bilgiler aktarıldı:
"Bu ay 16 kadın cinayeti işlenmiş, 20 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Öldürülen 16 kadından 12’sinin neden öldürüldüğü tespit edilemedi, 4’ü de boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü. 12 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor."
"Kadınlar en çok yakınları tarafından evde öldürülüyor"
"Eylül ayında öldürülen 16 kadının 9’u evli olduğu erkek, 4’ü birlikte olduğu erkek, 3’ü de tanıdık birisi tarafından öldürülmüştür" denilen raporda kadınların en çok evlerinde ve sokak ortasında öldürüldüğü belirtildi.
"Kadınların çalışma durumu hala tespit edilemiyor"
Kadınların çalışma durumlarının hala tespit etmenin çok zor olduğu vurgulanan açıklamada "Önemli olan bu verinin de basın mensupları tarafından dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bu ay TÜİK’in açıkladığı verilere göre, ‘ev işleriyle meşgul’ kadınların sayısı bir önceki yıla göre 1 milyon 240 bin azaldı. Böylece TÜİK’e göre işgücü dahi sayılmayan kadınların sayısı Haziran 2020'de 10 milyon 075 bin oldu. TÜİK’in verileri bu şekilde açıklaması, kadın işsizliğinin gerçek boyutunun üzerini örtmeye çalışmaktır. Çalışma hayatına alınmayan ya da istihdamdan uzaklaştırılan kadınlar toplumda oluşan toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık, şiddet ve kadın cinayetleri tehlikelerine karşı daha korunmasız hale gelmektedir. Ulaşılabilen veriye göre kadınların 2’si bir işyerinde çalışıyor ve 13 kadının çalışma durumu bilinememektedir" biçiminde ifade edildi.
İktidar çözüm değil bahane üretiyor
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk da bu ay kadın cinayetleri ve şüpheli kadın ölümleri ile ilgili gerçekleri çarpıtan açıklamalarda bulunduğu belirtilen açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:
"Yaptığı açıklamalarda veri tutması, bu verileri analiz etmesi, sorunlara uygun gerekli çözümleri bulması, 6284’ü ve İstanbul Sözleşmesi’ni uygulaması ve yaptırımları takip etmesi gereken makamlarda kendilerinin olduğunu göz ardı etti. Bizler Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu olarak 2010 yılından beri kadın cinayeti ve şüpheli kadın ölümlerini kamuoyuna da açıklamış olduğumuz kavram ve kapsam dahilinde sadece medyadan ve ailelerden ulaşabildiğimiz bilgilere göre topluyor, analiz ediyor ve yayınlıyoruz. İlk defa 2018 Kasım ayında “kadın cinayeti” kavramını telaffuz edip veri paylaşan İçişleri Bakanlığı’dır. Platformumuzun bu zamana kadar yaptıkları ve bundan sonra üstlendiği görev ve sorumlulukları Bakanlıkların yetki, görev ve sorumluluklarıyla karıştırılmamalıdır. Bir Bakanlığın böylesi bir durumu bile bir çarpıtmaya dönüştürmesi tutarsızdır. Manipülasyonlarla uğraşmak yerine bizden daha iyi bir veri tutan ve bunları güvenilir ve şeffaf bir şekilde açıklayabilen bir Bakanlık olmalıdır. Ancak 2018’den bu yana Bakanlıkların açıkladığı veriler ve bizim verilerimizin uyuşmaması nedeniyle açıklama istediğimiz kavram ve kapsam bilgileri hiçbir zaman yayınlanmadı. Bakan’ın yaptığı bu açıklamanın, onu sahip olduğu sorumluluktan kurtarmadığını hatırlatmak isteriz. Toplumsal cinsiyeti bahane gösterilerek şiddete maruz bırakılan ve öldürülen her bir kadın ilgili Bakanlıkların sorumluluğundadır."
"6284 ve sonuçları"
6284 sayılı kanun ve İstanbul Sözleşmesi’nin kadınları şiddetten korumaya yönelik yasalar olduğu belirtilen açıklamada "Eylül ayında öldürülen kadınların 12’sinin koruma kararının olup olmadığı bilinmezken; yalnızca 4 kadının polis şikayeti, boşanma başvurusu, uzaklaştırma veya koruma kararı gibi adli başvurusu olduğu biliniyor" denildi.
Koruma kararı aldırmasına rağmen Eylül ayında korunmayan ve öldüren kadın örnekleri verilerek bu yasaların yaşam bulmasıu istendi.
"Şüpheli kadın ölümleri derhal aydınlatılmalıdır"
Şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren kadın örnekleri sıralanan açıklamada "Eylül ayında öğrendiğimiz 20 kadının şüpheli ölümleri bir an önce açığa çıkarılmalıdır. Yapılacak şey bellidir; 6284 sayılı koruma kanunu ve İstanbul Sözleşmesi tüm kurum ve kuruluşlarla beraber etkin ve bütünlüklü uygulanmalıdır. Şüpheli kadın ölümlerinin soruşturmaları dikkatli bir şekilde incelenmeli ve hızlıca sonuçlandırılmalıdır" ifadeler kullanıldı.