“Normalleşme” sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda

TTB, Covid-19 Danışma ve İzleme Kurulu’nun, pandemi sürecine ilişkin ikinci ay raporunu açıkladı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 14 Mayıs 2020
  • 18:19

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ilk vakanın açıklandığı11 Mart 2020 tarihinden bugüne geçen süreci değerlendiren “TTB Covid-19 Pandemisi İkinci Ay Raporu”, bugün online basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu.

Basın toplantısında TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman’ın raporun hazırlık sürecine ilişkin TTB Merkez Konseyi’nin açıklamasını paylaştı.

Covid-19 salgını döneminde TTB olarak ilk günden bu yana halkın ve sağlık çalışanlarının sağlığının korunmasını esas aldıklarını belirten Adıyaman, Covid-19 ile mücadelenin ancak bilimsel yöntemler ve epidemiyolojik veriler kullanılarak ciddi bir işbirliği ve koordinasyonla yürütülmesinin zorunlu olduğunu hatırlattı.

Süreç şeffaflıktan uzak yönetiliyor

Adıyaman, AKP iktidarının salgın yönetimini eleştirerek şunları ifade etti:

“Sağlık Bakanlığı’nın kendi ‘bilimsel danışma kurulunun’ mu, ‘Bakanlık bürokrasisinin’ mi ya da bir başka ‘yetkili kurulun’ mu verdiğini tam olarak bilemediğimiz, ülkemizdeki 81 milyon yurttaşımızla birlikte sahada olan hekim ve sağlık çalışanlarını doğrudan etkileyen ve bazılarının sonuçlarından kaygı duyduğumuz kararlarla salgın yönetimine devam ediliyor.” 

Adıyaman’ın ardından söz alan Prof. Dr. Kayıhan Pala raporu değerlendirdi. Türkiye’de Covid-19 pandemisinin yönetiminin şeffaflıktan uzak olduğunu belirtti. Klinik ve epidemiyolojik olarak Covid-19 tanısı konulan, ancak laboratuvar testi ile kesinleştirilmemiş olası/kuşkulu olguların ve ölümlerin sayısını Sağlık Bakanlığı’nın açıklamadığına değinen Pala, bunun için meslek örgütleri ve bağımsız bilim insanları tarafından pandeminin gerçek etkisinin değerlendirilemediğine dikkat çekti.

Bununla birlikte sürecin sağlık ve meslek örgütlerinin katılımına açık olmamasının büyük bir eksiklik olduğunu belirten Pala, Türkiye’de var olan pandemi stratejisinin salgının baskılanması değil, etkisinin azaltılması yönünde olduğunu ifade etti.

Sağlık mı sermayenin ihtiyaçları mı?

“Normalleşme” denen sürecin aslında “yeniden açılma” olduğunu belirten Pala, DSÖ’nün pandeminin kısa sürede sona ermeyeceği, aşı ve ilaç çalışmalarının halen sürdüğü yönündeki açıklamalarını da hatırlatarak, halen çok dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. 

Pala “AVM’ler açılıyor ama parklar kapalı. Bu durum bize kararların sağlıkla ilgili veriler ışığında değil, sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda alındığını düşündürüyor” ifadelerini kullanarak “normalleşme”nin asıl olarak kimler için yapıldığını özetledi.

Pala’dan sonra TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Selma Güngör ve Prof. Dr. Özlem Azap’ın söz aldığı basın toplantısı, soru-yanıt bölümüyle son buldu.

TTB'nin raporuna buradan ulaşabilirsiniz

İLİŞKİLİ HABERLER