-Sağlık Bakanlığı koronavirüs salgınına karşı hekim açığını kapatmak için “Tıpta ve Diş Hekimliği’nde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği”nde değişiklik yaparak asistan hekimleri göreve aldı. KHK ile ihraç edilen birçok doktor varken, onlar yerine açığın asistan hekimler ile kapatılmaya çalışılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kriterlerinin dahi açıklanmadığı güvenlik soruşturması ve KHK’lar birer hak ihlalidir. Kişisel bilgilerin ihlali kapsamında yapılan bu soruşturmalar birçok insanın çalışma ve eğitim hakkını elinden aldı. Güvenlik soruşturmasının iptal edildiği süreçte dahi bu sebeple atanamayan sağlık çalışanları oldu.
Maalesef mevcut açığı kapatma yolları sadece asistan hekimlerle sınırlı değil. Şu an bazı fakültelerde intörnler net bir görev tanımı yapılmadan çalışmaya devam ediyor, süreç bu şekilde devam ederse bu durum bütün fakültelere yayılabilir. Böyle bir kritik süreçte nitelikli bir sağlık hizmeti ve hastanelerde kriz yaşanmaması adına bir an önce atanamayan, ihraç edilen sağlık çalışanlarının çalışma hakları iade edilmelidir.
-İntörn hekim olarak bu süreç boyunca çalışma koşullarınızı ve genel olarak sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını anlatabilir misiniz?
Bu süreçten önce de sağlıkta dönüşüm programı sayesinde sağlık çalışanlarının koşulları zaten kötüleşmişti. Koronavirüsün önemli olarak yarattığı değişiklik; kolay yayıldığından dolayı, hastalarla sürekli etkileşimde olan sağlık çalışanlarına bulaş riskinin çok yüksek olması. En başından beri meslek odası ve sendikaların, sağlık çalışanlarının korunmasına yönelik alınması gereken önlemlere dair önerileri oldu. Koruyucu ekipman sağlanmasından sağlıkta şiddete değin. Ama oda ve sendikaların bilim kuruluna dahi alınmıyor oluşu zaten sağlık çalışanlarına gösterilmeyen önemi göz önüne seriyor.
Tabii sadece Türkiye'de değil dünyanın her yerinde bu sorunların yaşandığını söylemek mümkün, henüz tam olarak nasıl baş edilebileceği ortaya çıkmış değil. Olağan olmayan bir süreçten geçiyoruz. Evine gidemeyen, sevdiklerine sarılamayan sağlık çalışanlarının videolarının izlenmesiyle sağlık çalışanlarına bakış birden değişti. Bu olumlu bakışın alkışlarla, “kahraman bunlar” gibi şeyler denerek emeği kutsallaştırıp sağlıkçıyı zorlayacak bir konuma sürüklemesindense sağlıkçıların da emekçi olduğu fark edilip taleplerinin dinlenmesi daha iyi olur.
Bu sürecin unutturduğu diğer bir şey de Covid-19 dışındaki hastaların da tedavi almak zorunda oluşu. Bu da tabii sağlık çalışanlarının Covid-19 dışında da sağlıklı bir şekilde çalışmasını zorunlu kılıyor. Sağlık sisteminin çökmesi en korkulan şey, bu durumda diğer hastalıklarla da baş etmek çok zorlaşır. Bu yüzden sağlık çalışanlarının sağlıklı kalması oldukça önemli.
-Koronavirüs salgını kapsamında devlet bir dizi önlem aldığını açıkladı. Ancak Türk Tabipleri Birliği yaptığı açıklama ile bu önlemlerin çok yetersiz olduğunu, yeterince test yapılmadığını belirtti. Alınan önlemleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Vuhan’dan başlayıp bugün dünyaya ve ülkenin neredeyse en ücra köşelerine kadar yayılan Covid-19 salgını yaklaşık 5 aydır gündemimizde.
Türkiye’nin de son 1 aydır neredeyse tek gündemi salgının daha fazla yayılmadan, ölüme sebep olmadan ve daha fazla hak mağduriyeti yaşanmadan nasıl atlatılabileceği. Başka bir deyişle sürecin nasıl sağlıklı ilerleyeceği. Devletin bu süreçte önüne aldığı bir dizi önlemler söz konusu; eğitime ara verilmesi, belirli yaş gruplarına sokağa çıkma kısıtlamaları vb. Süreç ilerledikçe yeni önlemler gelecek gibi gözüküyor. Alınan önlemlerin içeriği ve alınmaya başlandığı tarihlere bakıldığında bazıları geç kalınmış ve içeriği tam doldurulmamış vaziyette.
- Eğitime ara verilmesi zamanlaması açısından gayet iyiydi ancak daha sonrasında eğitimde fırsat eşitsizliği ortadan kaldırılmadan uzaktan eğitim süreci başlatılması çoğu öğrencinin uzaktan eğitim sürecinin dışında kalmasına yol açtı.
- Yurt dışından gelenlerin 14 gün karantina altında tutulması gerekirken umreden dönen ilk grup vatandaş ülkenin dört bir tarafına yayıldı. Daha sonrasında 14 günlük karantina süreci uygulanmaya başlandı.
-Salgının ülkeye yayılacağı ve bunun için hazırlıklı olmak gerekirken sağlık çalışanları için koruyucu ekipman ve vatandaşlar için tarama ve tanı testleri ülkenin bazı bölgelerinde halen büyük bir sorun olarak gündemde.
-Salgın sürecinde çalışmak zorunda olan emekçilerin açlık ve virüs arasında bırakılmamaları gerekirken bugün halen virüs ve açlık arasında tek başlarına bırakılmış haldeler.
-Salgın sürecinde doğru bilgi çok önemli iken sürecin başından bu yana emek ve meslek örgütlerinin dışında bırakıldığı, bilgilerin tek elde toplandığı sürecin şeffaflığından bahsetmek güç.
-Cezaevlerinin salgın hastalıklar için taşıdığı riskler göz önüne alındığında acilen boşaltılması gerekirken halen düşüncelerinden dolayı insanlar tutuklanıyor.
-Bu süreç doğrudan eğitim alanını da etkilemiş vaziyette. Özelinde tıp fakülteleri bu süreçten nasıl etkilendi? Şu an fakültelerde online ders işleniyor mu, işlenmiyorsa telafi yöntemleri olarak sunulan farklı bir gelişme mevcut mu?
Tıp eğitimi 1. sınıfından son sınıfına kadar pratik yoğunluğu olan bir bölüm. Bu süreç diğer üniversiteliler gibi bizim de eğitim sürecimizi duraklattı. Sonrasında tıp fakülteleri de uzaktan eğitime entegre olmak için altyapı hazırlıklarına başladı. Şu an birçok tıp fakültesi uzaktan eğitime başladı. Fakat bu şekilde ortaya çıkan problemlerle birçok üniversiteli gibi biz de baş başa bırakıldık. En temel problem fırsat eşitsizliği oldu. Birçok üniversitenin altyapı yetersizliği uzaktan eğitimin başladığı ilk günden itibaren gündemde. Sınavlara hala bir açıklama getirilmedi. Tıp eğitimi için en önemli problem ise pratik eğitim sürecinin duraklatılmış olması ile eğitimin bir kısmının eksik kalması oldu. YÖK tarafından 26 Mart 2020'de yapılan açıklamada "Uygulamalı dersler yaz aylarında belirledikleri takvim içinde tamamlanacaktır" ifade edildi.
Tüm bu sorunlara YÖK'ün sunduğu çözüm ise "öğrenciler kayıtlarını dondurabilir" oldu. Bunların karşısında bizim talebimiz fırsat eşitsizliğinin ortadan kaldırılmasıdır. Alt yapı sorunları ortadan kaldırılarak uzaktan eğitim için ücretsiz internet ve gerekli materyaller sağlanmalıdır.
-Bir sağlık emekçisi olarak okurlarımıza yapmak istediğiniz bir çağrı var mı?
Sosyal mesafelenme ve kişisel hijyen tedbirlerinin önemini yinelemek gerek. 20-65 yaş arası için bir yasak yok ama mümkün oldukça bu dönemde evde kalmakta fayda var. Tabii çalışmak zorunda olan emekçiler de var, onların da karantina şartlarına uyabilmesi için acil önlemler alınmalı. Maskelerin doğru kullanımı çok önemli ve birçok insan dışarıda eldiven kullanmaya başladı, eldivenler faydadan çok zarar getirebilir, koruyucu ekipmanların doğru kullanımı için güvenilir kaynaklara bakmalarını tavsiye ediyoruz. Bu bilgiler TTB’nin de internet sitesinde mevcut. Bununla birlikte sağlık çalışanlarının taleplerinin duyurulmasında yanımızda olup bizimle birlikte “Sağlıkta şiddet sona ersin!” diyebilirler. Bu pandemi sürecinde de ihtiyacımız: Alkış değil, acil önlem. Toplumsal iyilik halinin bir an önce gelmesini diliyoruz. Sağlıklı günler.
Kızıl Bayrak / İstanbul