Gazeteci parkta dip dibe oturan insanları görünce ‘haber buldum’ diye sevindi. Ne de olsa çalıştığı gazetede böyle ‘tedbirsizce’ davrananlara etmedik hakaret bırakılmıyordu. ‘Bunları haber yaparsam, iyi prim yaparım’ diye düşündü.
Fotoğraf çekmek bile haber için yeterdi. Ama vatandaşın tedbirsizliğini bir de kendi ağzından dile getirmek daha etkili olurdu. Hemen en yakındakilerin yanına gidip röportaj yapmak istediğini söyledi. ‘Olur’ dediler. İlk sorusu “neden sosyal mesafe kuralına uymuyorsunuz?” oldu.
Bankta oturanlardan biri yanıtladı soruyu.
“Kardeş sen buraya otobüsle mi geldin bilmiyorum. Ben AVM’de çalışıyorum. Sabah akşam otobüse binmeye mecburum. Otobüsler ise hınca hınç dolu. Otobüste hep ayaktayım. Mecbur tutamakları tutuyorum. Aksırırken tıksırırken refleks işte elimiz ağzımıza gidiyor. Ve o ellerle tutamakları tutuyoruz. AVM’de ise sık sık yıkamaktan elim pörsüdü. Anlayacağınız her zaman risk altındayız. Burada arkadaşla yan yana oturmamız riskli ama ‘normalimiz’e bakarsak, risk oranı sıfıra yakın. Otobüste yanıma oturan kişiyi tanımıyorum. Hasta olup olmadığını bilmiyorum. Ama arkadaşın hasta olmadığını biliyorum. Yani bizim için en az riskli burası.”
Yanındaki arkadaşı sözü aldı.
“Ben metal fabrikasında çalışıyorum. İşe servisle gidiyorum. Sokağa çıkma yasaklarında bile ‘özel izin’le çalışmaya devam ettik. Sosyal mesafeye yemekhanede uyuyorduk. Bantta ise bunun imkanı yok. Mecburen dip dibe çalıştık. Yani bizim için hep ‘normal’di. Otobüslerin normalleşmeyle geldiği duruma da bakılırsa, bizim yan yana oturmamız risk bile sayılmaz.”
Genç muhabir başka soru sormadı. Haberi yetiştirme kaygısıyla oradan ayrıldı. Konuşulanları aktararak haberi hazırlayıp gönderdi.
Ertesi gün gazete çıkan habere şaşırdı. Haberde yan yana oturanların fotoğrafı vardı. Altında da “Vatandaş Sağlık Bakanını dinlemiyor” başlığı altındaki spotta, “parkta sosyal mesafe kuralına uymayan vatandaşın aklı bir karış havada. Sorulan soruya ‘bizim yan yana oturmamız risk bile sayılmaz’ dedi.” ifadeleri yer alıyordu.
Hazırladığı haberin bu şekilde yayınlanmasına canı sıkılan muhabir, dolu bir otobüse binip yeni ‘haber’ için bilgi toplamaya gitti.