İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Cezaevi Komisyonu, hasta tutsaklar için iki haftada bir yaptığı eylemlerde bugün İbrahim Tekin için buluştu.
Saat 13.00’da Konak eski Sümerbank önünde yapılan eylemde basın açıklaması okunduktan sonra oturma eylemine geçildi. Açıklamada öncelikle ‘işkence’ konusu üzerinde duruldu. İşkenceyle ilgili şikayet ve suç duyurularının dikkate alınmamasına değinildi. Devamında “İşkencenin fiziksel izleri zamanla geçse de onun psikolojik travması sizinle birlikte uzun süre devam eder. Hüküm giyen insanlarda işkencenin vücutta yarattığı tahribat iç organlarda ve iskelet sisteminde zamanla bozulmalara ve kalıcı rahatsızlıklara neden olur. Hapishanelerde sağlığa ulaşım sorunlu olduğu için de hastalıklar derinleşir ve aşılamaz sorunlara dönüşür. Yani işkenceyi açığa çıkarmak; işkence yapanlarla mücadele etmek; işkence görenleri tedavi ettirmek önemli ama hüküm giyenlerin işkence sonrası durumlarını takip etmek ve onlarla dayanışmak da önemlidir” dendi.
Sonrasında, tutuklanırken işkence görmüş ve sağlıksal açıdan kalıcı hasarlara maruz kalmış ve halen tedavi görmeye devam eden Şakran 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi A-3 Koğuşu’nda kalan İbrahim Tekin’in İHD İzmir Şubesi’ne gönderdiği mektubu okundu. Tekin, mektubunda sağlık durumuyla ilgili şu anlatımda bulundu:
“Ben yaklaşık 27 yıldır cezaevindeyim. Bu uzun süre içerisinde ve yine ‘90’lı yıllarda yakalanırken görmüş olduğum işkencelere bağlı vücudumda kalıcı olan hastalıklarımı –rahatsızlıklarımdan dolayı yaşamda çoğu zaman zorluklar yaşamaktayım. Bunların yanında daha önce geçirmiş olduğum iki ameliyattan kaynaklı halen de gündelik yaşamımda zorlanmalar yaşamaktayım. Bir ameliyatımı burnumdan diğerini de göbeğimden (göbek fıtığı) oldum.
Yaşamakta olduğum uyku apnesine bağlı olarak tedavimde kullanmam gerekli ve zorunlu görülen nefes (oksijen) makinasıdır. Bunu kullanmadığım zaman nefes alamaz duruma geliyorum. Kullanmam da benim için tam bir işkence seansına dönüşüyor. Bunu defalarca doktorlarla kulanmamam konusunda danışmamda doktorlar bunu kullanmamın bir zorunluluk olduğu cevapları ile karşılaşıyorum. Benim için adeta işkenceye dönen bu makine ile ben tam üç yıldır yaşamak zorundayım. Bunun yanında kimi kalp sorunlarım da var. Sıkışma ve zorlama gibi. Ayrıca rahatsız eden bir diğer rahatsızlığım da guatrdır. Daha önce kalmakta olduğum Siirt Cezaevi’ndeyken bu rahatsızlığımın tedavisi için Diyarbakır’daki fakülte hastanesine gönderildim. Bu rahatsızlığım için ameliyat olmam gerektiği söylendi. Fakat guatrımın içeride olmasından kaynaklı yapılacak olan ameliyatımdan sonra boğazımda, dışarıdan açılacak olan deliğin kapatılamayacağını ve öyle açık kalacağını söylemeleri üzerine ameliyat olmadım. Şu an için bile bu rahatsızlığın ilaçlarını kullanmaktayım. Yukarıda da belirttiğim gibi ‘90’lı yıllarda yakalanırken gördüğüm işkenceden dolayı testislerimden birisi patladı. Şu an için yakında onun ameliyatını bekliyorum. Bunun yanında kullanmış olduğum ilaçların da etkisi ile böbreklerimde de rahatsızlıklarım var. Prostatımda rahatsızlığım var ve tedavisini görüyorum. Tüm bunlara ek olarak yaşıma bağlı olarak gelişen fiziki rahatsızlıklarım da var.”
Son olarak, içinde bulunduğu şartlar ve yoğunluktan dolayı tedavi olamadığını belirten Tekin “Sizlerden ricam tedavim konusunda bana gerekli konularda yardımcı olmanızdır. Bu husus temelinde tekrar sizi selamlıyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum” diyerek mektubunu noktaladı.
Açıklama, Tekin’in şikayetçi olduğu sorunların giderilmesi için mücadelenin süreceği vurgusuyla tamamlandı. Açıklamanın ardından 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.
Kızıl Bayrak / İzmir