İlerici, devrimci tutsaklara saldırılarını sürdüren sermaye devleti, hasta tutsakları da hedef almaktan geri durmuyor. Son olarak İzmir’de bulunan Menemen R Tipi Kapalı Hapishanesi’nde aynı koğuşta kalan, elleri olmayan Ergin Aktaş ve tekerlekli sandalyeli Ehmedê Xemî tecrit saldırısıyla karşılaştı.
Yaklaşık bir yıl önce yaptıkları açlık grevi eylemi sonrası aynı hücreye alınan tutsaklar Ergin Aktaş’ın ifadesiyle birbirlerinin eli ayağı oluyorlardı. Aktaş, bu yıl 2 Mart’ta da Abdullah Öcalan üzerindeki tecrite karşı açlık grevine başlamıştı. 22 Mart’ta ise Ehmedê Xemî hastaneye sevk sırasında uğradığı işkence ve ölümü tehdidini protesto etmek amacıyla açlık grevine başlayınca tutsaklar tecrit saldırısıyla karşılaştı. 26 Mart’ta Xemî ayrı hücreye alınarak Ergin Aktaş hücrede tek başına bırakıldı.
Yeni Özgür Politika gazetesinde yer alan habere göre Ergin Aktaş’ın avukatları, şunları aktardı: “Ehmedê Xemî ve Ergin Aktaş’ın son bir aydır halsizlik, ateş, sayıklama, iştahsızlık, öksürük, öksürük ardından kan gelmesi, nefes darlığı, göğüs kafesinde yanma- sıkışma, tansiyon düşüklüğü şeklinde şikâyetleri var. Aktaş, günde bir adet Kompleks B vitamini tüketmektedir. 26 Mart’ta aynı odada bulunan Ehmedê Xemî zorla başka bir odaya götürüldü. Bu nedenle iki eli de olmayan Aktaş, idarenin bir bütün olarak verdiği limonları da bölemediğinden 26 Mart’tan bu yana limon tüketememiştir. Şeker, tuz ve meyve suyu ve sıvı tüketmekte ise sorun yaşıyor. Aktaş’ın şikâyetleri devam etmekte ve yaklaşık bir aydır kan kusmaktadır. Hastane sevklerinin biri yapılsa dahi devamı ve tetkikleri yapılmadığı için ya hiç tedavi edilmiyor ya da yarım kalıyor. Aktaş iki yıl boyunca, Ehmedê Xemî ise yaklaşık olarak bir buçuk yıl boyunca nemli, rutubetli, tuvaletlerin açıkta olduğu dolayısıyla yoğun lağım kokusunun olduğu birer hücrede tutulmuşlardır. Aynı dönemde tutsaklar bir kış boyunca soğuk suyla duş almak zorunda kalmışlardır.”
Ölümle tehdit edildi
Avukatlar, yatağa bağlı yaşayan ve 22 Mart’tan bu yana açlık grevine başlayan Ehmedê Xemî’nin de tedaviyi reddettiğini söyledi. Xemî’nin sırtındaki yaralarından kötüleştiğini kaydeden avukatlar, 22 Mart’ta hastaneye sevkinin yapıldığı sırada ambulansın içerisinde hem ellerinden hem de ayaklarını sedyeye kelepçelenerek silah doğrultulduğunu ve ölümle tehdit edildiğini belirtti. Avukatlar, “Aynı gün Xemî koğuşa döndüğünde durumu Ergin Aktaş’a anlatmış ve Xemî ile Aktaş tepki olarak ses çıkarma eylemi yapmışlardır. Kendisine yapılan muameleden dolayı Xemî açlık grevine girdiğini idareye bildirmiştir. İdare, Xemî ve Aktaş’ın odalarına gelerek açlık grevini bırakmalarını istemiştir. Açlık grevini bırakmayan hasta tutukluların odasına 26 Mart günü asker ve gardiyanlardan oluşan yaklaşık 20 kişilik bir ekip ile baskın düzenledi. Odada bulunan kitap, defter, sözlüklere el koyarak Ehmedî Xemî zorla çıkartılmış ve yan odaya Ahmet Çelik ve Cemal Aslan’ın yanına götürülmüştür” dedi.
Aktaş darp edildi
Yaşananlara engel olmak isteyen Ergin Aktaş’ın darp edildiğini dile getiren avukatlar, 28 Mart’ta Ehmedî Xemî’nin açlık grevinde olduğunu ve tedaviyi kabul etmediğini bildirdiği halde kendisine zorla müdahale edilmek üzere, odasından yatağı ile birlikte çıkartılarak hastaneye götürüldüğünü söyledi. Xemî’nin odasında bulunan hasta tutuklu Ahmet Çelik’in duruma itiraz etmesi üzerine darp edildiğini belirten avukatlar, Xemi’nin zorla Yeşilyurt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürüldüğünü müdahaleyi kabul etmemesi üzerine cezaevine geri getirildiğini söyledi.
Can güvenlikleri yok
Ahmet Çelik’in ise 22 Mart’tan beri açlık grevine başladığını aktaran avukatlar, şöyle konuştu: “Çelik yaklaşık 10 gündür fiziksel ve psikolojik şiddete maruz bırakılıyor ve tehdit ediliyor. Çelik bize, ‘Odalarımız keyfi şekilde basılıyor, baskın sırasında kamera kullanılıyor ancak kameranın açık olduğu zaman normal ve sakin arama yapılmakta, arama işlemi bittikten sonra kameralar kapatılmakta provokatör söylemler ve tavırlar sergilenmektedir. Bir baskın sırasında bizzat müdür tarafından odada sürüklendim. Bu ağır hak ihlalleri ile ilgili gerek savcılığa gerek Adalet Bakanlığı’na defalarca dilekçe yazmamıza rağmen dilekçelerimiz ya gönderilmemekte ya da ilgili kurumlarca herhangi bir işlem yapılmamaktadır. Ağır hastalar olup ağır koşullara tabi tutuluyoruz. Can güvenliğimiz tehlikede olup en ufak bir durumda ilgili idare sorumludur’ dedi.”
Sevk edilme talepleri
Menemen R Tipi Cezaevi’ne 21 Mart’ta sevk edilen Cemal Aslan’ın da cezaevi koşullarından dolayı tedaviyi reddettiğini belirten avukatlar, “İleri derecede kas hastalığı vardır. Hastalığından dolayı her gün baygınlık geçiriyor. Buna rağmen zorla elleri ve ayakları bağlanarak kendisine serum takılmak istenmiş ancak çıkaracağını belirtmesi üzerine bu karardan vazgeçilerek elleri ve ayakları çözülmüştür” dedi.
Tutukluların yaşanan ihlallerden dolayı sevk talep ettiklerini belirten avukatlar, aktarımlarını şu sözlerle tamamladı: “Özgürlüğünden mahrum bırakılmış kişiler insani muamele ve doğuştan kazandıkları insan onuruna saygılı davranış görme hakkına sahiptir. Bu hakları ihlal edenlerin etkili bir şekilde soruşturulması ve adli ve idari bakımdan cezalandırılması gerekmektedir. Aksi takdirde kamu görevlilerinin işledikleri suçlar, cezasız bırakılarak örtbas edilmiş olacaktır.”