6 Şubat 2023: Suçlusunuz, hesap vereceksiniz…

Deprem değil, kapitalizm öldürür!

Depremin birinci yılında bir kez daha vurguluyoruz, deprem bir doğa olayıdır. Fakat depremlerin ardından ortaya çıkan vahşetin sorumlusu ve suçlusu fay hatları üzerine bile bile kentler kuran ve buna rağmen tedbir almayan, gerekli denetimleri yapmayan, deprem vergilerine ve deprem yardımlarına “çöken”, eldeki kaynakları rant için betonlara ve inşaatlara yatıran, deprem sonrasında ise ölüm ve yıkımdan kâr devşirme işine girişen kapitalist sistem ve AKP-MHP iktidarıdır.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 06 Şubat 2024
  • 08:15

6 Şubat Maraş merkezli depremlerin üzerinden bir sene geçti. 11 ili ve milyonlarca insanı etkileyen depremlerin ardından saray rejiminin şefi konut vaat ederek şov yaparken itirafta bulundu. Erdoğan "Hatay, kamu yatırımlarını noksansız alsa da yereldeki vizyon eksikliği nedeniyle potansiyelini açığa çıkmakta zorlanan şehrimiz. Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez" dedi.

Depremin birinci yılında sarf edilen bu sözler bir yanıyla kapitalizmde insan hayatına verilen değerin göstergesidir. Zira, AKP-MHP iktidarı, depremin ardından kendi sorumluğunu gizlemek için pişkince açıklamalarına bir yenisini ekledi. Depremlerin ardından saray rejimi, bir yandan çıkarttığı OHAL ile enkaz kaldırma çalışmalarından inşaatına kadar ortak olduğu şirketlerle rant devşirdi.

Depremin ardından henüz iki gün geçmişken Kızıl Bayrak’ın kapak yazında  “Depremde toplumun üzerine çöken kapitalizm ve sermaye devletinin enkazıdır!” vurgusu yapılmıştı. 26 Şubat’ta ise örülen dayanışmanın yanı sıra “Yıkımın sorumlusu harami düzeninden hesap sorma çağrısı” yükseltilmişti.

***

Aradan geçen bir sene boyunca yaşananlar kapitalist sömürü düzeninin gerçeğini ortaya çıkarmak dışında bir sonuç üretmedi. Deprem bölgesinde emekçiler barınma, ulaşım, beslenme, sağlık, eğitim ve çalışma hakkından yoksun bir şekilde yaşamaya mahkûm edildi:

- Deprem bölgesinde hala pek çok yerde enkazlar kaldırılmadı. Kaldırılan hafriyatlar emekçilerin yaşam alanlarına, tarım alanlarına, içme sularının dibine döküldü.

- Konut vaatleri bir seçim yalanı olarak kalırken, çadırlar ve konteyner kentlerde insanların barınma hakkı gasp edildi. Seçim öncesi şova dönüştürülen temel atma törenlerindeki konutların ancak 5’te biri tamamlanma aşamasında.

- İMO raporlarına göre geçici yerleşim alanlarının kurulması, enkaz kaldırma işlemleri, ulaşım, elektrik, su, kanalizasyon, haberleşme gibi altyapı hizmetleri, depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen sağlanamamıştır.

- İşçiler, deprem bölgesinde can güvenliği yok sayılarak çalıştırılmak istendi. Çalışmaya gitmeyen işçiler ya da enkaz altında kalanlara yardım etmek için gidenler işten atıldı.

- Cumhurbaşkanı kararnamesiyle konut inşası için mera ve orman arazileri imara açıldı.

- Organize Sanayi Bölgeleri için yeni sanayi alanları açılırken, “deprem yatırımı” adı altında kapitalistlere teşvikler yapıldı.

- Dünya genelindeki deprem verilerine göre 2023'te en fazla can kaybı 6 Şubat'taki depremlerde meydana geldi.

- Resmi raporlara göre 660 bini çocuk, yaklaşık 2,4 milyon insanın çadır ve konteynerlerde yaşamak zorunda kaldı. Bir yılın ardından ise 205 bini çocuk, 761 binden fazla kişinin hâlâ evlerine dönemediği bildirildi.

- Yaşanan depremler sonucunda eğitim ve sağlık sistemi de büyük ölçüde enkaz altında kaldı. Deprem bölgesindeki çocuklar eğitim hakkından mahrum bırakıldı.

- Deprem bölgesindeki pek çok ilde emekçilerin sağlık hakkı gasp edilmiştir.

Depremin birinci yılında bir kez daha vurguluyoruz, deprem bir doğa olayıdır. Fakat depremlerin ardından ortaya çıkan vahşetin sorumlusu ve suçlusu fay hatları üzerine bile bile kentler kuran ve buna rağmen tedbir almayan, gerekli denetimleri yapmayan, deprem vergilerine ve deprem yardımlarına “çöken”, eldeki kaynakları rant için betonlara ve inşaatlara yatıran, deprem sonrasında ise ölüm ve yıkımdan kâr devşirme işine girişen kapitalist sistem ve AKP-MHP iktidarıdır.

Böylesi bir insan kıyımını ve toplumsal yıkımı bir kez daha yaşamamak, bunun tüm sorumluluğunu taşıyan harami düzeninden hesap sormakla mümkündür.