TTB ve SES'in depremin 1. yılına dair Antakya'da sundukları raporda sağlık sisteminin yeni bir afeti kaldıramayacağına dikkat çekildi.
Raporun açıklanması öncesinde konuşan TTB Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı şunları dedi:
“6 Şubat 2023’ün üzerinden tam bir yıl geçti. Ve bu bir yılda biz neler olduğunun ötesinde, neleri ortaklaştırabildik ve geleceği nasıl birlikte kurabiliriz onu görmeyi hedefleyerek, nasıl sağlığı birlikte üretiyorsak, üretimin içinde olan tüm bileşenler ile bir çalışmayı yürüttük. Depremin ilk gününden itibaren TTB ve SES olarak birlikte karar verip, birlikte üreterek var olmaya gayret ettik. Bu raporda kollektif bir iradenin sonucu. Toplumla birlikte, geleceği nasıl örebiliriz, o umudun raporu”
SES Eş Genel Başkanı Nazan Karacabey ise yıkımın bunca büyük olmasının bir diğer nedeninin sağlık sistemi olduğunu vurguladı.
TTB ile SES’in ortak hazırladığı deprem birinci yılı raporunun özetini Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Mehmet Zencir anlattı. Açıklamada şunlar ifade edildi:
“Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın en önemli unsuru aile hekimliği sisteminin yapısal özellikleri nedeniyle pandemide olduğu gibi Şubat 2023 depremlerinde de afete dayanıksız olduğunu gözler önüne sermiştir. Liste tabanlı hizmet, poliklinik odaklı hizmet, başvuru (talep esaslı hizmet), parçalanmış koruyucu hizmet, parçalanmış hizmet (tedavi ve koruyucu, toplumsal-çevresel ve bireysel koruyucu hizmet, diğer bakanlıklara devredilen hizmetler), performansa dayalı ücretlendirme, performansa odaklanan koruyucu hizmetler, internete bağımlı hizmet, sözleşmeli istihdam, parçalanmış ekip anlayışı, mekanın özelleşmesi, sağlık emekçilerine devredilen tıbbi ve tıbbi olmayan malzemeler, süreksiz, koordine olmadığı, merkezileşen ve sağlık emekçilerinin ve toplumun katılımına izin vermeyen yapısal özelliklerinde ısrarcı davranılmıştır”
Açıklamada yaşanan sorunlara değinilerek çocukların beslenmesine dair şunlar ifade edildi:
“Sürece müdahil olmaya çalışıyoruz. Beş yaş altı çocuklarda yetersiz beslenmenin saptanması yönlü çalışmamızda bodurluk (kısa boy) sıklığının %20 arttığını saptadık. Bu sağlık göstergesi aynı zamanda tüm toplumun beslenmesini göstermesi yanında toplumsal eşitsizliklerin de doğrudan yansıması olarak değerlendirilmektedir. Benzer şekilde sonbahar girişinde suların kirliliği, yaz ve sonbahar aylarında Temiz Hava Hakkı Platformu ile hava kirliliğinin oldukça yaygın olduğunu gösterdik. Önlem alınması yönlü toplumsal örgütlerle birlikte baskı oluşturduk”
Açıklamada son olarak şunlar ifade edildi:
“Unutmadan affetmeden helalleşmeden, korkmadan inatla ve umutla; sağlıklı geleceği bir daha yıkılmamak üzere yeniden kuracağız. Tarihi, kültürel ve doğal değerleriyle kentlerimizi demokrasi ve barış içinde yeniden hep birlikte inşa edeceğiz.”