Ekoloji Birliği ve İklim Adaleti Koalisyonu depremin birinci yıl raporunu kamuoyuna sundu. Antakya’da sunulan raporda şunlar ifade edildi:
“Doğru bilgiye ulaşmanın çok zor olduğu bu dönemde, ekoloji örgütleri olarak dayanışmayı büyüttüğümüz faaliyetlerin yanı sıra, yaşanan bu yıkım sürecinin ekolojik tahribat yönüyle objektif olarak yansıtılması gerektiğini düşündük. Saha deneyimleri ve gözlemlere dayanan ayrıntılı bir rapor ortaya çıkarmak istedik.”
Raproun hazırlanma sürecine dair şunlar belirtildi:
“Rapor hazırlık döneminde; 6 Şubat depremlerinin yaşandığı tüm illerdeki ekoloji, emek ve meslek örgütleriyle haftalık hibrit toplantılar yaparak bilgi topladık. Toplantılarda doğa, hukuk, sağlık, göç, ekonomi, sosyoloji vb. farklı alanlarda bir yılda yaşananların ve bir yılın sonunda gelinen durumun tespit edilmesine yönelik gündem belirledik. İçerik olarak toplantılarda aktarılanların yanı sıra bir yıl içinde ekoloji, emek ve meslek örgütleriyle, yerel örgütlenmelerce yapılan gözlemler, basın açıklamaları, eylemler ve raporlama çalışmalarından süzülen bilgileri de rapora ekledik. Raporlama tekniği bakımından, verili durumun aktarımının ardından her konu başlığı için analiz üretme yöntemini benimsedik. Açık kaynaklardan elde edilen sayısal verilerle zenginleştirilmiş raporumuz, mevcut durumun güncel, gerçek halini ortaya koymayı hedeflemektedir.”
Raporun ayrıntısına dair şu bilgiler verildi:
“Ekolojik ve Sosyolojik Tahribat isimli birinci bölümümüzde farklı başlıklardaki sorunları ele aldık. Hafriyat taşınması ve moloz alanlarında ekokırım olarak tanımladığımız büyük tahribatı ve depremde yaşamın yeniden kurulması gereken kentlerde yeni maden ve enerji projeleriyle çoğalan doğa suçlarını detaylıca inceleyerek veri haline getirdik. Depremin yarattığı yıkımın ardından yapılaşma bahanesiyle başlatılan yağma süreci, yasal düzenlemeler ile yapılan saldırılar ve bunlara karşı örgütlenen itirazlar, barınma hakkının ihlali, hayvanlara yönelik sömürüler, halkın geçim alanlarının ve yardımların durumu, yaşanan zorunlu göç ve göçmenlerin yaşadıkları sorunlar başta olmak üzere hak gasplarını teşhir ettik.”
Raporda son olarak şunlar belirtildi:
“Sonuç kısmında ise yeni bir yaşamı nasıl var edebileceğimizi, ekolojik yaşamın mümkün olduğunu, yaşamı bozguna uğratma çabalarına karşı mücadeleyi ve dayanışmayı büyütürken kendi pratiklerimizi yaratmanın önemini tartıştık. Ekoloji örgütleri olarak deprem sonrası dayanışma ilişkilerimizi, mücadelemizi büyütürken, hazırladığımız raporun sağlayacağı bilginin gücümüzü büyüteceğini düşünüyoruz.”