Frankfurt hava limanında haksız, hukuksuz ve tazminatsız bir şekilde işten atılan 230 Wisag işçisi, üç günden beri havaalanı içerisinde açlık grevi yapıyor.
Bir-Kar ve Enternasyonal Emekçi Kadın Platformu (PiA) ve LSG işçileri dün ikinci kez işçileri ziyaret etti. Direniş yerine astıkları yeni pankartlarla daha iyi bir görsellik yaratan işçiler, açlık grevlerini Pazartesi’ye kadar uzatma kararı aldılar.
Direniş yerine Bir-Kar imzalı “Krizin ve pandeminin faturasını kapitalistler ödesin!”, “Wisag işçileri yalnız değildir, yaşasın sınıf dayanışması!” yazılı iki döviz asıldı. Ziyaret vesilesiyle Bir-Kar ve PiA adına direnişçi işçilere hitaben konuşmalar yapıldı. Konuşmalarda; kapitalistlerin krizin ve pandeminin faturasını işsizlik, esnek çalışma, kısa çalışma, sömürüyü yoğunlaştırma ve sıfır sözleşme gibi uygulamalarla işçi sınıfına çıkardığına vurgu yapıldı. Wisag örneğiyle sendika bürokrasisinin sermaye işbirlikçisi tutumunun bir kez daha tescillendiği, bunlardan işçi sınıfına hayır gelmeyeceği, işçilerin kendi öz güçlerine güvenerek ve tabandan örgütlenerek ancak bu saldırıların üstesinden gelebileceği ifade edildi. Ardından, gittikçe çoğalacağı kesin olan işçi kıyımlarına karşı tekil direnişlerin birleştirilmesinin gerekliliğine ve sınıf dayanışmasının önemine vurgu yapılarak, işçilerin ailelerinin de direnişe katılmasının önemine işaret edildi.
Direniş yerini SAT.1, RTL, DW, HR4 gibi basın kuruluşları ziyaret ederek çekim ve röportajlar yaptılar. Bunun dışında Türk basınından A Haber, Frankfurt Başkonsolosu, SPD’den Turgut Yüksel de işçileri ziyaret edenler arasında yer aldı. Özellikle işçi düşmanı AKP-MHP iktidarının borazanlığını yapan konsolos ve A Haber’in işçileri ziyareti tam anlamıyla sahtekarlıktır. Türkiye’de işçilerin “kod 29” gibi uyduruk gerekçelerle işten atılmasına tam destek veren bu saray yalakaları Almanya’da sözde “işçi dostu” kesiliyorlar. Gerçekte ise aynı uğursuz rolü burada da oynuyorlar. İşçilerin Türkiyeli kimliği üzerinden prim yapmaya çalışarak ve milliyetçi duyguları kaşıyan bu işçi düşmanları; göçmen işçilerin buradaki yerli işçi sınıfıyla birleşmesinin önündeki ciddi engellerden biri olan milliyetçi önyargıları körüklemekten başka bir şey yapmıyor.
İşçiler her türlü dayanışmanın kendilerini mutlu ettiğini, fakat en çok da başka işyerlerinden gelen işçilerin dayanışmasını önemsediklerini ifade etti. MLPD ve TKP de işçileri ziyaret ederek dayanışmada bulundu.
Wisag’da, atılanlardan hariç, hala çalışmaya devam eden 300- 400 eski işçi var. Bu işçilerin de atılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirtiliyor. Atılan işçilerin iş akitleri 3. ayın sonunda sona eriyor. Bu arada işe giden bazı direnişçi işçiler henüz atılmayan işçileri direnişe destek vermeye çağırıyor. Çoğu işçinin işsiz kalma korkusuyla direnişe açıktan destek vermeye çekindiğini belirten işçiler, işyerinde ciddi bir huzursuzluk ve tedirginlik gözlemlediklerini aktardı.
İşçiler Wisag kapitalistinin kapısına dayandı
Wisag işçileri bugün, Frankfurt’ta yakın Niederrad’da oturan firmanın patronu Michael Wisser’in evinin önünde bir eylem gerçekleştirdiler. Evin bulunduğu alana yakın bir noktada toplanan işçiler, “Biz buradayız, sesimizi yükseltiyoruz çünkü işimiz çalınıyor. Ücret sömürüsü geleceği hiçe saymaktır. Sömürü bir hak değildir” yazılı bir pankartın ardından, sloganlar ve düdük sesleri eşliğinde bir yürüyüşle evin önüne geldiler.
Polis tarafından kapatılan Wisser’in evinin önünde toplanılmasının ardından tek tek işçiler ve IGL sendikası adına çeşitli konuşmalar yapıldı. Konuşmalarda işçilerin haksız ve hukuksuz bir şekilde işten atılması protesto edilerek; Wisag’ı yıllarca büyüten ona yüksek kârlar kazandıran işçilerin bugün, pandemi ve kriz gerekçesiyle, emeklerinin hiçe sayılarak sokağa atılmasının kabul edilemeyeceği, patronun zarar ettiği söyleminin yalan olduğu, sahip olduğu 340 firma ve yeni yatırımların bunun kanıtı olduğu dile getirildi.
Konuşmaların ardından, Wisser “sosyal sorumluluğa” ve dışarı çıkıp işçilere bir açıklama yapmaya davet edildi. Defalarca yapılan çağrı sonuçsuz kalınca, işçiler evin etrafında bir tur attıktan sonra tekrar geleceklerini, o zamana kadar patronun aşağıya inmesini talep ettiler. Sloganlar ve arada yapılan açıklamalar eşliğinde mahalle içerisinde bir tur atan işçiler tekrar evin önüne geldiler. Bir müddet daha bekleyen işçiler çağrılarına herhangi bir cevap alamayınca, bir kez daha sorunlarını ve işe dönme taleplerini dile getiren bir konuşma yaptıktan sonra, açlık grevi yaptıkları havaalanına geri döndüler.
İşten atılan Wisag işçileri önümüzdeki dönemde, başta Hessen Parlamentosu önünde bir gösteri olmak üzere, yapacakları başka eylem ve etkinliklerle direnişlerine devam etmek istiyor.
50’yi aşkın kişinin katıldığı yürüyüşe Bir-Kar bayraklarıyla katılırken, MLPD, TKP ve LSG işçileri de destek verdi.
Kızıl Bayrak / Frankfurt