Lufthansa tekeli, LSG işçilerinin emeği ve kaderiyle oynamaya devam ediyor. Pandemiden hemen önce LSG’yi satmaktan vazgeçtiğini söyleyen Lufthansa, daha sonra Gate Gourmet adlı firmaya sattığını açıkladı. Yeni sahip ise işçilere henüz hiçbir ciddi açıklama yapmış değil. Yeni sermaye grubu, ver.di ile yaptığı ilk görüşmelerde, işçilerin birçok kazanılmış hakkını gasp etmek niyetinde olduğunu açıklamıştır. Yeni yapılacak sözleşmede, LSG işçileri, diğer bazı şeylerin yanı sıra, toplamında %30 civarında bir ücret kaybına uğruyorlar.
LSG işçileri, 2013 yılından bu yana sürekli kötüleşen iş ve ücret durumlarına karşı tepkilerini ortaya koydular. Bugün gelinen yerde örgütlenme ve mücadele konusunda daha deneyimli ve daha ileri bir noktadalar. LSG işçilerinin büyük bir kısmı pandemi sürecinde (3-4 ay) kısa çalışmadan dolayı çalışmadılar. İşçiler bu süreci örgütlenmek amacıyla değerlendirdiler. İrili ufaklı toplantılar, eylemler, piknikler ve ev ziyaretleri gibi araçlar kullanarak, olabildiğince daha fazla kişiye ulaşma çabası içerisine girdiler.
İşçiler bu örgütlenme çabalarını 20 Ağustos Perşembe günü Kesterbach’ta yaptıkları bir etkinlikle sürdürdüler. Açık alandaki bir parkta yapılan etkinliğe 100’ü aşkın kişi katıldı. İşçilerin yanı sıra, çeşitli politik gruplar ile kişiler de etkinliğe katılarak dayanışmada bulundular.
Etkinlik, LSG’den öncü bir işçinin yaptığı kısa açılış konuşmasının ardından, MLPD’den genç bir işçinin müzik dinletisiyle devam etti. Ardından, RJ (Revolutionäre Jugend) tarafından hazırlanan sinevizyon izlendi. LSG’de yaşanan saldırılar ile işçilerin baştan bu yana ortaya koydukları mücadeleyi başarılı bir şekilde sunan sinevizyon büyük bir ilgiyle izlendi. İşçilerin çeşitli tarihlerde gerçekleştirdikleri eylem ve etkinliklerden kareler ilgiyi arttırırken, intihar ederek yaşamına son veren LSG işçisi Juan Ballestero’nun bulunduğu kareler duygusal anlar yaşattı. Sinevizyonda, 1973 yılında Köln Ford’da Türkiyeli işçilerin öncülük ettiği illegal greve de yer verilmişti. Bu grev kazanımla sonuçlanmasa bile, militanlığı ve göçmen işçilerin inisiyatifleriyle öne çıkmaları gibi olumlu yanlarıyla, işçi sınıfı tarihinde öğretici bir örnek olarak yer almıştır.
RJ’li gençlerin, mücadele eden LSG işçileriyle dayanışmak amacıyla, yoğun bir emeğin ürünü olarak hazırladıkları sinevizyon işçiler tarafından beğeni ve sempatiyle karşılandı ve oldukça öğretici bulundu. Sinevizyonun ardından J. Ballestero’nun anısına 1 dakikalık saygı duruşu yapıldı.
Daha sonra konuşmalara geçildi. Bu bölümde MLPD, Bir-Kar ve RJ tarafından konuşmalar gerçekleştirildi. MLPD temsilcisi, hakim sınıfların krizin yükünü işçi sınıfına yıkmaya çalıştığını belirterek, buna karşı sınıf mücadelesinin yükseltilmesi gerektiğine değinerek, LSG işçilerinin mücadelesinin her zaman yanında olduklarını vurguladı.
RJ temsilcisi ise yaptığı kısa konuşmada, sinevizyonu hazırlarken, yaşananlardan ve LSG işçilerinin ortaya koydukları çabalardan çok şey öğrendiklerini, gençlik olarak bundan büyük bir heyecan duyduklarını belirtti. Özellikle Lufthansa şefi Karsten Spohr’un ayda yaklaşık 400 bin euroluk kazancının kendilerini çok şaşırttığını ve kapitalizmin bundan dolayı da bir sömürü ve eşitsizlik düzeni olduğunu ifade etti.
Bir-Kar temsilcisi ise, LSG işçilerinin ortaya koydukları çabaların önemli olduğunu, gösterilen çabaların hiçbir zaman boşa gitmeyeceğini, her yapılan eylem ve etkinlikte daha fazla işçinin bir araya gelmesinin bunun kanıtı olduğunu ve bu çabanın kesintisiz bir şekilde sürdürülmesi gerektiğini vurguladı. Çok çeşitli kesimlerden insanların dayanışmak amacıyla bugün burada bulunmasının anlamlı olduğunu, bunun da işçi sınıfının birleştirici ve sürükleyici özelliğinden kaynaklandığını belirterek, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da LSG işçilerinin yanında olmaya devam edeceklerini söyleyerek bitirdi konuşmasını.
Sendika bürokrasisinin dışında, tabanda mücadeleci işçileri bir araya getirmek amacıyla, daha çok Die Linke ve DKP gibi yapıların ön ayak olduğu, sınıfın içindeki çeşitli oluşumları temsilen orada olan iki kişi de konuşma yaparak, mücadele eden işçilerle her zaman dayanışma içerisinde olacaklarını ifade ettiler. KPD/Wiederaufbau da etkinliğe katılarak destek verdi.
Konuşmaları müteakip verilen yemek arasından sonra, söz hakkı işçilere verildi. Söz alan işçiler var olan saldırıların yanı sıra verilen mücadelenin henüz patronlara geri adım attıracak düzeyde olmadığını, daha ileri ve daha radikal bir hat tutturulması gerektiği yönlü eleştirilerde bulundular.
Söz alan bir Alman işçi, burada bu kadar az Alman arkadaşın bulunmasının kendisi için utanç verici olduğunu ve bundan sonra daha fazla arkadaşını getirmek için çalışacağını söyledi.
Frankfurt havaalanında bir taşeron temizlik firmasında çalışan ve yakın zamanda işten atılan bir grup temizlik işçisi de etkinliğe katılarak konuşma yaptılar. İşçiler, sendikanın kendilerine sahip çıkmadığını, en az 15 yıllık emeklerinin hiçe sayıldığını ve mahkemede haklarını aramaya çalıştıklarını belirterek, dayanışmanın önemine vurgu yaptılar.
Bir-Kar’ın, “Krizin ve pandeminin faturası kapitalistlere!” başlıklı broşürünün de dağıtıldığı etkinlik müzik dinletisiyle sona erdi. Toplamında dolu bir içerik ve başarı ile gerçekleştirilen etkinlik, LSG işçilerinin mücadelesinde yeni bir motivasyon sağladı.
Kızıl Bayrak / Frankfurt