Proletaryanın devrimci öğretmeni ve aynı zamanda savaşçısı Friedrich Engels, doğumunun 200. yılı vesilesiyle 6 Eylül Pazar günü Frankfurt’ta yapılan bir etkinlikle anıldı.
Açık alanda yapılan, LSG işçileri, MLPD ve KPD/ Wiederaufbau’dan Alman dostların da katıldığı etkinlik, bir yoldaşın Engels’in yaşamını ve ondan ayrı düşünülemeyecek zengin mücadele dolu yıllarını içeren anlatımıyla başladı.
Anlatım, henüz sıcak bir gündem olan pandemi sürecinin de gösterdiği gibi, tüm dünyada hayatın devamını sağlayan sınıfın işçi sınıfı olduğu, onun önemini yitirdiği yönlü anlayışların hiçbir dayanağının olmadığı vurgusuyla başladı.
Ardından Karl Marx ve Friedrich Engels’in, yaşamı omuzlayan işçi sınıfının dünya görüşünü bilimsel temelde ortaya koyan kişiler olduğu belirtildi. Marx ve Engels’in mücadeleleri, dostlukları ve görüşlerinin birbirinden ayrı ele alınamayacağı, adeta tek bir isimmişçesine anılmalarının gerisinde bu gerçeğin olduğu söylendi ve onları ortaya çıkaran özel tarihsel koşullara açıklık getirildi.
İngiliz sanayi devrimi, Büyük Fransız devrimi gibi “çifte devrimlerin” olduğu, Lyon ve Silezyalı dokuma işçilerinin ayaklanmaları, Paris Komünü gibi bir dizi zengin sınıf mücadelelerini, felsefe alanında yaşanan önemli gelişmelerin tamamladığı ifade edildi.
Marx ve Engels’in de, kendilerinden önceki tarihsel gelişmeler ışığında ve bu düşünsel birikimden de faydalanarak, proletaryanın tarihsel devrimci rolüne ve sosyalizmin sınıf özüne işaret ederek sosyalizmi ütopyadan bilime kavuşturdukları vurgulandı. İki devrimcinin bununla kalmayıp, sınıfın ilk örgütlerini kurmaya ön ayak oldukları belirtildi.
Komünist Manifesto’yu yazmakla kalmayıp, onun hayat bulması için yoğun bir pratik de ortaya koyan Marx ve Engels’in, 1. Enternasyonal’in temellerini attıkları ve aynı zamanda yaşadıkları çağın en büyük devrimcileri olma onuruna eriştikleri vurgulandı. Tüm dünyada onlardan sonra gelen hemen tüm devrimci parti ve örgütlerin, onların açtığı çığırda ilerledikleri söylendi.
Engels şahsında bilimsel sosyalizmin tarihsel oluşum sürecinin özetlendiği anlatımın ardından yemeklerin de yendiği bir ara verildi.
Aranın sonrasında, etkinliğe katılan KPD/Wiederaufbau adına kısa bir konuşma yapıldı. Engels’in “Başka bir ulusu ezen bir ulusun işçi sınıfı da özgür olamaz” sözünü hatırlatan konuşmacı, benzer bir sözü yıllar önce Türkiyeli bir işçinin dile getirdiğini ve “Yabancıya düşman olan işçi sınıfına da düşmandır!” dediğini aktardı. İşçi sınıfının mücadelesinin enternasyonal nitelikte bir mücadele olduğunu söyleyen konuşmacı, Engels’in özellikle savaşçı kimliğine vurgu yaptı.
Ekim ayında Almanya’nın değişik kentlerinde yapmayı planladıkları “işçi yürüyüşleri”yle ilgili bilgi veren temsilci, devrimci dayanışmayı güçlendirme çağrısıyla konuşmasını sonlandırdı.
Son bölümde, etkinliğe katılan işçi ve emekçiler çeşitli sorular sormanın yanı sıra, konuya ilişkin tamamlayıcı görüşlerini dile getirdiler. Belli bir ilgi ve beğeniyle karşılanan etkinlik, soruların cevaplanmasının ardından sona erdi.
Kızıl Bayrak / Frankfurt