Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Olaf Scholz, İtalya Başbakanı Mario Draghi ve Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Johannis Kiev’e gitmişlerdi. Ziyaretin asıl öneli konularından biri, ağır silah sevkiyatlarının hızlandırılmasıydı. Dördünün verdiği mesaj, savaşı tırmandırmak ve uzatmak için ellerinden geleni yapmak eksenindeydi. Nitekim, Ukrayna’ya daha fazla ve daha ağır silahlar sağlayacaklarına ve Ukrayna’yı Avrupa Birliği’ne alacaklarına ilişkin sözler verdiler.
Almanya Başbakanı Scholz, Kiev ziyareti sırasında, üç büyük ülkenin “Ukrayna’nın bağımsızlık mücadelesi için gerekli olduğu sürece” mali, insani ve silah yardımını da sürdürmek istediklerini duyurdu. Zelenski, Macron, Draghi ve Johannis ile düzenlediği ortak basın toplantısında Scholz, “Ukrayna’yı silah teslimatı konusunda da destekliyoruz ve Ukrayna’nın desteğimize ihtiyacı olduğu sürece bunu yapmaya devam edeceğiz” demişti. Macron da benzeri açıklamalarda bulunmuştu.
Ziyaretten bir gün önce, 30 NATO üyesine İsveç, Finlandiya, Gürcistan, Moldova, Avustralya ve bir düzine başka ülkeyi de içeren Ukrayna Savunma Temas Grubu’nun savunma bakanları Brüksel’deki bir toplantıda silah teslimatı kararı almışlardı. Batılı emperyalistler, güya savaşın gidişatını Ukrayna lehine çevirme çabasındalar. Gerçekte söz konusu olan ise Ukrayna üzerinden kendi emperyalist çıkarlarıdır. ABD’nin kuyruğunda saf tutmuş AB’li emperyalistler de kendi çıkarları peşindedir. Ukrayna’nın silahlandırılmasında başta ABD kökenliler olmak üzere bütün silah tekelleri milyarlar elde ediyorlar.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Ukrayna’daki savaşın yıllarca sürebileceğini bekliyor, dahası bunu arzuluyor. Bunu, savaşın “Yıllar alabileceği gerçeğine hazırlanmalıyız” biçiminde ifade etti. Bu nedenle Ukrayna’yı Rusya’ya karşı desteklemekten vazgeçmemek gerektiğini belirtti. Bunu yapmanın maliyetinin yüksek olduğunu, çünkü askeri yardımın pahalı olduğunu, enerji ve gıda fiyatlarının yükseldiğini belirtiyor. Ancak Stoltenberg, lütfedip Ukrayna savaşının bir sonucu olarak yükselen enerji ve gıda fiyatlarının “Ukraynalıların her gün birçok canla ödemek zorunda oldukları bedelle kıyaslanamaz” olduğunu da ekliyor. Putin’in son savaş üzerinden, “2008’de Gürcistan’daki savaştan ve 2014’te Kırım’ın işgalinden sonra yaptığı gibi devam edebileceğini” öğrendiğinde, NATO devletlerinin “çok daha yüksek bir bedel” ödeyeceğini dile getiriyor.
NATO şefi, Ukrayna’nın Batı’dan daha fazla silah teslimatının yardımıyla Rus birliklerini Donbass’tan tekrar çıkarabilmesini bekliyor. Ukraynalıların “kendilerini Rus işgalcilere karşı” cesurca savunduklarını söyleyen Stoltenberg, Batı savunma ittifakının savaşın kendisine müdahale etmeyeceğini belirtti: “Ülkeye yardım ediyoruz ama Ukrayna’ya NATO askeri göndermeyeceğiz.”
İngiltere Başbakanı Boris Johnson da zamanın çok önemli olduğuna inanıyor. Kiev destekçilerinin Ukrayna’nın “hayatta kalmak ve sonunda kazanmak için stratejik dayanıklılığa sahip olmasını” sağlamaları gerektiğini dile getiren Johnson, Ukrayna’ya “sürdürülebilir mali ve teknik yardım” için dört maddelik bir plan hazırladığını belirtti. “Ukrayna’da Rusya’nın toprak kazanımlarını” kabul etmeyeceklerini açıkladı. Rusya Devlet Başkanı Putin’in bunu yapmasına izin vermek dünyayı daha barışçıl yapmaz dedi. “Böyle bir saçmalık, Avrupa’daki bir saldırgan için İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük zafer olacaktır” açıklamasıyla asıl derdini dile getirmiş oldu.
Batılı emperyalistlerin piyonu olan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski de, efendilerinin açıklamalarının ardından görünüşe göre uzun bir askeri çatışmaya hazırlandığını ve “Rus birliklerinin işgal ettiği bölgeleri geri alacağını duyurdu.”
ABD ve Batılı emperyalist müttefikleri, Ukrayna üzerinden Rusya ile giriştiği çok boyutlu bir savaşta arzuladığı başarıyı elde edememiş olmanın hırçınlığıyla davranıyorlar. Rusya’ya karşı saldırganlığı her alanda tırmandırmaya çalışıyorlar.