Ukrayna Savaşı birinci yılını geride bırakmaya yaklaşırken, 50’den fazla ülkenin savunma bakanları ve genelkurmay başkanları 20 Ocak günü Almanya’nın Ramstein kentindeki ABD hava üssünde Ukrayna’ya “desteklerini” görüşmek için bir araya geldiler.
Görüşmede, Alman Leopard 2 tankları ve başka muhabere tankları da dahil olmak üzere Ukrayna’ya “askeri yardım” ele alındı.
Görüşme sonrası yapılan açıklamada, “Ukrayna’ya yeni silahların verilmesi konusunda önemli ilerlemeler sağlandı, ancak Alman yapımı Leopard 2 tankları konusunda kesin bir karar alınmadığı” bildirildi.
Almanya’nın “çiçeği burnunda” yeni Savunma Bakanı Boris Pistorius, NATO müttefiklerinin bu konuda henüz anlaşmaya varamadığını belirterek şunları söyledi: “Leopard 2 tanklarının teslimatı için iyi nedenler olduğu kadar, karşı nedenler de var. O yüzden doğru kararın ne olacağı konusunda ortak bir görüş henüz yok.”
19 Ocak’ta göreve başlayan Boris Pistorius, “Alman ordusunun envanterindeki stokların incelenmesi direktifi” verdiğini, “Almanya Ukrayna’ya 1 milyar Euro değerinde ek ekipman gönderecek” açıklamasında bulundu.
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, “Leopard 2 konusunda karar alınmamasına rağmen buluşmanın çok başarılı geçtiğini belirterek, Ukrayna’ya desteğin artırılarak süreceğini” açıkladı.
Austin, Almanya’nın Leopard tankları konusunda çekinceleri olmasına rağmen, “Almanya, savaşın başından bu yana en büyük katkıları sunan ülkelerden biri. Çok sayıda silah gönderdiler. Ayrıca Ukraynalı askerlerin kendi sınırları içinde eğitimleri konusunda büyük katkıları oluyor. Unutulmaması gerekir ki, Almanya 39 bin Amerikan askerine ve ailelerine de ev sahipliği yapıyor. Gelecek dönemde de Almanya’nın Ukrayna’ya destek konusunda lider bir müttefik olacağına inanıyorum. Üstelik hepimiz daha fazla destek verebiliriz” diyerek, Almanya’ya övgüler dizdi.
“Savaşta dönüm noktasındayız” diyen Austin, “Rusya’nın başlattığı savaşa karşı Ukrayna daha da yoğun bir şekilde desteklenmeli” dedi.
“Rus kuvvetleri yeniden toparlanma sürecine girdi, daha fazla asker topluyorlar ve yeniden silahlanmaya çalışıyor. Şimdi desteğimizi yavaşlatmak yerine, daha da yoğunlaştırma zamanı” diyen Austin, “Ukrayna halkı bize bakıyor. Kremlin bize bakıyor ve tarih de bize bakıyor. Bu yüzden müttefikler Ukrayna'nın kendini savunması için ne kadar destek gerekiyorsa o kadar vermeyi sürdürecekler” açıklamasında bulundu.
“Amaç Rusya’yı yenilgiye uğratmak!”
NATO ve müttefikleri, bu savaşın bitmesini istemiyorlar. Savaşın daha da uzaması için ellerinden geleni ardına koymuyorlar. Ukrayna üzerinde Rusya’ya karşı girdikleri savaşta “Rusya’yı yenilgiye uğratmak için” her türlü yol ve yöntemi deniyorlar. ABD Savunma Bakanı Austin’in “ne kadar destek gerekiyorsa o kadar verilecek”, Ramstein zirvesi öncesinde ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in, “ABD yönetimi Ukrayna'ya 2,5 milyar dolarlık ek bir askeri yardım daha yapacak” açıklamaları bunun beyanıdır.
Blinken, Ukrayna’ya 59 Bradley zırhlı muharebe araç, 90 Stryker tipi zırhlı araç, Avenger hava savunma sistemleri ve cephane sağlanacağını açıkladı.
ABD, NATO ve müttefikleri, Rusya’nın bahar aylarında saldırıları yoğunlaştıracağı endişesinden hareketle Ukrayna’ya askeri destekte kesenin ağzını açıyorlar.
Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, Hollanda, Danimarka; Norveç, Polonya, Slovakya, İsveç, Kanada gibi ülkeler Ukrayna’ya gönderecekleri askeri teçhizatı listeler halinde açıkladılar.
Liste uzun. Neler yok ki? Hava savunma sistemleri, panzerler, tanklar, toplar ve füzeler… Savaşın ateşini yaygınlaştırmak için her şey var!
Rusya’dan tepki…
NATO’nun “Amaç Rusya’yı yenilgiye uğratmak” açıklamasına yanıt veren Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitr Medvedev, “Konvansiyonel bir savaşta nükleer bir gücün kaybı nükleer bir savaşın patlak vermesine neden olabilir. Nükleer güçler kaderlerinin bağlı olduğu büyük çatışmaları kaybetmezler” diyerek, ‘meydan okudu’.
Rusya Federasyonu Federal Meclisi’nin alt meclisi olan Rusya Devlet Duması’nın Başkanı Vyacheslav Volodin de “Kiev rejimine saldırı silahlarının verilmesi küresel bir felakete yol açacaktır” diyerek müdahil oldu.
18 Ocak günü ABD’de yayın yapan günlük gazete Wall Street Journal’de yer alan bir makalede, Rusya’ya karşı, Rus topraklarına saldırı ve savaşı çağrısı yaparak, “Yabancı bir sınırı aşan bir diktatör neden kendi topraklarının kutsal olduğunu iddia etmekte özgür olsun” diye sorduktan sonra, “Putin’in nükleer silahları ateşleme ihtimali var ama geçtiğimiz aylar gösterdi ki bu kararı her halükârda kendi hesaplarına göre verecektir” dedi.
Yani “o tehdit ediyor diye biz boş durmayalım, o yapmadan biz yapalım” diyerek “nükleer felaket” tellallığı yapıyor.
Her savaşta olduğu gibi, savaşın vahşeti derinleştikçe “ilk kurşunu kimin sıktığı, kimin suçlu olduğu” önemini yitirir.
Savaşın seyri güçler dengesine bağlı olarak ibrenin yönünü belirler.
NATO ve müttefikleri Ramstein zirvesiyle bir kez daha ibreyi kendilerinden yana çevirmenin hesabını yapıyorlar. Tabii Rusya da...
ABD ve NATO’nun piyonu Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski de ABD ve batılı emperyalistlerin çıkarları için Ukrayna halklarının acı çekmesini baştan kabullenmiş bulunuyor.
İbre ister Rusya’dan ister karşıtlarından yana dönsün, savaşın acısını, felaketini, faturasını ilk elden bölge halkları, işçi ve emekçileri çekiyor.
Savaşın yol açtığı küresel krizle beraber, çekilen acılara, yaşanan felaketlere, ödenen faturalara dünyanın ezilen halkları, işçi ve emekçileri de ortak ediliyor.
Dünyanın mazlumları, ezilen halkları, işçi ve emekçileri bu savaşta ibrenin kendilerinden yana dönmesi için taraf olmalılar.
Görüldüğü gibi taraf olmayan bertaraf oluyor.