Almanya’da yeniden “kapanma”: Halk sağlığı değil ekonomi korunuyor

Almanya’da koronavirüs salgını hızla yayılmaya devam ederken, bugün yeniden “kapanma”ya dönük yeni kararlar alındı. Yüz yüze eğitim ve üretime yönelik herhangi bir önlem getirilmezken, kısmi önlemler dahi kapitalistlerde “huzursuzluk” yarattı.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 28 Ekim 2020
  • 23:35

Almanya’da Başbakan Angela Merkel ve eylalet başkanlarının bugün yaklaşık dört buçuk saat süren koronavirüs (Covid-19) gündemli video konferansının sonucunda, pandeminin yayılmasını önlemek amacıyla yeni önlemler açıklandı.

Görüşmenin ardından Başbakan A. Merkel, Berlin Belediye Başkanı Michael Müller (SPD) ve Bavyera Eyalet Başkanı Markus Söder (CDU) basına bilgi verdiler. 

Merkel basın açıklamasında, Covid-19 vaka sayılarının kendiliğinden ve kontrolsüz bir artışta olduğuna vurgu yaptı. “Halkın sağlığının ve ekonomik durumun” bütünlüklü olarak korunmasının önemine dikkat çeken Merkel, böylece tutarsız bir çelişkiye vurgu yaptı. Pandeminin de açıkça gösterdiği üzere, kapitalist ekonomi ve halk sağlığını bir arada korumak mümkün olmuyor. Halk sağlığı için alınması gereken önlemler, kapitalist ekonomiyi korumak adına es geçiliyor. Bunu kendisi de itiraf eden Merkel’in açıklamaları, okulların ve anaokullarının, sermayenin çıkarına açık tutulması gerektiğini ve aslolanın kapitalistlerin çıkarları olduğunu tekrar gözler önüne serdi. 

Basın toplantısında yapılan açıklamaya göre, 2 Kasım’da başlayacak olan 2. “kapanma” (lockdown) kısıtlamaları; bar, kafe, restoran gibi gastronomi alanındaki kamusal alanlar, tiyatrolar, sinemalar, güzellik salonları gibi bazı kamuya açık alanların kapatılmasını öngörüyor.

Toplumdaki hareketliliği sözde azaltmayı hedefleyen Alman devleti, işçi sınıfı ve emekçilerin üretim alanlarındaki bir araya gelişlerine ve devam eden yüz yüze eğitime dair herhangi bir önlem almaktan yine kaçındı. Bu, sermaye devletinin “ekonomiyi koruma” pahasına halk sağlığını hiçe saydığını bir kez daha ortaya koydu. 

Kapitalist sistem ve onun burjuva parlamentosu, aldığı her önlemle, sermayenin ve esas olarak da kapitalist tekellerin çıkarlarını korumakla mükelleftir. Zira önlemler kapsamında atılacak adımlardan biri de sermayeye ek destek paketi oldu. A. Merkel, ekonomik zarara uğrayan işyerlerine finans desteği sunacaklarını açıkladı. Bu kapsamda da 10 milyar avroluk ek kaynak ayrılacağı belirtiliyor. Merkel ayrıca, kısmi önlemlerin uygulanmaya başlayacağı 2 Kasım’dan iki hafta sonrasında bir değerlendirme yapılacağını açıkladı.

Kapitalistler yine de huzursuz

Ek önlemler, salgında her türlü destek ve koruma hizmeti sunulan sermaye kesimlerinde yine de kimi tepkilere yol açtı. Sermaye sözcüleri kamuya açık alanlardaki yeni kısıtlamalar nedeniyle huzursuzluklarını dile getirdi.

DW’deki habere göre, Commerzbank'ın baş iktisatçısı Jörg Krämer, “Ekonomiyi zarar vermeden bir lamba gibi açıp kapayamazsınız” dedi. Alman Toptancılar ve Dış Ticaret Birliği (BGA) de restoranların kapatılmasını "tamamen uygunsuz" bir önlem olarak nitelendirerek bunun pek çok orta ölçekli işletme açısından "öldürücü darbe" olacağı uyarısı yaptı.

Alman Ticaret Birliği (HDE) ise toptancılar ve perakendeciler kapatılmayacak olmasına rağmen, dükkanlara alınacak müşteri sayısındaki kısıtlamalar ve insanların zorunlu olmadıkça dışarı çıkmama eğilimi nedeniyle tüccarların çok zor bir duruma düşeceğini vurguladı.

Salgınla ilgili buluşmaları ve sosyal hareketliliği azaltmaya çalıştığını iddia eden Alman devleti, işçi-emekçilerin sağlığını yok sayarken, faşistlerin ve sağcıların ağırlıkta olduğu gösterilere de göz yumuyor. Geçtiğimiz haftalarda korona önlemlerini protesto etmek için gösterilere yüzlerce kişi katılırken, herhangi bir kısıtlama ya da önlem uygulanmadı.

Frankfurt’ta, sağcı eğilimi olan “Querdenker” adlı oluşumun öncülüğünde, 600 kişinin katıldığı gösteri düzenlendi. Bu gericilerin maske zorunluluğundan muaf tutulması Frankfurter Rundschau gazetesinde yer alırken halkın da tepkisine yol açtı. 

Kızıl Bayrak / Almanya