Alman sermaye devletinin polis teşkilatındaki ırkçı-faşist örgütlenmelere ilişkin yeni bir skandal patlak verdi. DW Türkçe'nin konuya ilişkin haberine göre, Almanya'nın en kalabalık nüfusunu barındıran Kuzey Ren-Vestfalya (NRW) eyaletinin polis teşkilatında görevli 29 polis hakkında, özel WhatsApp gruplarında yabancı düşmanı ve ırkçı içerikler paylaştıkları için soruşturma başlatıldı. Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti İçişleri Bakanı Herbert Reul söz konusu polislerin Duisburg, Essen, Moers, Mülheim ve Oberhausen kentlerinde çalıştıkları birimlerin ve evlerinin de aralarında olduğu 34 noktada arama yapıldığını bildirdi.
Aramalar sonucunda Mülheim an der Ruhr kentinde aynı birimde görev yapan polislerin çeşitli WhatsApp gruplarında Hitler'e ait fotoğraflar, gamalı haç sembolleri, Reich dönemi savaş̧ flamaları ve bir sığınmacıyı Nazi toplama kampındaki bir gaz odasında gösteren görselin de aralarında bulunduğu 100'den fazla paylaşım yaptığı tespit edildi. Eyalet İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “29 polis memuru hakkında disiplin kovuşturması açıldığı, olaya karışan tüm memurların görevden uzaklaştırıldığı” belirtildi.
İlk değil, son da olmayacak
Eyalet İçişleri Bakanı Reul, Twitter'de yayınlanan mesajında olayı, “50 binden fazla personeli bulunan NRW Polis Teşkilatı’nın yüzüne vurulmuş̧ bir tokat” olarak nitelendirdi. Alman Polis Sendikası (GdP) ise olayla ilgili yaptığı açıklamada, polislerle ilgili iddiaları “dehşet verici” olarak tanımladı. Oysa NRW eyaletinde polisle ilgili ortaya çıkan ilk skandal bu değil.
Daha öncede NRW eyaletinde İmparatorluk Vatandaşları (Reichsbürger) hareketiyle ilişkili oldukları şüphesiyle Dortmund şehrinde 5 polis hakkında disiplin soruşturması başlatılmıştı. Konuyla ilgili Eyalet İçişleri Bakanlığı Sözcüsü, Westfalen-Blatt gazetesine yaptığı açıklamada polislerden ikisinin emekliye ayrıldığını, ikisinin geçici olarak memuriyetten uzaklaştırıldığını söyledi. Beşinci polisin ise memuriyetten ihracına yaptığı itirazın reddedildiği ve disiplin soruşturmasının devam ettiği bildirildi.
Gazetenin haberine göre, Reichsbürger adlı ırkçı-faşist çete, Almanya Federal Cumhuriyeti’nin meşru ve egemen bir devlet olarak varlığını reddediyor, Almanya’nın hâlâ Alman İmparatorluğu’nun hayatta olduğu 1937 yılındaki sınırlarına sahip olduğunu savunuyor. Almanya çapında yaklaşık 19 bin üyesi olduğu tahmin edilen bu ırkçı hareketin 950 üyesi Almanya’nın iç̧ istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından aşırı sağcı olarak tanımlanıyor. Federal Emniyet Teşkilatı Başkanı Holger Münch, Mayıs ayında yaptığı bir açıklamada “Çok açık ve net soyluyorum: ‘İmparatorluk Vatandaşları’nın emniyette yeri yoktur” iddiasında bulunmuştu. Oysa, bu gruba mensup birçok ırkçı-faşistin ordu ve polis içerisinde hâlâ aktif olarak görev yaptığı ifade ediliyor.
Ardı ardına Almanya’nın her tarafında ortaya çıkan ve sermaye devletinin hizmetindeki kolluk güçleri içerisindeki ırkçı-faşist örgütlenmeler ne ilk, ne de son olacaktır. Çünkü ortaya çıktığı günden bu güne, devlet egemen sınıfın elinde bir baskı ve şiddet aracı olarak ezilenlere karşı bu türden kolluk güçlerine her zaman ihtiyaç duymuştur. Sermaye devletine hizmet ettiği sürece bu tür örgütlenmelere her zaman göz yumulmuş, bizzat serpilip gelişmeleri için her türlü destek sunulmuştur.