Covid-19'a karşı aşının geliştirildiğine dair 'müjdeli' haberleri veren burjuva medya umut tacirliği yapıyor. Aşının olası yan etkilerini bir yana bıraksak bile yoksulların aşıya ulaşması uzun bir zaman alacak. Aşıyı geliştiren ABD şirketi Pfizer, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) hükümeti ile temmuz ayında 1,95 milyar dolarlık anlaşma imzaladı. İki doz halinde uygulanan aşının ABD’deki fiyatının doz başına 19,50 dolar (159 TL) olacağı belirtildi.
Buna rağmen burjuva hükümetler ‘biraz daha dayanın, karanlığın sonu gözüktü’ propagandasına başladılar. Dertleri üretimi, demek oluyor ki kapitalistlerin kar kaynağı olan sömürü çarklarının dönmesini sağlamaktır. Bu süreci 'birlik ve beraberlik' içerisinde atlatmak için fedakarlık çağrıları yapıyorlar. Fiilen uyguladıkları sürü bağışıklığı politikalarıyla çalışmak ve toplu taşıma araçlarını kullanmak zorunda olan yoksulları çocuklarıyla birlikte salgının pençesine atıyorlar. Devletler, sürü bağışıklığının 'doğal' ayıklama yoluyla ölüme terkedilen yaşlıların ve yoksulların sağlık ve emeklilik gibi kasalarda toplanmış birikimlerine el koymayı hesaplıyorlar. Burjuva medya tarafından korona salgınına karşı mücadelede ‘başarılı örnek’ diye parlatılan Almanya'nın sürü bağışıklığı politikasının sonucu olarak Berlin-Lichtenberg'deki bir huzurevinde sadece son bir ayda 12 yaşlı insan Covid-19 salgınından dolayı yaşamını yitirdi.
Almanya'da yüzbinlerce hemşire ve bakımevleri elemanı açığı var
Bremen Üniversitesi'nin yaptığı araştırmaya göre Almanya'da 'huzur' evlerinde yaşlıların bakımı için, 100.000'den fazla tam zamanlı çalışacak yeni elemana acil ihtiyaç var.
Benzer korkutucu bir tablo hemşirelik sorununda da yaşanıyor. 13 Kasım Perşembe günü, Hans Böckler Vakfı, hastanelerde 100.000 tam zamanlı çalışacak yeni hemşireye ihtiyaç olduğunu açıkladı. Sağlıkçılar için "Onlar zamanımızın kahramanları" diyerek riyakarlık yapan Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn'ın enfekte olmuş sağlık çalışanlarının gerektiğinde klinik, muayenehane ve yaşlı bakım evlerinde görev yapabileceklerini de açıkladı.
Robert Koch Enstitüsü (RKI), Almanya'da 12 Kasım’da son 24 saatte 22 bin 866 yeni koronavirüs vakasının kayıtlara geçirildiğini açıkladı. Bu, bir gün öncesine göre 3 bin 400 kişilik bir artışa tekabül ediyor. Enstitü Başkan Yardımcısı Lars Schaade, virüsün kontrolsüz bir biçimde yayılması durumunda vaka sayısının günde 400 bine çıkabileceğini söyledi. Açıklama yapan Virolog Melanie Brinkmann da, önleyici tedbirler konusunda hala yapılabilecek şeyler olduğunu belirterek, filyasyon çalışmalarının daha hızlı yapılabileceğine dikkat çekti. Her iki konuşmacının salgının hızla yayıldığını ve köklü önlemler alınmazsa günlük vaka sayılarının yüz binlere ulaşacağı konusundaki uyarılarına rağmen kalabalık sınıflarda yüz yüze eğitim ve fabrikalarda bant usulü üretim devam ediyor.
Almanya'nın nüfus yoğunluğu en yüksek eyaleti olan Kuzey Ren Vestfalya'da (NRW) Çarşamba (11 Kasım) günü itibarıyla 322 sağlık emekçisinde korona virüs tespit edildi. Emekçilerin acil servis ve klinikler ile bakım servislerinde görev yaptıkları bildirildi. Eyalet Sağlık Bakanlığı virüsün en çok yaşlı bakım yurtlarında görev yapan personele bulaştığını duyurdu. Yapılan açıklamada bu merkezlerde çalışan bin 485 kişinin halen karantina altında tutulduğu belirtildi.
Baden-Württemberg Eyaleti Sağlık Dairesi verilerine göre eyalet genelinde Çarşamba günü itibarıyla 566 sağlık çalışanı Covid-19 taşıyor. Bu rakam geçen hafta 250 civarındaydı.
Saksonya Eyaleti'ndeki Zwickau kentinde ise 60 doktor ve sağlık görevlisinde koronavirüs tespit edildi.
Bavyera'da ise durum daha vahim. Eyalette perşembe günü itibarıyla 244 muayenehane, buralarda çalışan doktor ve personelde koronavirüs görülmesi üzerine kapatıldı.
Hekim sendikası Marburger Bund'un başkanı Susanne Johna, çok sayıda kentte enfekte olan doktor ve sağlık çalışanları ile ilgili verilerin derlenmemesini eleştirerek, "Tıp personeliyle ilgili bilgiler ya kısmen kayıt altına alınıyor ya da faksla geçiliyor" dedi. Sağlık personeli ve doktorların federal düzeyde, merkezi bir veri bankasına kaydedilmesi gerektiğini belirten Johna, böylece söz konusu kesim için koruyucu önlemlerin daha etkili şekilde koordine edilmesinin mümkün olacağını söyledi.
Elaman açığı yüzbinlere ulaşmışken Almanya'nın CDU'lu sağlık bakanı Jens Spahn, başkent Berlin'de düzenlediği basın toplantısında, hükümetlerin riyakarlığını tekrarlayarak, sağlıkçılar için "Onlar zamanımızın kahramanları" dedi. Adeta sağlık emekçileriyle alay eden bakan, ''gelecek haftalarda kişisel ilişkileri olabildiğince azaltmanın, virüsü kontrol etme açısından hayati öneme sahip olduğunu'' söyledi.
Sağlık bakanının açıklaması tam bir arsızlık örneğidir. Zira 30 kişilik sınıflarda eğitim gören öğrenciler ve bant sistemine göre üretim yapmaya zorlanan ve satış mağazalarında günde on binlerce müşteriyle yüz yüze gelen işçilerin durumuna dair tek laf etmedi.
Sağlık emekçileri için ‘kahraman’ diyen bu bakan, enfekte olmuş sağlık çalışanlarının gerektiğinde klinik, muayenehane ve yaşlı bakım evlerinde görev yapabileceklerini söylemesi ise skandaldan da ötedir. Bakanın toplum sağlığına karşı cinayet anlamına gelen bu açıklamasını eleştiren Hasta Sağlığı Koruma Vakfı (Stiftung Patientenschutz) Yönetim Kurulu Üyesi Eugen Brysch, "Koronavirüs bulaşanların çalışmaya devam etmesi siyasi bir iflas beyanıdır" ifadesiyle tepki gösterdi.
“Bakımevleri ve sağlık hizmetlerinde tam zamanlı çalışacak yüzbinlerce yeni hemşire ve yaşlı bakıcısına ihtiyaç olduğunu biliyorlar” şeklinde konuşan Brysch, virüsün peşinden koşmanın bir anlamı olmadığını hatırlatarak “Hastaneler ve huzurevleri bu yöntemlerle duvara çarpıyor” dedi.
‘Başarılı örnek’ diye sunulan Almanya’da durum bu ise, ‘başarısız sayılan ülkelerde durumun ne kadar vahim olduğunu tahmin etmek güç değil.
Covid-19'dan ölenlerin sayısı ABD'de 250, AB'de 300 bini geçti
Sermaye devletlerinin fiilen uyguladığı 'sürü bağışıklığı’ politikaları yoksullar için korkunç tablolar yaratıyor. Kapitalist-emperyalist sistemin kıblesi sayılan ABD'de Covid-19 nedeniyle ölenlerin sayısı 250 bini geçti, vaka/hasta sayısı ise 11 milyon 70 bini aştı. Avrupa'da ise 13 Kasım tarihi itibariyle Covid-19’dan ölenlerin sayısı 300 bine ulaştı.
Gerçeklerin toplumdan gizlendiği Türkiye'de ise durum daha da vahimdir. Enfekte olmuş sağlıkçılar çalışmaya zorlanarak sağlık emekçileri ile toplumun yoksul kesimlerinin yaşamıyla kumar oynuyorlar. Türkiye'de 14 Kasım’da Covid-19'dan dolayı yaşamını yitiren insan sayısına dair iki ayrı açıklama yapıldı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ülke genelinde Covid-19 nedeniyle yaşamını yitiren 92 yurttaş olduğunu açıkladı. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun aynı gün yaptığı açıklamada ise şu bilgiler verildi; “İstanbul’da Bulaşıcı Hastalıktan Ölüm Sayısı bugün 164 olmuştur.”
İBB'nin yaptığı açıklama, AKP-MHP rejiminin ‘yerli milli yalanlar’la toplumu aldatma kepazeliğinin vardığı boyutu ortaya çıkardı. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) belirlediği kriterler yerine 'Türk usulü' alaturka kurallara sığınarak vaka/hasta ve ölüm sayılarını gizleyenlerin maskeleri paramparça oldu.
Aşıyı geliştirdik diye ‘yerli/milli palavra’ atarak caka satan AKP şefi, her konuda olduğu gibi bu konusunda da hızla tornistan yaptı. Aşıyı geliştirdiklerine dair attığı yalanlar hala kulaklarımızda yankılanırken “Zengin fakir demeden tüm ülkelerin aşıya erişebilmesi çok önemlidir” diyerek kendi yalanını ifşa etti. Halkını pandemi ile baş başa bırakan, yoksulları ‘askıda ekmeğe’ muhtaç duruma düşüren, ama kendileri saraylarda sefahat sürenler utandan vaaz veriyorlar. Birçok ülkede pandemiye rağmen başlayan halk isyanlarından 'şahsının' sarayı da , zamanı gelince payına düşeni alacaktır.