Almanya’nın Aşağı Saksonya eyaletinin Celle kentinde 8 Nisan Çarşamba gecesi 15 yaşındaki Arkan Hüseyin Khalaf isimli bir Kürt genci, 29 yaşındaki faşist bir saldırgan tarafından bıçaklanarak ağır yaralandı. Khalaf, saldırı sonrası kaldırıldığı hastanede kurtarılamayarak yaşamını yitirdi. Khalaf’ın arkadaşı, yakaladığı katili olay yerine gelen polise teslim ederek tutuklanmasını sağladı.
Daniel S’in tutuklanmasına karar veren savcılık olayın arkasında ırkçı motiflerin olmadığını, saldırganın psikolojik sorunlarının olduğunu açıklamış ve adam öldürme suçundan yargılanacağını söylemişti. Celle Polis Müfettişliği basın ofisinden yapılan açıklamada da katilin suçlamayla ilgili olarak cezaevi hakimi huzurunda konuşmadığı ve sanığın akıl hastalığından mustarip olup olmadığının daha fazla araştırılacağı belirtiliyordu.
“Khalaf rastgele bir saldırının kurbanı olabilir” diye açıklama yapan polis, “Bugüne kadar yürütülen soruşturmalarda yabancı düşmanı veya siyasi güdümlü bir eylem olduğuna dair hiçbir kanıt sağlanamadı”ğını öne sürerek, cinayeti “aniden meydana gelen bir olay” gibi tanımlamaya çalıştı.
Ancak, Zeit Online ve değişik basın organlarından gazetecilerin yaptığı kısa bir araştırmada, katilin faşist çevrelerle yakınlığını kanıtlayan üç ayrı sosyal medya hesabına rastlandı. Facebook’ta Daniel S.’nin 2017’den beri internette dolaşan Qanon ideolojisinin içeriğini yansıtan sayfaları takip ettiğini, Yahudi düşmanı ırkçı-faşist açıklamaları beğendiğini gösteren kanıtlara da rastlandı.
Şubat ayında Hessen Eyaleti Hanau kentinde nargile barlar ve bir büfede dokuz insanı katleden saldırgan da kendisini Qanon’un takipçisi olarak ilan etmişti. Alman imparatorluğunun yaşadığına inanan faşist çeteler, kendilerini bu imparatorluğun vatandaşları olarak görüyorlar. Tıpkı Osmanlı İmparatorluğu’nun yaşadığına inanan ve kendilerini “yeni Osmanlı” olarak tanımlayan faşist güruhlar gibi…
Kuzey Irak’ın Şengal bölgesinden IŞİD katliamından sonra Almanya’ya gelerek Celle’ye yerleşen Khalaf ailesinden, Arkan’ın kız kardeşi Halime, Özgür Politika gazetesine yaptığı açıklamada, “Suyun üzerinden geldik ve burada kanlar içinde boğulduk” diyor.