Alman sermaye devleti, koronavirüs ile ilgili tedbirleri gösteri ve protesto hakkını kısıtlama bahanesine çevirmeye çalışıyor. Öte yandan toplumda buna yönelik tepki ve hassasiyet de gittikçe artıyor.Bu konuya ilişkin, 25 Nisan Cumartesi günü, Frankfurt’ta bir eylem gerçekleştirildi. Eylem saat 15.00’da eski tarihi parlamento binası olan Paulskirche’de başladı. Salgından dolayı Frankfurt’ta sadece 20 kişiye kadar olan eylemlere izin veriliyor. Yüzlerce polis eşliğinde başlayan eyleme sadece 20 kişinin katılmasına izin verildi. Eylemcilerin etrafı bariyerlerle çevrilerek, kimsenin yanaşmasına izin verilmedi. Freidenker (Özgür Düşünenler) Offenbach adlı bir oluşum tarafından organize edilen eylem, buna rağmen çevreden oldukça ilgi gördü. Yapılan konuşmalarda, düşünce ve eylem özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar protesto edildi. Eylemciler hijyen ile ilgili kurallara riayet ettikleri halde polis sık sık yaptığı anonslarla eylemcileri ve etrafta eylemi izleyenleri uyarıp provokatif tutumlarla engellemeye çalıştı. Eyleme Bir-Kar çalışanları da destek verdi.
Polisin eylemcilere yönelik bu “titizliği” az ötede yüzlerce kişinin yan yana alışveriş yaptığı yerler için geçerli değildi elbette. Ona göz yumuyorlar, çünkü amaçları insanların sağlığını korumak değil. Özellikle yaklaşan 1 Mayıs başta olmak üzere, işçi ve emekçilerin olası tepkilerinin sokağa taşmasını engellemek istiyorlar.
Bugünkü eylem, özellikle önümüzdeki 1 Mayıs ve sonrasındaki eylemlere yönelik devletin yaklaşımını açığa çıkaran bir işlev taşıyordu. Anlaşılan o ki, eylemleri 20 kişiyle sınırlama kuralını 1 Mayıs’ta da uygulamak niyetindeler. Ancak sendika bürokrasisinin uzlaşmacı ve ihanetçi tavrına rağmen, yerlisi ve göçmeniyle onlarca devrimci-demokratik kurumun 1 Mayıs’ı her şeye rağmen alanlarda karşılamaya dönük bir ısrarı var. Henüz bir resmi cevap verilmemiş bile olsa, her zamanki 1 Mayıs güzergahı için izin başvurusu yapılmış bulunuyor.
Hiçbir güç işçi sınıfının birlik ve mücadele gününü engelleyemez! Yaşasın 1 Mayıs!
Kızıl Bayrak / Frankfurt