Fransa’da emekli amirallerin ve ardından askerlerin hükümete çağrıda bulunan mektuplarının ardından ABD’de de emekli amiraller, Biden yönetimine hitaben bir mektup yayınladı.
Kendilerine “Flag Officers 4 America” adını veren emekli general ve amirallerden oluşan 124 kişilik bir grup 10 Mayıs tarihinde açık mektup yayınladı. Mektup yayınlama gerekçeleri başkanlık seçimlerinde Joe Biden’ın lehine hile yapıldığı ve Anayasal haklara yönelik saldırı olduğu ve Amerikan halkının “derin bir tehlike” içinde olduğuna ilişkin kaygılar bulunduğu ileri sürüldü.
Bu iddialara karşın asıl kaygının, tüm dünyada olduğu gibi Amerika’da da derinleşen kriz ve ırkçılık karşıtı militan sokak eylemlerinden kaynaklandığı açıktır.
Biden yönetimi altında ABD’nin “sosyalizm ve Marksizme doğru radikal bir dönüş yaptığı” iddiasına yer verilen mektupta, “Her zaman Anayasal Cumhuriyetimizi savunmak için hareket edecek kongre ve başkan adaylarının seçilmesiyle şimdi buna karşı gelinmesi gerekiyor” ifadeleri kullanıldı.
“Ulusumuz büyük bir tehlike içinde. 1776’daki kuruluşumuzdan bu yana hiçbir zaman olmadığı kadar Anayasal olarak hayatta kalma savaşı veriyoruz. Çatışma, Anayasal özgürlük ve özgürlük taraftarlarına karşı Sosyalizm ve Marksizm taraftarları arasındadır” iddiasının yer aldığı mektupta, son ABD başkanlık seçimleri öncesinde 317 ABD’li emekli general tarafından yazılan uyarı mektubunun, “Demokratların iktidarındaki sol ve Marksist eğilimler nedeniyle doğru çıktığı” öne sürüldü.
Sputnik’in haberine göre, Biden yönetiminin İran ve Çin ile ilişkileri, göçmen politikası, İsrail ile ilişkileri gibi konulara da değinilen mektupta yer alan ifadeler şu şekilde:
“Kongre’yi atlayarak 50’den fazla İcra Kararı hızla imzalandı ve çoğu önceki Yönetimin etkili politikalarını ve düzenlemelerini tersine çevirdi. Dahası, kısıtlamalar, okul ve iş yerlerinin kapatılması, yazılı ve sözlü ifadelerin sansürlenmesi gibi temel haklarımıza yönelik doğrudan saldırılardır. Sosyalizme ve Marksizme karşı hareket edecek, Anayasal Cumhuriyetimizi destekleyen ve özel çıkarlara veya aşırılık yanlısı gruplara değil, tüm Amerikalılara, özellikle orta sınıfa odaklanırken mali açıdan sorumlu bir yönetimde ısrar eden politikacıları desteklemeli ve sorumlu tutmalıyız.
“Açık sınırlar, insan ticaretini, uyuşturucu kartellerini, terörist girişini, sağlık tehlikelerini ve insani krizleri artırarak ulusal güvenliği tehlikeye atar. Kaçakların ülkemize akın etmesiyle bazı eyaletlerde yüksek ekonomik maliyetlere, suça, maaşların düşürülmesine ve yasa dışı oy kullanılmasına yol açıyor. Sınır kontrol personelimizi desteklerken sınır kontrollerini yeniden kurmalı ve duvarı inşa etmeye devam etmeliyiz. Egemen ulusların kontrollü sınırları olmalıdır.
“Çin, ABD için en büyük dış tehdittir. Çin Komünist Partisi (ÇKP) ile iş birliğine dayalı ilişkiler kurmak, onları askeri, ekonomik, politik ve teknolojik olarak dünya hakimiyetine doğru ilerlemeye devam etmeleri için cesaretlendiriyor. Dünya hakimiyet hedeflerini engellemek ve ABD'nin çıkarlarını korumak için daha fazla yaptırım ve kısıtlama uygulamalıyız.
“‘Kusurlu’ İran Nükleer Anlaşması’na yeniden dahil olmak, İran’ın nükleer silahları ve bunları teslim etme yollarını elde etmesiyle sonuçlanacak böylece Ortadoğu barış girişimlerini altüst edecek ve sloganları ve hedefleri ‘ABD’ye ölüm’ ve ‘İsrail’e ölüm’ olan bir terörist ülkeye yardım edecektir. Yeni Çin-İran anlaşmasına direnmeli ve İran Nükleer Anlaşmasını desteklememeliyiz. Ayrıca, Ortadoğu barış girişimlerine ve İsrail’e desteğe devam edin.
“Keystone Boru Hattını durdurmak, yakın zamanda oluşturduğumuz enerji bağımsızlığımızı ortadan kaldırır ve bize dost olmayan ülkelere enerji bağımlı olmamıza neden olur. Ulusal güvenlik ve ekonomik nedenlerle boru hattını açmalı ve enerji bağımsızlığımızı yeniden kazanmalıyız.
“ABD ordusunu siyasi piyonlar olarak kullanmak, var olmayan bir tehdide karşı devriye gezmek ve bölücü eleştirel ırk teorisi gibi siyasi olarak doğru politikaları savaş pahasına orduya dayatmak ulusumuzun savaşları kazanmaya ve savaşmaya hazır olma durumunu ciddi şekilde düşürür ve büyük bir ulusal güvenlik sorunu yaratır. Askerimize ve gazilerimize destek olmalıyız, savaşa odaklanmalıyız, moral ve savaş motivasyonuna zarar veren siyasi doğruluğun ordumuza aşındırıcı etkisini ortadan kaldırmalıyız.
“‘Hukukun üstünlüğü’ Cumhuriyetimiz ve güvenliğimiz için esastır. Bazı şehirlerde görülen anarşiye müsamaha gösterilemez. Kolluk kuvvetleri personelimizi desteklemeli ve bölge savcılarının ve mahkemelerimizin kanunları herkese karşı eşit, adil ve tutarlı bir şekilde uygulaması konusunda ısrar etmeliyiz.”
“Genelkurmay Başkanı’nın zihinsel ve fiziksel durumu göz ardı edilemez. Her yerde, gece veya gündüz yaşamı ilgilendiren konularda doğru ulusal güvenlik kararlarını hızla verebilmelidir. Demokratların nükleer kanun prosedürleri hakkındaki soruşturmaları, nükleer silahlı düşmanlara tehlikeli bir ulusal güvenlik sinyali göndererek, kimin ‘amir’ olduğu sorusunu gündeme getiriyor. Her zaman tartışılmaz bir emir komuta zincirine sahip olmalıyız.
“Tüm vatandaşları, ABD’yi, Anayasal düzeni kurtarmak için harekete geçecek ve şu anda görevde olanları sorumlu tutacak siyasi temsilcileri seçmek için yerel, eyalet veya ulusal düzeyde dahil olmaya çağırıyoruz. Halkın iradesi duyulmalı ve takip edilmelidir.”
Temel vurgu noktalarının ABD’nin emperyalist hegemonyasını koruma noktasında daha güçlü ve hızlı adımlar atılması istenen mektup, Trump döneminde ve son seçim sürecinde su yüzüne çıkan siyasal krizin süreceğine işaret ediyor.