Uluslararası Tahkim Mahkemesi Türkiye’yi Irak’a 1.4 milyar dolar tazminat ödemeye mahkum etti.
Mesele oldukça karmaşık. Bu nedenle en iyisi temel sorularla ilerlemek. Sondan yani mevcut durumdan başlayalım…
Son durum ne?
Bağdat hükümeti 2014 yılında Ankara’nın Bağdat’ı pas geçerek Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile petrol anlaşması yaptığı gerekçesiyle Uluslararası Tahkim Mahkemesine başvurdu.
Bağdat, bu anlaşma ile Ankara’nın 1973 yılında yapılan ve Kerkük-Ceyhan boru hattının inşasını sağlayan anlaşmayı ihlal ettiğini savundu.
Bağdat’a göre, Kerkük-Ceyhan boru hattından günde ortalama 445 bin varil ham petrol Türkiye’ye akıyordu. Bunun 370 bini IKBY bölgesinden kalan 75 bin varili ise Bağdat’a bağlı Kerkük hattından sağlanıyordu.
Yine Bağdat’ın uluslararası mahkemeye taşıdığı tezine göre Türkiye Bağdat’tan izin alınmaksızın IKBY ile hem 1973 yılında yapılan anlaşmayı ihlal etmişti hem de Irak anayasasını yok saymıştı. Ki, anayasaya göre IKBY’nin petrol anlaşmaları konusunda Bağdat’tan onay alması gerekiyor.
IKBY ve Türkiye arasındaki anlaşmadan dolayı maddi zarara da uğradığını savunan Bağdat aslında 30 milyar dolar talebiyle dava açmıştı.
Ancak uluslararası mahkeme Ankara’nın Bağdat’a 1.4 milyar dolar tazminat ödemesine hükmetti.
Yalnız şunu belirtmek gerekiyor; Ankara’nın ödemesi gereken 1.4 milyar dolar 2014-2018 yılları arasındaki petrol satışına dair ve faizler bu miktara dahil değil.
2018-2023 yılları arasındaki petrol satışına ilişkin dava hâlâ devam ediyor. Bu davanın da Türkiye aleyhine sonuçlanması halinde Ankara faizleriyle birlikte Bağdat’a yüklü bir miktar ödemek zorunda kalabilir.
Bu arada Bağdat’ın da Türkiye’ye 500 milyon dolar ödemesine hükmedildiği dava sebebiyle şimdilik boru hattında petrol akışı durduruldu.
Uluslararası şirketler ABD’den neden yardım istedi?
Aslında Irak petrolleri konusunda ‘sorun’ yaşayan tek ülke Türkiye değil. IKBY ve Bağdat arasında 2014 yılına uzanan uzlaşmazlık Kerkük ve çevresinde faaliyet gösteren veya bu sahaya girmek isteyen uluslararası petrol şirketlerini bir süredir zorluyor. Durum öyle bir noktaya geldi ki uluslararası petrol şirketleri ABD’den yardım isteyerek IKBY-Bağdat arasındaki petrol meselesini çözmesini bile istedi.
Bu arada, Türkiye’yi tazminat ödemeye mahkum eden mahkeme kararının hemen ardından, yani 26 ve 28 Mart tarihlerinde IKBY yönetimi bir heyet oluşturup alelacele Bağdat’ta gönderdi. Ancak geçtiğimiz yıllarda ve aylarda defalarca gündeme gelmesine rağmen çözülemeyen bu sorun konusunda hâlâ bir ilerleme sağlanamadı.
Bağdat ve IKBY arasındaki sorun ne?
Bağdat 2014 yılından beri IKBY’nin Irak anayasasını ihlal ederek ‘kendi başına’ uluslararası anlaşmalar yaptığını savunuyor. Bu gerekçeyle IKBY’nin ulusal bütçedeki payı kesildi.
IKBY ise, Bağdat’ın devlet bütçesindeki paylarını keserek IKBY’yi baskı altına almaya çok daha önce karar verdiğini öne sürüyor.
Velhasıl hangisinin önce gerçekleştiği hâlâ muamma olmakla birlikte Bağdat IKBY’ye genel bütçeden ödenen payı kesti. Zaten yolsuzluğun yaygın olduğu, bütçe yönetiminin olmadığı IKBY çalışanlarına maaş ödeyemez hale geldi. Bu gerekçeyle, Türkiye dahil çeşitli ülkelerle yaptığı anlaşmalara hız verdi.
Mayıs 2014’te IKBY-BOTAŞ arasındaki ilk satışın başladığı gün Bağdat uluslararası mahkemede aldı soluğu…
IŞİD, bağımsızlık referandumu ve Kerkük petrolü…
Orta Doğu’daki bütün krizler gibi bu konu da deştikçe altından yeni katmanların çıktığı çok boyutlu, girift meselelerden biri…
Biraz geriye gidelim; 2011’de Arap Ayaklanması’nın başlaması ile birlikte Irak ayaklanmanın olmadığı ancak bu süreçten en büyük zararı gören ülke oldu.
IŞİD, Irak’ın zengin petrol yataklarını gözüne kestirmişti. Musul ve Kerkük örgütün ilk hedefleri arasındaydı.
Velhasıl IŞİD Musul ve çevresini ele geçirdi, Kerkük’e girmek için defalarca saldırdı. Ancak ABD destekli Kürt güçler Kerkük dahil petrol zengini olan bölgelerden IŞİD’i çıkardı. Zaten Bağdat-IKBY arasında bir türlü uzlaşma sağlanamayan tartışmalı bölgelerin başında gelen Kerkük ABD destekli Peşmerge güçlerinin eline geçti. Hemen ardından IKBY Kerkük’e vali atadı, Türkiye ve İsrail’in de aralarında olduğu çeşitli ülkelerle ve uluslararası enerji şirketleri ile anlaşmalar yapmaya başladı.
Hatta Erbil yönetimi 2017 yılında yapılan bağımsızlık referandumuna aslında statüsü tartışmalı olan Kerkük’ü de dahil etti. Bu dönemde, bağımsızlık referandumu gibi büyük bir riske petrole güvenerek girildiğine dair yorumlar da yapılıyordu.
Ancak petrol önemliydi ve haliyle Kerkük-Musul gibi petrol zengini şehirler konusunda perde arkasından savaşlar da başlamıştı. Devreye İran girdi. IKBY’yi yöneten KDP ve KYB arasında zaten çok derin çatlaklar vardı. KYB’nin ve Kürtlerin önde gelen siyasetçilerinden Celal Talabani artık hayatta değildi. KYB’de kelimenin tam anlamıyla bir kaos hakimdi. İran’a her zaman yakın olan KYB ile iddiaya göre İran Devrim Muhafızları Komutanı Kasım Süleymani’nin de katıldığı bir toplantı yapıldı.
Velhasıl KYB Kerkük dahil IŞİD’den alınan bölgelerden çekilmeyi ve buraları İran desteği ile kurulan ve IŞİD’e karşı etkili mücadele veren Haşd-i Şaabi’ye bırakmayı kabul etti.
Erbil merkezli KDP buna itiraz etti ancak nihayetinde Peşmerge ya bu bölgelerden çekilecekti ya da Haşd-i Şaabi ile savaşacaktı. ABD başta olmak üzere müttefiklerinden de istediği desteği alamayan KDP de bu bölgelerden çekilmeyi kabul etti.
Derinleşen istikrarsızlık ve krizler!
İran’ın desteği ile Peşmerge’nin petrol zengini bölgelerden çekilmesi sağlandı ancak Bağdat siyaseti o tarihlerden beri hâlâ istikrarı bulabilmiş değil.
Yani IKBY Kerkük’ten çekilmiş olsa da petrol anlaşmaları büyük ölçüde devam etti. Irak petrolüne müşteri olan ülkeler ve şirketler IKBY ve Bağdat arasında gitti-geldi sürekli. Bağdat IKBY’nin bu ilişkilerinden rahatsız olsa da yaptırım uygulayamadı. IKBY de “Bağdat bütçeden payımızı vermiyor, maaşları ne ile ödeyeceğiz?” gerekçesi ile bu ilişkileri sürdürmeye devam etti.
Peki şimdi ne olacak?
Türkiye’nin tazminata mahkum edildiği mahkeme kararı aslında Bağdat’ın Kerkük petrolleri üzerindeki hakkını perçinlemiş oldu. Ayrıca yukarıda belirttiğim gibi bu sorunun çözümü için heyetler de gidip geliyor.
Bağdat uluslararası müşterileri ürkütmeden ama petrol anlaşmaları üzerinde IKBY’nin etkisini mümkün olduğunca sınırlayan bir formül arayışında.
Gidişat en çok IKBY’yi etkileyecek gibi görünüyor!
Evrensel / 30.03.23