Mısır'ın Şam ve Türkiye çıkartması!- Hediye Levent

Mısır Dışişleri Bakanı Sami Şükri önce Şam’a gitti, ardından Türkiye’yi ziyaret etti.

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 02 Mart 2023
  • 11:10

Mısır Dışişleri Bakanı Sami Şükri önce Şam’a gitti, ardından Türkiye’yi ziyaret etti.

 

Şükri’nin Şam ziyareti deprem ile birlikte hızlanan diplomasi trafiğinin en önemli adımı olarak görülebilir.

Geçtiğimiz hafta bu köşede Arap dünyası ve özellikle de Suudi Arabistan’ın Şam’a olumlu sinyaller vermeye başladığını aktarmıştım.

Şam-Tahran ilişkilerinden rahatsız olan Suudi Arabistan uzun bir süredir Şam’ın bölge ticaretine ve siyasetine dönüşünün önündeki engel olarak bu ilişkiyi görüyordu. 2011 yılında başlayan ayaklanmanın önemli finansörlerinden olan Suudi Arabistan, Suriye’deki savaş biterken politikasını değiştirmeye başlasa da Şam’a gönderdiği mesajlarda Şam-Riyad ilişkilerinin önündeki engelin Tahran olduğunu vurguluyordu. Ancak bir süredir Riyad-Tahran ilişkilerinde de olumlu adımların gelmesi ile birlikte Suudi Arabistan Şam’a yönelik tavrını esnetmeye başladı. Nihayetinde depremin ardından Suriye’ye en çok yardımı gönderen ülke oldu.

Peki Sami Şükri ziyareti ile bütün bunların ne alakası var?

Şöyle ki, Mısır’da Müslüman Kardeşler’in güçlenmeye başlamasından en çok rahatsız olan ülkelerden biri Suudi Arabistan’dı. Hatta Riyad ile Ankara ilişkilerinin gerilmesinin temel sebeplerinden biri de bu oldu. Mısır’da Müslüman Kardeşler iktidarına yönelik darbe ile Sisi yönetimi başladı. İşte bu darbenin arkasında Suudi Arabistan’ın olduğu hâlâ söylenir bölgede.

Suudi Arabistan bununla da kalmadı, Sisi yönetiminde ekonomik zorluklar yaşayan Mısır için birçok kez oldukça cömert destekler verdi, vermeye devam ediyor.

Bu sebeplerle Mısır’ın bölgesel politikaları büyük ölçüde Suudi Arabistan’a paralel ilerliyor. Yani Mısır Dışişleri Bakanı Şükri’nin Şam ziyaretini Suudi Arabistan’ın onayı olmadan gerçekleştirmesi ihtimal dışı.

Her ne kadar Şükri, Şam’da yaptığı açıklamalarda ziyaretin tek amacının insani yardım ve destek olarak açıklayıp siyasi konulara ilişkin sorulara yanıt vermese de ziyaretin kendisi başlı başına siyasi bir mesaj.

Ayaklanmanın başından beri Mısır’dan Şam’a bu düzeyde bir ziyaret gerçekleşmemişti. Suudi Arabistan faktörü de düşünüldüğünde Riyad-Şam ilişkileri açısından daha önemli adımların yakında gelmesi oldukça muhtemel. Şam’daki kaynaklar önümüzdeki aylarda Şam-Riyad dışişleri bakanları düzeyinde bir temasın oldukça olası olduğunu söylüyor.

Yine geçtiğimiz hafta bu köşeden aktardığım Esad’ın Umman ziyareti de Şam’a hem Arap hem de Batı dünyasından mesaj olarak yorumlanıyor. Bu ziyaretin ardından özellikle de İngiltere’nin Şam yönetimine karşı yaptırımları esnetebileceği, en azından bölge ülkelerinin Şam ile ticari ilişkilerine göz yumabileceği konuşuluyor.

Velhasıl Türkiye’de ve Suriye’de on binlerce insanın canını alan deprem, siyaset koridorlarında fay hatlarının kırılışını hızlandırdı. Esad yönetimi açısından olumlu gelişmeleri tetikleyen bu gelişmelerde Şam-Tahran ilişkilerinin hâlâ en önemli belirleyici olduğunu unutmamak gerekiyor. Ancak Şükri’nin Türkiye ziyaretine geçmeden önce son olarak, Riyad’ın ve hatta Batı dünyasının İran konusunda Şam’a yaptığı baskıyı da hafiflettiğini göz önüne almak gerekiyor.

Malum Türkiye-Mısır ilişkileri de yıllarca inişli çıkışlı, bol krizliydi. Türkiye’nin Müslüman Kardeşler’e verdiği destek sebebiyle bu ilişkinin yoluna girmesi iyice zorlaştı.

Sonuçta Türkiye, Mısır ile de köprüleri yeniden kurma niyetinde olduğunu açıkça belirttikten sonra oldukça yavaş da olsa olumlu adımlar gelmeye başladı. Ancak bu konuda hâlâ en azından Ankara’nın istediği gibi ivme yakalanamadı.

Sami Şükri’nin Türkiye ziyareti elbette iki ülke ilişkileri açısından oldukça önemli, ancak iki ülke arasında müzakere edilmesi gereken çok sayıda kritik dosya var. Türkiye’nin Suriye ve Libya’daki askeri varlığı, Doğu Akdeniz enerji meselesi ve bunlara bağlı olarak Kıbrıs sorunu gibi birçok başlık sayılabilir. Şükri’nin ziyareti bütün bu başlıkları tek başına çözmeye yetmez elbette. Yine de ziyaret iki ülke arasında, insani meselelere ilişkin yaklaşımla birlikte iyi niyetli bir zeminin güçlenmesine olumlu katkı yapacaktır.

Peki Şükri başka ülkelerden mesajlar getirmiş midir?

Türkiye’ye Şam’dan gelen Şükri’nin Esad yönetiminden mesaj getirmiş olabileceğini söyleyenler olsa da bu ihtimal pek kuvvetli görünmüyor. Sonuçta, mesaj taşıyan ülkenin mesajı gönderenle de, alanla da iyi ilişkilerinin olması gerekiyor, ki Mısır’ın Şam ve Ankara ile ilişkileri malum. Kaldı ki, Şam-Ankara arasında mesaj götürüp getirebilecek Rusya var, İran var, Irak var, Birleşik Arap Emirlikleri var vs vs…

Belki Suudi Arabistan’dan Şükri ile bir mesaj gönderilmiştir diye düşünmek mümkün ancak buna dair ne Arap basınında bir sinyal var ne de resmi açıklamalarda bir işaret. Ayrıca Ankara-Riyad ilişkileri konusunda da pek bir ilerleme olmasa da karşılıklı iletişim kurulabilecek kanallar açık en azından.

Peki Arap dünyası ile Türkiye ilişkileri neden bu kadar yavaş ilerliyor, Türkiye istenmeyen ülke mi?

Hayır, Türkiye hâlâ bölgenin en önemli ülkelerinden ancak 10-15 yıl öncesinin bölgesel ilişkileri artık yok. Haliyle Türkiye de vazgeçilemez, imrenilen, model alınan, bölgenin batıya dönük yüzü olan ülke özelliklerini büyük ölçüde yitirdi. Şu anda Şam için de Kahire için de en önemli ülke Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri…

Tabii bu çerçevede en önemli sebeplerden biri de seçim meselesi. Bütün bölge ülkeleri seçimleri bekliyor. “Seçimler yapılsın, sonuç belli olsun, muhalefet kazanırsa dış politikasını bir anlayalım sonra ilişkilerin seyri konusunda yeniden değerlendirme yaparız” havası hakim.

Evrensel / 02.03.23