Saray rejimine Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nden ceza

1,4 milyar dolarlık tazminat ve arkasından gelecek olan yeni cezalar, Saray rejiminin halka karşı işlediği ağır suçlara yenisini eklemiştir. Zira onlar vurgunu yaptılar ama bu cezalar halktan tahsil edilecek. Ne AKP şefi ne Saray’ın damadı ne vurgunun diğer figüranı elini cebine atacak.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Güncel
  • |
  • 06 Nisan 2023
  • 08:00

Her yeni olay, dinci-faşist AKP-MHP rejimindeki kokuşmanın vardığı boyutu daha görünür hale getiriyor. Deprem sonrasında görüldü ki, rejim, AFAD ve Kızılay gibi kurumları bile bir çıkar ve rant batağına çevirmiş. Şimdi ise, daha önce sık dillendirilen rejimin yasadışı petrol alım-satımı suçu Uluslararası Tahkim Mahkemesi tarafından da teyit edildi.

Uluslararası Tahkim Mahkemesi, Irak yönetiminin başvurusu üzerine Türkiye'yi Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile yaptığı petrol sevkiyatı anlaşmasından dolayı 1,4 milyar dolar tazminat cezasına çarptırdı. Saray’ın Enerji Bakanlığı cezayı ödemeye hazır olduğunu Bağdat’taki yönetime bildirdi. Önce skandalı gizlemeye çalıştılar. Ancak dış basında mahkemenin kararı yayınlanınca, kepazeliği örtme hevesleri kursaklarında kaldı.

Suçları ortalığa dökülünce, olayı tersyüz ederek anlatmaya çalıştılar. Saray’ın Enerji Bakanı, Irak’ı mahkum ettirdiklerini bile söyledi. Seçim sürecinde bu skandalın patlak vermesi, belli ki Saray’da panik yaratmış. Zira rejim 1,4 milyar dolarlık cezayı itiraz etmeden ödeyeceğini teyit ediyor ama Saray’ın AKP’li Bakanı hiç utanmadan “Irak bize tazminat ödeyecek” diye şarlatanca açıklamalar yapıyor.

Bu devasa ceza sadece 2014-2018 dönemini kapsıyor. Sonraki dönem için açılan dava ise devam ediyor. Büyük ihtimalle cezanın arkası da gelecek. Bundan sonra gelecek cezanın daha yüksek olacağı da ifade ediliyor. Mahkumiyet kararı “emsal” teşkil edeceği için, ikinci bir mahkumiyetin geleceğine kesin gözüyle bakılıyor.

Vurgunun merkezinde Saray var

Petrolü yasadışı bir şekilde taşıyan Powertrans şirketi Saray’ın damadı Berat Albayrak’a ait. AKP şefi bir ara damadını Enerji Bakanı yapmıştı. Yani vurgunu yapanların başında ‘damat bakan’ var. Dolayısıyla vurguncu damadını bakan yapan Erdoğan da bu suçun büyük ortaklarından biridir. Çünkü damadını bakan koltuğuna oturtarak büyük vurgunun hiçbir engelle karşılaşmadan yapılmasına imkan sağladı.

Damadın ortağı da Erdoğan’ın “yürü ya kulum” dediği vurguncu takımının önde gelen isimlerinden biri. Yansıyan bilgiler, Hasan Yeşildağ’ın da Powertrans şirketinin ortağı olduğuna işaret ediyor. Bu kişin uzun yıllardan beri AKP şefinin "akçeli" işlerine baktığına dair birçok veri var. Yani yasadışı petrol alım-satımıyla gerçekleştirilen büyük vurgunun -kimilerine göre en az on milyar dolar, kimilerine göre çok daha fazla- tam bir "Saray organizasyonu" olduğu anlaşılıyor.

Onlar vurgunu yaptı. Kasalarını petro-dolarlarla tıka basa doldurdular. Yasadışı işler çevirdiklerini çok iyi biliyorlardı elbet. Ancak bu kadar büyük bir vurgun yapma imkanı başlarını döndürmüş görünüyor. Bundan dolayı uluslararası bir mahkeme tarafından cezalandırılmayı önemsemediler. Çünkü bu kadar ağır bir suçun cezasız kalmasının zor olduğunu onlar da gördüler. Buna rağmen adeta gözü dönmüş bir şekilde işi sonuna kadar gördüler. Ne de olsa cezayı kendileri değil, halktan vergi adı altında para toplayan devlet ödeyecek. Türk sermaye devletinin uluslararası alandaki saygınlığı dibe vurmuşken yaşanan bu olayla itibarları beş paralık oldu. Tabii onlar için önemli olan kasaların dolması. Ötesi çok umurlarında değil.

Siyonist İsrail’e büyük hizmet

Normal şartlarda yasadışı petrolü satan kadar alan da suçludur. Ancak İsrail söz konusu olduğunda prosedür farklı oluyor. Zira Siyonist rejim emperyalistlerin özel himayesi altında tutuluyor. Uluslararası hukuk İsrail devletine işletilmiyor. Bunu bilen AKP şefi ile müritleri hem IŞİD’den hem Talabani yönetiminden aldıkları petrolü ucuz fiyata İsrail’e sattılar. Bu Erdoğan ile müritlerinin Siyonistlere sağladıkları büyük hizmetlerden biridir.

Damadın şirketi Siyonistlere ucuz petrol taşırken, AKP şefi arada bir sahneye çıkıp İsrail’e "ağır laflar" ediyordu. Güya Siyonistlerin Filistinli çocukları öldürmesini kınıyordu. Oysa Filistin halkına saldıran işgalci İsrail ordusuna ucuz petrolü taşıyan Berat Albayrak ile Hasan Yeşildağ, AKP şefi tarafından görevlendirilmişti. Böyle olmasaydı, yasadışı petrol alım-satımına göz yummazdı. Bu olayın da gösterdiği gibi AKP şefi ile müritleri, her koşulda Siyonist rejimle iş birliği geliştirerek ona hizmet etmişlerdir. Erdoğan’ın “sert” ifadelerle İsrail’i eleştirirken bile iki ülke arasındaki ticaret hacminin sürekli büyümesi tesadüf değil.

IŞİD petrolleri dosyası da açılabilir

Saray rejimi en büyük vurgunlardan birini IŞİD’ten aldığı petrolü yine İsrail’e ucuza satarak yapmıştı. O petrol Suriye’den çalınıyor, yine Saray’ın denetimi altında ucuz fiyata alınıp İsrail’e taşınıyordu. Damat yine iş başındaydı.

Rus uçağı düşürüldüğünde Putin yönetimi bu suçun kanıtlarını uydudan çekilen filmlerle dünyaya göstermişti. Ondan sonra Putin’e mektup yazan Tayyip Erdoğan adeta ayaklarına kapanarak affetmesini istemişti. Nitekim ondan sonra Putin-Erdoğan arasında çıkarlara dayalı ilişkiler gelişti. Taraflar birbirlerine zerre kadar güvenmeseler de çıkarlar onları iş birliği yapamaya itmişti.  

Rusya o konuyu kapatsa da IŞİD petrollerinin satın alınması cihatçı teröre verilmiş açık bir destekti. Zira o vahşi katliamları gerçekleştirebilmesi için IŞİD’i finanse ediyordu. Saray rejiminin bundan dolayı Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nde yargılanması gerekiyordu. Ancak Suriye’ye saldıran emperyalistler hem o suçlara ortak olmuş hem Tayyip Erdoğan ve AKP’sinin o suçlarına göz yummuştu. Rejimin Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nde mahkum olması, “IŞİD petrolleri dosyası da açılacak mı” sorusunu gündeme getirdi.

1,4 milyar dolarlık tazminat ve arkasından gelecek olan yeni cezalar, Saray rejiminin halka karşı işlediği ağır suçlara yenisini eklemiştir. Zira onlar vurgunu yaptılar ama bu cezalar halktan tahsil edilecek. Ne AKP şefi ne Saray’ın damadı ne vurgunun diğer figüranı elini cebine atacak. Bu ceza da toplumun geniş emekçi kesimlerine ödetilecektir. Bu ise halen ortalıkta dolaşıp utanmadan seçimler için destek talep eden Tayyip Erdoğan’la müritlerinden hesap sormayı daha da önemli hale getirmiştir.