Kamusal emekliliğin tasfiyesine doğru - Atilla Özsever

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • 19 Haziran 2012
  • 10:06

Geçen hafta Bireysel Emeklilik Sisteminde (BES) değişiklik yapan yasa tasansı, Meclis'ten geçti. Yasa, bireysel emeklilik sistemine katılanlara yüzde 25 devlet katkısı ile bu tür şirketlere de çeşitli vergi kolaylıklan getiriyor. Halen 2.7 milyonluk katılımcı sayısı ile 16 milyar liralık fon tutannın daha da artması bekleniyor.

Bireysel emeklilikte yatırılan ana para, neması ve devlet katkısının tamamını alabilmek için sistemde en az 10 yıl kalmak ve 56 yaşını doldurmak gerekiyor. BES, 2001 yılında hayata geçtiğinde yaygın bir sistem değildi. 2008'de yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Yasası ile birlikte emeklilik yaşı kademeli olarak 65'e çıkanldığı için kamusal emeklilik yerine bireysel emeklilik daha cazip hale getirilmeye çalışıldı.

BES'te değişiklik yapan yasanın esas amacı, devlet desteği ile birlikte tasarruf oranlannı arttırmak, orta ve yüksek gelir gruplarından sağlanan kaynakla fonda ciddi birikimler yaratarak sermaye kesimine yeni olanaklar sunmak.

Belli bir vade sonunda da kamusal emeklilik sistemini tasfiye etmek... Emeklilik yaşının 65'e çıkarılması ve emekli aylıklannın düşük tutulması ister istemez çalışan kesimi, özellikle de orta düzeydeki gelir gruplannı kamusal emeklilikten soğutarak bireysel emekliliğe yönlendirmeyi amaçlıyor.

Bireysel emeklilik sistemleri, 1980 sonrasında "sosyal devlet" anlayışının giderek terk edilmesiyle birlikte özendirilmeye başlandı. Başta askeri cuntanın iş başına geldiği Şili olmak üzere Güney Amerika ülkelerinde özel emeklilik sistemleri zorunlu hale getirildi, çalışanlar zorla bu şirketlere üye oldu. Ancak sistem başarılı olamadı, Arjantin'de 2001 krizi sonrasında iflas etti, 2008 krizi sonrasında da ABD, İngiltere gibi gelişmiş ülkelerdeki emeklilik fonlannı iflastan kurtarmak için devletler harekete geçti.

Tüm bu koşullara rağmen sermaye kesimi, kaynak sağlamak, birikim oluşturmak amacıyla kamusal emekliliği tasfiye edip bireysel emekliliği özendiriyor. Türkiye'de de devlet, bireysel emekliliğe yüzde 25 oranında katkıda bulunurken kamusal emeklilikteki katkısını yüzde 5'te tutuyor. Dünya Bankası, çalışanların kamu ya da özel emeklilik sistemlerinden birini tercih etmesini önerirken ülkemizdeki bireysel emeklilik şirketleri ise özel emekliliğin zorunlu hale getirilmesini istiyor.

Biz yine de bir hesap yapalım: Halen brüt 940.5 TL. asgari ücret alan bir kişinin aylığının yüzde 20'si (işçi işveren payı), emeklilik primi olarak kesiliyor. Ayda 188 TL. Yuvarlak hesap 200 TL. olsun. Bu kişi çalışma süresini ve emeklilik yaşını doldurduğunda taban emekli aylığı olarak 868 TL. kabaca 900 TL. almış olacak.

Aynı 200 TL.'yi 15 yıl boyunca bireysel emeklilik fonuna yatıran bir kişi ise, 36 bin TL. ana para artı nema ve devlet katkısıyla birlikte 72 bin TL. biriktirmiş olsun. Bu kişi, bu parayı ya toplu alacak ya da ayda 2.000 TL.'lik maaşla ancak 36 ay, yani 3 yıl geçinebilecek. Oysa 900 TL. emekli aylığı alan asgari ücretli ise, ölünceye kadar bu maaşı alacak. Hangisini tercih edersiniz?

Yurt / 19.06.12