Haklarına, özgürlüğüne, geleceğine sahip çık...

Krizin faturasını reddet!

Bizlere düşen görev haklarımıza, özgürlüğümüze ve geleceğimize sahip çıkmaktır! Ancak bunu örgütlü olursak, bulunduğumuz her alanda bir araya gelebilirsek gerçekleştirebiliriz.

  • Haber
  • |
  • Gençlik
  • |
  • 10 Ekim 2024
  • 21:30

Merhaba arkadaş!

Yeni bir eğitim-öğretim dönemini karşılıyoruz. Bir kısmımız sınav stresi, fırsat eşitsizliği ve imkansızlıklarla dolu bir sınav sürecinin ardından kampüslere adımını atacak. Bir kısmımız ise tatil zamanını mesai zamanına çevirdi, kıt kanaat geçinme çabası içerisinde tekrardan döndü kampüslere.

Bu eğitim döneminde önceki dönemlerden daha farklı bir tablo beklemiyor bizleri. Eğitimin en temel kalemleri olan eğitim araç-gereçleri, barınma, beslenme, ulaşım gibi alanlar başta olmak üzere, birçok alanda pahalılık ve nitelik sorunları devam ediyor. Tek fark tüm bu sorunların ekonomik kriz koşullarında daha da derinleşmesi.

 Dönem açılmadan hemen önce KYK yurtlarına %50 zam yapıldı. Üniversite yönetimleri kampüslerin boş olmasını fırsat bilerek yaz aylarında yemekhanelere zam yaptı. Özellikle büyükşehirlerde ulaşıma dönük gelen zamlar bizleri bir yerden bir yere gidemeyecek hale getirdi. En temel insani ihtiyaçlarımıza zam üstüne zam gelirken, sermayedarların milyon liralık vergi borçları ise affedilebiliyor. Kısacası sermaye ve devlet krizin faturasını ödemek istemiyor, böylelikle fatura işçilere, emekçilere ve gençlere kesiliyor. Ancak bizler boğazımızdaki lokmaya, cebimizdeki harçlığa göz dikenlere karşı krizin faturasını ödemeyi reddediyoruz!

Derinleşen ekonomik-mali kriz nedeniyle “eğitim hakkına erişebilmek” halihazırda bir sorun alanıyken, eğitimin niteliksizliği ve eğitime dönük dinci-gerici ideolojik saldırılar ise bir başka sorun alanı olarak karşımıza çıkıyor. Nitelikli-ilerici akademik kadronun ihracı, tepeden atanan yandaş kadrolar, kayyım rektör saldırısı, disiplin-soruşturma ve okuldan atma saldırıları ve ÖGB-çete-polis kuşatmasında üniversitelerimiz açılıyor! Bütün bunlara karşın umutsuz değiliz! Yeni bir mücadele yılı bekliyor bizleri. Yıllardır süren bu saldırılara rağmen gençlik üzerinde “kültürel iktidar” kuramadık diyenleri özerk-demokratik üniversite mücadelemizle kampüslerimizden defedeceğiz!

***

Kapitalist kriz yalnızca bizim coğrafyamızda yaşanmıyor. Dünya ölçeğinde emekçiler kapitalist-emperyalist krizlerin faturasını savaşlar, açlık, yoksulluk ve büyük bir çürüme ile ödüyor! Avrupa’da NATO/Ukrayna ve Rusya savaşı ikinci yılını geride bıraktı. Ortadoğu’da ise emperyalist ve Siyonistler dünyanın gözü önünde Filistin halkına dönük soykırım saldırısına devam ediyor! Yanı başımızdaki topraklarda emperyalistlerin kirli çıkarları sonucu on binlerce emekçi, çocuk ve kadın yaşamlarını yitiriyor; milyonlarcası göç etmek zorunda kalıyor. Emperyalistlerin ve Siyonistlerin saldırılarına karşı direnen Filistin halkı ile dayanışmayı büyütüyoruz! Kapitalizme köle, emperyalizme asker olmayı reddediyoruz!

Özgürlüğümüze ve haklarımıza sahip çıkıyor, krizin faturasını reddediyoruz!

Tüm dünyada savaşlar, krizler ve gericilik artarken bizler de payımıza düşeni fazlası ile alıyoruz. AKP-MHP iktidarı artan tüm bu sorunlar karşısında çözümü baskıyı, şiddeti, hak gasplarını arttırmakta görüyor. Geleceğimiz koyu bir karanlığa hapsedilmek isteniyor, özgürlüğümüz ellerimizden alınıyor, kırıntı düzeydeki haklarımıza dahi göz dikiliyor.

Tablo böyleyken omuzlarımızdaki sorumluluk da bir o kadar artıyor. Çünkü biliyoruz ki tepeden tırnağa çürümüş bu düzen bizlere savaş, açlık, yoksulluk ve geleceksizlik dışında bir şey vaat etmiyor! O halde; “Sınamalı insan kendini, bağımsızlığa mı yazgılı, boyun eğmeye mi; bunu da tam zamanında yapmalı.”

Bizlere düşen görev haklarımıza, özgürlüğümüze ve geleceğimize sahip çıkmaktır! Ancak bunu örgütlü olursak, bulunduğumuz her alanda bir araya gelebilirsek gerçekleştirebiliriz. Haklarımız, özgürlüğümüz ve geleceğimiz için mücadeleyi kampüs kampüs, sokak sokak yükseltelim!

Geleceğin Sesi’nin 23. sayısından alınmıştır…