İzmir’de Ankara Gar Katliamı’nın 9 yılında anma eylemi gerçekleştirildi. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla birçok ilerici-devrimci kurum, sendika ve meslek odasının katıldığı anma, Alsancak’ta bulanan 10 Ekim Anıtı’nda kitlenin saat 9.30’da toplanmasıyla başladı.
10 Ekim Barış Derneği başkanının kısa konuşmaları eşliğinde atılan sloganlarla katliamın gerçekleştiği saat olan 10.04’e kadar beklenildi. “Katil devlet hesap verecek!”, “Katil IŞİD işbirlikçi AKP!”, “10 Ekim’i unutma unutturma!”, “10 Ekim’de düşene dövüşene bin selam!” sloganlarıyla katılımcılar yaşamını yitirenler anısına bir dakikalık saygı duruşuna davet edildi.
Saygı duruşunun ardından 10 Ekim’de yaşamını yitirenlerin isimleri tek tek okunarak “burada” diye haykırıldı. Ardından İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına hazırlanan metni İzmir Baro Başkan yardımcısı Zöhre Dalkılıç okudu.
Dalkılıç sözlerine şöyle başladı:
“Bundan 9 yıl önce, 10 Ekim 2015’de temel bir insan hakkı olan barış̧ hakkını savunmak için, Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’da buluşma sözü veren binlerce kişinin toplandığı Ankara Garı’nda iki IŞİD militanının bombalı saldırısı sonucu 103 dostumuz yaşamını yitirdi, yüzlercesi yaralandı.
O tarihte iç savaşın yaşandığı, kan ve gözyaşının hakim olduğu Suriye’de, çatışmaların tarafı olan IŞİD yerine barışı hedef alan siyasi iktidar, sınırlarımızı IŞİD militanlarının geçebileceği bir eleğe çevirirken, Rusya'nın bombardımanından kaçan IŞİD üyesi katilleri askerin koruyuculuğunda güvenlikli yerlere taşırken neyi amaçladığı çok açıktı.”
Dalkılıç, Ankara’nın göbeğinde planlı ve organize bir katliam olduğu açık olan 10 Ekim katliamına ilişkin şunları ifade etti:
“Bombaların patladığı yer, Beştepe’ye 2.5 km, Emniyet Müdürlüğü'ne 2 km. mesafedeydi ve binlerce kişinin miting için buluşacağı bölgede aramaların yapıldığına, gerekli ve yeterli önlemlerin alındığına inanmamız beklendi. Katliamdan 9 yıl sonra geçtiğimiz Haziran ayında örgüt üyesi olup yardım ve yataklık edenler hakkında ceza kararı verildi. Türkiye'de yaşanan bu en büyük sivil katliamın sonrasında, saldırganları sınırdan başkentin ortasına kadar getiren asıl failler ve buna göz yumanlar, ihmali olanlar hiçbir zaman yargı önüne çıkarılmadı. Türkiye tarihinin en fazla can kaybının yaşandığı bu saldırıda, polisin görevlerinin gereğini yapmak yerine yaralılara yardım etmeye çalışan halka yönelik müdahaleleri ve ambulansların alana girmesinin engellenmesi ve bu yüzden daha fazla sayıda insanın ölmesi toplumun hafızasında canlılığını korumaktadır. “
Göstermelik yargılamaların ve sadece birkaç tetikçinin ceza aldığı hukuk süreçlerinin teşhir edildiği konuşmada, o dönem AKP’nin seçim yenilgisiyle başlayan sürece ve patlayan bombalara vurgu yapıldı. 7 Kasım’da AKP’nin tekrar tek başına iktidar olmasının ardından kesilen saldırı süreçlerinin altı çizildi. Saldırılara, katliamlara rağmen mücadelenin süreceği ifade edilerek açıklama bitirildi.
Basın açıklamasının ardından katliamda yaşamını yitiren Dilan Sarıkaya’nın babası söz alarak kısa bir konuşma gerçekleştirdi. Baba Sarıkaya “Dilan bir sosyalistti ve bunu açıkça ifade ederdi. Gerçek barış ancak sosyalizmle gelecek”diyerek sözlerini noktaladı. Kitlenin “Yaşasın devrim ve sosyalizm!” sloganıyla karşıladığı konuşmanın ardından 10 Ekim’de yaralı olarak kurtulanlardan birisi söz alarak hem yaşadığı süreci hem de mahkeme süreçlerini anlattı. Katliamda devlet bürokrasinin tutumlarına ve sorumluluklarına işaret etti. Söz alan bir başka katılımcı ise 10 Ekim’in bugün Filistin ve Lübnan’da devam ettiğini ifade etti. NATO’ya, emperyalizme karşı mücadele etmeden katliamların hesabının sorulamayacağını söyledi.
BDSP ve DGB’nin de katıldığı anma eylemi, mezar ziyaretlerine çağrı yapılarak sloganlar eşliğinde bitirildi.
Kızıl Bayrak / İzmir