Açık veya örtük, gizli veya alenen…

ABD’ye hizmette kusursuzlar!

Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu, 24-30 Eylül tarihleri arasında ABD’nin New York kentinde gerçekleştirildi. Tam da bu zamanda New York Belediye Başkanı Eric Adams’ın Türkiye bağlantılı yolsuzluk ve rüşvet iddiaları gündeme geldi.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Güncel
  • |
  • 09 Ekim 2024
  • 19:00

Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu, 24-30 Eylül tarihleri arasında ABD’nin New York kentinde gerçekleştirildi. 150 civarında devlet ve hükümet başkanının katılımıyla gerçekleşen kurulda Erdoğan da yerini aldı. Tam da bu zamanda New York Belediye Başkanı Eric Adams’ın Türkiye bağlantılı yolsuzluk ve rüşvet iddiaları gündeme geldi.

New York Times gazetesinin 23 Eylül tarihli haberine göre, 64 yaşındaki Adams’a ve kampanyada yetkili görevlilere temmuz ayında konuya ilişkin celp gönderilmiş. Bu belgelerde Türkiye bilgi istenen ülkeler arasında yer alıyor. Diğerlerinin Çin, İsrail, Katar, Güney Kore, Özbekistan olduğu ifade ediliyor. FBI, Türkiyeli bazı kişilerden usulsüz bağış topladığı iddiasıyla Adams'ın üç cep telefonuna ve iki tabletine el koymuş. Sahte bağışçılar aracılığıyla para alınıp alınmadığı inceleniyor. 

İddianamede Türkiye ile bağlantısına dair ifade edilenler ise şöyle: Adams 2015 yılında gerçekleştirdiği ilk Türkiye seyahatinin ardından bir Türk yetkili, onu THY’nin New York müdürü Cenk Öcal ile tanıştırdı. Bu Türk yetkili eski New York başkonsolosu Reyhan Özgür’dür. Eski başkonsolosun, gizlice yürütülen yasadışı bağış ve hediye ağının beyni olduğu da iddialar arasında yer alıyor. İddianamede, THY yöneticisi ve Türk yetkili dışında aralarında sermayedarların da organizatör olarak tanımlandığı yedi bağışçı olduğundan söz ediliyor. İsimleri verilmese de bu kişilerden ikisi şöyle tanımlanıyor: ABD’de şubesi bulunan bir üniversitenin sahibi (Bu kişinin Bahçeşehir Üniversitesi sahibi Enver Yücel olduğu düşünülüyor), inşaatçı, St Regis İstanbul Aslı Otel’in sahibi (Bunun ise Demet Sabancı olduğu düşünülüyor).

***

İddianamedeki ithamlar üzerine suçsuz olduğunu iddia eden Adams savunmasında şunları söylüyor:

“New Yorklular için elimden geleni yaptığımda hedef haline geleceğimi her zaman biliyordum, tam da böyle oldu. Eğer hakkımda hukuki işlem başlatılırsa masum olduğumun bilinmesini istiyorum. Tüm gücümle buna karşı mücadele edeceğim.”

Adams’ın ifadelerinde, 2014-2021 döneminde birden fazla kez Türkiye'ye geldiği ve yatırım çekmek için iş insanlarıyla görüştüğü bilgisi de yer alıyor. Ayrıca Türkiye’deyken katıldığı “hayır yemeklerinden” birinde Erdoğan ile yan yana bulunup konuştuğunu da belirtiyor.

***

 Yine o tarihlerde “Sosyalist Enternasyonal” toplantısına katılmak için ABD’ye giden Özgür Özel de New York’taydı. Ne hikmetse kendisini Erdoğan’ı savunmakla mükellef kılan Özel, Türkevi’ni ziyareti sırasında basına verdiği demeçte şunları söyledi:

“Böyle bir şeye kalkışmak, niyet etmek falan Türkiye Cumhuriyeti devletini temsil eden kimseye yakışmaz. Ben bunları yakın yere koymam. Ama böylesi bir binanın, hepimizin gurur duyduğu böyle bir binanın kazandırılması sürecinde bir jest gördüysek, fazlasını ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'ne tahsis edilen o muhteşem alan için yapmışızdır. Bunun parayla pulla ölçülecek bir tarafı yok. Güçlü müttefiklik ilişkileri bunu gerektirirdi zaten.”

Özel’in Erdoğan’ı ve Adams’ı arkadan/gizliden destekleyip desteklemediği incelemeler sonucunda ortaya çıkar. Ama öyle olsun ya da olmasın alenen ortada olan ittifak hali bu ziyaretlerle tescillenmiş oldu. ABD ile yanındaki emperyalistler için ise ister Erdoğan ister Özel olsun, NATO’nun egemenliğine göbekten bağlı olduğu sürece Türk sermaye devletinin başındakilerin kimler olduğunun çok da bir önemi yok.