Haklarımız ve geleceğimiz için gerici-faşist rejime dur diyelim...

  • Arşiv
  • |
  • Sol Hareket
  • |
  • Devrimciler
  • |
  • 13 Haziran 2012
  • 07:47

15-16 Haziran ruhuyla direnişe!


İşçiler, emekçiler, kardeşler!

ABD emperyalizmi ve tekelci burjuvaziye hizmette sınır tanımayan AKP iktidarı, işçi sınıfı ve emekçiler ile toplumsal muhalefete yönelik saldırganlıkta sınır tanımıyor. Yasalar ve kurumlar emperyalizmin, sermayenin ve rejimin çıkarları neyi gerektiriyorsa onun için uğruna eğilip bükülüyor. AKP şeflerinin ağızlarından çıkan her söz kural/yasa oluyor. Uymayan, itaat etmeyen, boyun eğmeyen de baskı ve zorbalıkla eziliyor. İşte Kürt halkına reva görülenler... öğrenci gençliğe, ilerici ve aydınlara yapılanlar... Ve işte işçi sınıfı ve emekçilerin maruz kaldıkları…

Binlerce gözaltı ve tutuklama, aydın ve sanatçıların susturulması, Roboski’de olduğu gibi toplu katliamlar, eğitim sisteminin gericiliğin kollarına bırakılması, medya eliyle örgütlenen arsız yalan kampanyaları, on yılda iş cinayetlerine verilen 10 bin kurban, sefaletin kıyısına itilen milyonlar, sefaletten saltanatlar kuran asalaklar, sendikaların kapısına kilit vuracak yasal hazırlıklar, kıdem tazminatı başta olmak üzere tarihsel kazanımları gaspetme planları, emir komuta zincirine bağlanmış sendikacılar ve en sonunda da grev yasakları!

Gerici-faşist rejim baskı ve zorbalıkla toplumsal muhalefeti sindirerek, ülkeyi emperyalizm, sermaye ve kendileri için dikensiz bir gül bahçesine dönüştürmeyi hedefliyor. Kürt halkını katliamlarla yok et, tüm diri güçlerini zindanlara kapat, aydınları ve sanatçıları sustur, öğrenci gençliği ya okulun dışına ya da zindana at, genç nesilleri gerici eğitim sistemiyle yozlaştır, mücadeleci sendikaları kapat, grev haklarını elinden alarak işçi sınıfının elini kolunu bağla… Böylelikle de keyfince yönet. Yani çal çırp, binlerce işçiyi mezara göndermek pahasına iliklerine kadar keyfince sömür, varlığını inkar ettiğin halkı yetmediğinde imha et ve emperyalizme hizmette sınır tanıma…

Kardeşler!

Bu gerici-faşist rejimin son icraati havayolu çalışanlarının grev hakkını elinden almak oldu. Bu yasak sadece havayolu çalışanlarına değil, tüm işçi sınıfına yönelik bir saldırıdır. Çünkü böylelikle işçi sınıfının kan ve can bedeli mücadeleyle elde ettiği bir hak gaspedilmiştir. Keyiflerine göre grev yasağı koyan, yarın mücadeleci sendikaların kapısına kilit vuracak, sokakları yasaklayacaklardır. Yetmediğinde de zindana kapatacak, olmazsa katledecektir.

Bunun için bu gerici-faşist rejime karşı mücadeleyi yükseltmeliyiz. Çünkü sözkonusu olan haklarımız ve geleceğimizdir. İşçi sınıfının elini kolunu bağlayıp sermayeye ve emperyalizme yem yapmak isteyen gerici-faşist rejime dur demeliyiz.

Bunu nasıl yapacağımızı tarihimiz gösteriyor. 15-16 Haziran 1970 yılında işçi sınıfı sendikalarının kapısına kilit vurmaya kalkan dönemin hükümetinin bu hamlesine karşı ayağa kalkmıştı. Dalga dalga yayılan ve yüzbinlerce işçinin fabrikalardan çıkarak barikatları aşa aşa İstanbul’u zaptettiği büyük direniş ancak sıkıyönetim ilan edilerek durdurulmuştu.

Ancak bu kadarı da bu gasp planını yırtıp atmıştı. Ama dahası, o büyük görkemli eylem karşısında korkan kapitalistler çareyi ülkeden kaçmakta bulmuşlardı.

İşte 42. yıldönümünde 15-16 Haziran Direnişi’nden öğrenmeye, bu büyük direnişin ruhuyla mücadeleyi yükseltmeye ihtiyacımız var.

42 yıl önce sınıf kardeşlerimizin yaptığı gibi ayağa kalkalım, grev hakkı başta olmak üzere haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkalım.

Gerici-faşist rejimin kavga davetine, yeni 15-16 Haziranlar’ı hazırlayarak yanıt verelim.

Haydi mücadeleye, sokağa, direnişe!

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu