Gazze ablukası altıncı yılına girerken verdiği zarar yıllar sonra hissedilecek - Maureen Clare Murphy

  • Arşiv
  • |
  • Ortadoğu
  • |
  • Değerlendirme
  • |
  • 18 Haziran 2012
  • 13:16

16 Haziran 2012

İsrail'in Gazze üzerindeki ablukası altıncı yılına girerken Gazze'deki korkunç koşullar hakkındaki uyarılar daha yüksek sesle dile getiriliyor.

Beş yıllık ablukanın etkisi hakkında uluslararası kurumların yayınladığı raporlar, İsrail ablukasının sadece seçilmiş Hamas hükümeti göreve başladıktan sonra uygulanan bir toplu cezalandırma politikası olmadığını, fakat aynı zamanda Gazze'yi geri götürme politikası olduğunu gösteren amansız bir resim çiziyor.

İsrail ablukası Gazze'de yaşamın her alanını etkiliyor. Çocukların bütün bir kuşağı, gelişim eksikliği ve anemi gibi beslenme ile ilişkili yetersizlikler yaşıyor – İsrail'in Gazze Şeridi'ne yaptığı askeri saldırılar sonucunda oluşan psikolojik travmalar da cabası.

Üniversite çağındaki genç insanların yüksek öğretim seçenekleri ciddi biçimde kısıtlı, bu da Gazze ekonomisinin geriye gitmesine katkı yapıyor.

Gazze üzerindeki ablukanın yıllar sonra görülecek bir etkisi var. Tarih, İsrail'in Gazze'deki bu zalim yönetilir insani kriz politikasına yardım ve yataklık eden kendinden menkul “uluslararası toplumun” oynadığı rolü merhametli bir şekilde yargılamayacak.

Yüzlerce çocuk öldürüldü, binlercesi yaralandı

Save the Children (Çocukları Kurtarın) ve Medical Aid for Palestinians (Filistinliler için Tıbbi Yardım) ablukanın Gazze'deki çocukların sağlığı üzerindeki etkisi hakkında bu hafta bir rapor yayınladı. “Gazze'nin tek içme suyu kaynağı şimdilerde içmek için oldukça tehlikeli ve gübre ve insan atıkları karışmış vaziyette,” diye uyarıyor kurumlar, Gazze'nin kilometre kare başına 4.500'den fazla insan ile dünyanın en yoğun nüfuslu bölgelerinden biri olduğuna dikkat çekiyor.

Raporun beraberindeki basın açıklamasında şunlar söyleniyor:

Abluka başladığından beri sulu ishal tedavisi gören üç yaşın altındaki çocukların sayısı iki katına çıktı. Yüksek nitrat düzeyi – dışkı ve gübrelerde bulunur – bazı kanser türleriyle ilişkilidir ve hamile kadınlar için büyük bir risktir.

Gazze'nin kanalizasyon sistemi tamamen çökmüş durumda, büyük kısmı Dökme Kurşun Operasyonu sırasında tahrip edildi ve arıtma tesisleri aşırı yük altında yahut yakıt sıkıntısı yaşıyor. Lağım çukurları, konutların hemen yanı başında duruyor ve sadece bu yılın ilk iki ayında üç çocuk açık lağımlarda boğuldu.

Kurumlar, Gazze'ye giren ve çıkan insan ve mal hareketi üzerindeki kısıtlamaların ve Gazze ekonomisinin çökmesi neticesindeki uzun süreli yoksulluğun “ailelerin besleyici gıda satın alamaması ve kendilerinin daha az besleyici gıda üretebilmeleri” anlamına geldiğini ekliyor. Doğrusu Gazzeli çocukların üçte biri yoksulluk içinde yaşıyor. Bu nedenle gelişim eksikliği ve anemi gibi yetersiz beslenmeyle ilişkili durumlar Gazze'de artıştadır.

Bu arada kurumlar, “2007'den beri çatışmanın doğrudan bir sonucu olarak Gazze'de 605 çocuk öldürüldü ve 2.179 çocuk yaralandı ve Filistinli fraksiyonların çatışmalarında ve diğer çatışmalarda 60 çocuk öldürüldü ve 82 çocuk yaralandı.

Norveçli doktor Mads Gilbert'in Electronic İntifada ile yaptığı bu yakınlardaki röportajda açıkladığı gibi Gazze'de ortalama yaş 17.6 yıldır ve Gazze sakinlerinin %58'i 18 yaş ve altındadır.

Özet: Beş yıllık abluka

Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA), Gazze Şeridi üzerindeki beş yıllık ablukanın etkisini anlatan bir özet yayınladı.

Ablukanın Gazze ekonomisi üzerindeki etkisi istatistiklerle tüm çıplaklığıyla gösterilmiş; örneğin Gazze'nin emek gücünün %34'ü, gençliğinin yarısı dahil olmak üzere işsiz. Ayrıca İsrail'in kısıtlamaları, Gazze'nin tarım arazilerinin %35'inin ve balık avlama sahasının %85'inin kısmen ya da tamamen erişilemez olduğu anlamına geliyor. Balık avlama üzerindeki kısıtlamalar, 35 bin kişinin geçimini ciddi bir biçimde etkilerken, OCHA'ya göre hareket kısıtlamalarından dolayı her yıl tahminen 75 bin ton ürün kaybediliyor.

OCHA'nin raporu aynı zamanda Gazze'deki diğer sanayilerin tehlikesine dikkat çekiyor: “Ablukanın 2007 yılında ağırlaşmasından beri Gazze ile Mısır arasındaki tünellerde çalışan en az 172 Filistinli hayatını kaybetti ve 318'i yaralandı” - bu tüneller, İsrail kontrolü altındaki Gazze geçitlerinin neredeyse sımsıkı kapatılmasından dolayı Gazze'deki Filistinlilerin hayatlarının bağlı olduğu tek şey.

Gazze'deki yaşamın tüm yönlerine darbe

Euro-Akdeniz İnsan Hakları Ağı, bu hafta yaptığı açıklamada Gazze üzerindeki ablukanın sakinlerin “yaşam, sağlık, eğitim, gıda, su, yaşam standardı ve yeterli barınma hakkını” içeren bir dizi temel insan hakkını ihlal emekte olduğunu dile getirdi.

“İsrail hükümeti, Gazze Şeridi'ni kapamasının Gazze'deki makamlara karşı meşru “ekonomik savaş hali” politikasının bir parçası olduğunu ileri sürüyor. Ancak uluslararası hukuk nettir: bu kapama, Gazze'nin bütün sivil nüfusunun bir toplu cezalandırılma biçimini teşkil eder ve uluslararası insani hukukun açık ihlalidir.” diyor grup.

Temel ilaç stokları tükendi

Bu esnada Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) bu hafta açıkladığı üzere Gazze'nin temel ilaçlarının %42'si tükendi, “İsrail, Gazze'deki Sağlık Bakanlığı'nın tıbbi cihazları tamire göndermesine izin vermiyor” diye ekliyor DSÖ – bu da Gazze sağlık sisteminin hayata kurtaran tedavi sağlama imkanını olumsuz etkiliyor.

Maan Haber Ajansı, DSÖ'den alıntılayarak “İsrail'in 2008 Kasımında Gazze Şeridi'ne üç haftalık saldırısı sırasında 27 hastaneden 15'i, yanı sıra 43 klinik zarar gördüğünü” ilave ediyor.

İsrail'in hareket kısıtlamaları aynı zamanda hastaların Gazze dışında uzman tedaviye erişimlerini engelemekte ve tıp alanında çalışanların eğitimlerini ilerletmelerini engellemektedir. İsrail aynı zamanda tıbbi tedavi için seyahat izni almayı istihbarat kurumları ile işbirliği yapma şartına bağlamaktadır.

İlaç ve yakıt sıkıntısı, Filistin Sağlık Bakanlığı'nın finanse ettiği Gazze dışına sevk ihtiyacını artırmaktadır.

DSÖ, “Sevk için en sık beş neden, kardiyovasküler, onkoloji, öftalmoloji (göz bilimi), ortopedi ve beyin-omurilik cerrahisidir.” diyor.

Doğu Kudüs'teki Filistin hastaneleri ana uzmanlık merkezleridir, fakat İsrail yaklaşık 12 bin hastaya izin vermedi ya da hastane randevu tarihleri geçene kadar geciktirdi.

DSÖ, “Son iki yıldır 618 hasta, izin başvurusu yaptıktan sonra İsrail güvenliği tarafından sorguya çağrıldı” diyor.

Filistinli ana eğitim hastaneleri Doğu Kudüs'tedir, ancak Gazzeli doktorların eğitim kurslarına katılmaları için izin genellikle verilmiyor.

Electronic Intifada sitesinden kizilbayrak.net tarafından çevrilmiştir...