Faşist-şovenist kudurganlığa geçit yok!

  • Arşiv
  • |
  • Kategori yok
  • |
  • 20 Haziran 2012
  • 10:30

“Barışa sabotaj” demagojileri eşliğinde şovenizm zehri akıtılıyor!


(20.06.12) - Hakkari'nin Yüksekova ilçesindeki Yeşiltaş Karakolu'na yönelik HPG eyleminin ardından düzen cephesinde faşist-şovenist kudurganlık bir kez daha elbirliğiyle yükseltildi.

Asker ölümleriyle sonuçlanan gerilla eylemlerinin ardından "terör" demagojisiyle sahneye konan bildik kudurganlığa bu kez, "son günlerde estirilen barış havasına darbe vuruldu" yönünde ikiyüzlüce açıklamalar eşlik etti.

Düzenin “barış” demagojisi

İki gün önce HPG gerillaları tarafından yapılan eylemde 10 gerilla ve 8 asker hayatını kaybetmeşti. Eylemin hemen ardından “terör zirvesi” toplanmış, bölgedeki askeri operasyonların çapı ise bir anda daha da büyümüştü.

Dinci parti AKP'den diğer düzen partilerine ve burjuva kalemşörlere kadar geniş bir kesim, bir kez daha yekpare biçimde, “terörle mücadele”, "sınırötesi operasyon" nidaları eşliğinde çığırtkanlık yapmaya başladı.

Düzen cephesinden ortaya konan bu çıkış, “barış umuduna darbe” demagojileri eşliğinde sürdürülüyor. Son dönemde gündeme getirilen tartışmaların Kürt sorununda “çözüm umudu” yaydığı iddia edilirken, özellikle Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana'nın açıklamalarının ardından, "tam da barış için anlamlı adımlar atılmaya başlanmış" yalanı yayılıyor.

Dinci-gerici basın başta olmak üzere burjuva medyanın da özel bir biçimde öne çıkardığı bu söylemlerin demagojik olmaktan öte bir anlam ifade etmediği ise ortada. Son yapılan gerilla eyleminin ardından “barış” kelimesini dillerine dolayanlar, bu eylemden önce de Kürdistan dağlarının aralıksız olarak bombalandığı gerçeğini unutmuş olamazlar. Ya da ardı arkası kesilmeyen ve gelinen yerde tüm devrimci ve ilerici güçleri de içine “KCK operasyonlarından” bihaber olamazlar.

Kürt halkının meşru taleplerini kabul etmeyenlerin, en küçük bir hak talebini dahi zorbalıkla bastırmaya çalışanların şu günlerde dillerine pelesenk ettikleri “barış”, içi boş bir safsata olmaktan öteye gitmemektedir.

Sahibinin sesi” şovenizm zehri kusuyor

Demagoji ve manipülasyonun taşıyıcılığını yapan burjuva medya, ölen askerler üzerinden bir kez daha şoven zehir pompalıyor. Sermaye devletinin yürüttüğü kirli savaş yüzünden hayatlarını kaybeden gençlerin cenazelerini ve ailelerin yaşadığı acıları şoven çığırtkanlığa malzeme olarak kullanıyor.

Burjuva medya, 2007 yılında yapılan Dağlıca baskınını da hatırlatarak şoven saldırganlığı yükseltiyor. Hatırlanacağı gibi, sözkonusu baskında hayatını kaybeden askerlerin cenazesi faşist-şoven gösterilere dönüşmüş, hemen arkasından da linç taburları kurularak adeta Kürt avı başlatılmıştı. Bugün bunları hatırlatmak, şovenizm ile zehirlenen kitleleri aynı saldırganlığa teşvik etmek demektir.

Sermaye düzeninde 'barış' da yok 'çözüm' de!

Sermaye düzeni, Kürt sorunu karşısındaki çözümsüzlüğünü faşist baskı ve devlet terörünü azdırarak tekrar tekrar göstermektedir. On yıllardır hayata geçirilen imha ve inkar politikalarını bugün daha da derinleştirerek sürdüren sermaye düzenini "çözüm" dediği şey ise, Kürt halkının taleplerinin yok sayılması, bu yapılamadığı yerde de zorbalıkla bastırılmasıdır.

Sermaye düzeninde ne Kürt sorunu bir çözüme kavuşturulacak, ne de halkların kardeşliği sağlanacaktır. Doğru olan şu ki, gerçek ve kalıcı barış ancak sosyalizm ile mümkün olacaktır.