Amylum Nişasta grevi sona erdi

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • Eylem/Etkinlik
  • |
  • 21 Haziran 2012
  • 09:40

(21.06.12) - Adana Organize Sanayi Bölgesi'nde 3 Mart 2012’de başlayan Amylum Nişasta grevi Tek Gıda-İş Sendikası ile Amylum patronunun vardığı anlaşma üzerine sona erdi. 107. günde varılan anlaşmanın ardından sendika tarafından yapılan açıklamayla, “bağıtlanan toplu iş sözleşmesi ile üyelerimiz önemli haklar elde ettiler” denilerek şunlar söylendi: “Üyelerimiz ilk kez toplu iş sözleşmeli düzene geçmiş olmaları nedeniyle her şeyden önce işyeri çalışma koşullarını belirli kurallara bağlamış oldular. Sözleşmeyle ücret ve sosyal yardımlarda, toplu iş sözleşmesi öncesi yer almayan ve ilk toplu iş sözleşme olmasına rağmen çok önemli gelişmeler sağlandı.”

İşçiler grevin sona ermesi üzerine grev nöbeti tuttukları alanı terk ederken, patron da almış olduğu lokavt kararını kaldırdı. Yine işçi temsilcileri tarafından yapılan açıklamada ücretlere ortalama %35-40 zam yapıldığı, atılan 4 işçiden ise sadece 3’ünün işe döneceği, sendikal örgütlülükte başı çeken diğer bir işçinin ise işe dönemeyeceği ifade edildi. Bu işçinin işe dönememesinin nedeni patronun dayatmacı tutumu ve kararın bu işçinin tercihine bırakılmış olması.

Öğrenim yardımları gibi birtakım sosyal haklar da imzalanan TİS ile işçilerin eline geçecekken, işçilere sadece 1 ikramiye verilecek. Ücret artışı ise kademeli ve işçilerin maaş tutarına göre ayrı ayrı yapılacak.

İlk toplu sözleşmelerini 107 gün süren grevin ardından imzalayan Amylum Nişasta işçilerini bundan sonra zor bir süreç bekliyor. 107 günlük grev süresinde yaşanan birtakım kırılmalar sendikanın gücünü zayıflatırken, işçiler arasında da huzursuzluklar yaşandı. İmzalanan ilk TİS’in ardından fabrikaya sendikalı olarak dönen işçilerin önünde, şimdi hem sendikal örgütlülüğe sahip çıkmak hem de bundan sonra gerçekleşebilecek patron saldırılarını göğüslemek gibi bir görev durmaktadır. Grev süresince oluşturdukları iç örgütlülüğü şimdi daha da güçlendirmeleri, bunu bir taban örgütlülüğüne, sendikadan ve patrondan bağımsız bir işyeri komitesine dönüştürme görevi duruyor.

Amylum Nişasta işçileri için asıl kazanım ya da kayıp bundan sonra yaşanacak. Her ne kadar sendikalı olarak iş başı yapsalar da taşeron işçilerin ve sendikalı olmayan işçilerin sayısı göz önüne alındığında sendikal örgütlülük ciddi bir tehlike içinde. Oluşturulacak işyeri komitesi içerde işçilerin bilinç düzeyini arttırmayı, iç örgütlülüğü daha da sağlamlaştırmayı başarmalı.

Diğer yandan, 107 günlük grev hem Nişasta işçilerinin kazanımı için hem de organize sanayide çalışan on binlerce işçi için bir kıvılcım olabilirdi. Ancak sessiz sedasız sürdürülen bu grev kendisini Adana’da yaşayan işçi ve emekçilere, örneğin aynı kentte direnen enerji işçileri kadar duyuramadı. Bunda da en büyük pay sendikanındır.

Grev alanını bir direniş yerinden ziyade, içerde ne olduğunun bilinmediği, sadece giren çıkan araçların plakasının alındığı bir “vezne” yerine dönmüşse bu durum, grevin etki gücünü de zayıflattı. Tüm bunlar süresince patron ise boş durmadı, grevci işçileri bölmek için tüm sinsi planlarını hayata geçirdi.

Evet, şimdi Adana Sakıp Sabancı Organize Sanayi Bölgesi'nde sınırlı sendikalı fabrika sayısına Amylum Nişasta da eklendi. Alanında büyük bir fabrika olan Amylum Nişasta işçileri için ise şimdi zorlu bir sınav başladı. Sendikal örgütlülük korunup yeni haklar kazanılabilecek midir? Yoksa sendikal örgütlülüklerinden “feragat mı” edeceklerdir? Tüm bu süreç boyunca Amylum Nişasta işçilerinin unutmaması gereken şey, kendi işyeri komitelerinin yanı sıra, işbaşı yapmakta diretmeyen ve bu nedenle işe dönemeyen işçi arkadaşlarıdır.

Kızıl Bayrak / Adana