Adalet Bakanı nerede? - Çiğdem Toker

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • 15 Haziran 2012
  • 04:39

Özel Yetkili Mahkemeler'in (ÖYM)  yeniden düzenlenmesi çalışmasında, bağlayıcı açıklama yapabilen ikinci ismin Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ olduğu artık açık.
Bozdağ'ın çarşamba akşamı Meclis Genel Kurulu'nda 'Çalışmanın devam ettiği' sözüne bir mim koyalım. Yeni bir ayrıntı vermese de, bu kadarı dahi Bozdağ'ın Başbakanlık'ta yürütülen çalışmada 'asıl yetkili' pozisyonunu koruduğunu gösteriyor.

Ama Bozdağ, daha önemli bir şey söyledi: ÖYM'lerin 'ihtiyaca göre geçici olarak' kurulduğunu... 

Birkaç gün önce de Başbakan Erdoğan, ÖYM'lerin tamamen de kaldırılabileceğini söylerken 'Biz ÖYM'leri kuran iktidarız. Faydalı olduğu zamanlar oldu, maalesef zararlı olan anlar da oldu' demişti.

Bu iki alıntıya, Cumhurbaşkanı Gül'ün 'Çıkarken kaygımı ifade etmiştim ama bana ihtisas mahkemeleri demişlerdi' açıklamasını da ekleyelim. 
Gül'ün bu sözlerinde saklı bir 'hayıflanma' ya da 'yanıltıldığı' tonu yok mu?

'İHTİSAS MAHKEMESİ'

'İhtisas mahkemesi' tabiri, bana  fena halde 80'li yıllarda bilerek çarpıtılan bir tabiri hatırlatıyor. Gencecik hayatların işkence tezgahlarında karardığı o dönemde, 'gözaltı' kelimesi, kamuoyunda doğrudan işkenceyi akla getirdiği için resmi açıklamalara 'gözlem altına' alındı denmeye başladı.
 Bu tuhaflık bir süre devam etti.

Sonra birileri çıktı da 'Ne gözlemi kardeşim, gözlem altına almak tıp deyimidir. Emniyet güçlerinin işlemine gözaltı denir' dedi de, hepimizin zekasına hakaret eden bu ifade terk edildi.

YARGININ ARAÇSALLAŞTIRILMASI

İcra organının başındaki isimlerin bu son açıklamalarında örtülü bir itiraf saklı: Yargının araçsallaştırıldığı.

Eğer ÖYM'ler ihtisas mahkemesi olsaydı, şu kadar zamandır baktıkları davalarda uzmanlaşmış yargıç ve savcılar 'kendi istekleriyle bile olsa' yer değişikliğine maruz bırakılmazdı. 

ÖYM'ler gerçekten ihtisas mahkemesi olsaydı, Adli Kolluk'la birlikte kurulurdu da, polisin getirdiği teknik takip sonuçları, ayıklamaya tabi tutulmadan, işlenmeden iddianameye dahil edilmez, kişilik hakları bu kadar kolay ihlal edilmez, gizli muhbirlerin e-postaları, kayıtsız şartsız soruşturma ve iddianamelere dayanak oluşturmazdı.

Gerçek bir hukuk devletinde, bir mahkemeye yürütme erkinin 'ihtiyaç konusu' olarak bakılamaz. ÖYM değişikliği; HSYK kararnamesiyle daha önemli hale geldi. Başbakan Erdoğan'ın A Haber'de 'Komisyon'da bir rötuş yapılabileceği' sözünü yeri gelmişken hatırlatalım.

Son olarak, çalışmanın Başbakanlık'ta yapılıyor olması, teorik olarak  asıl yetkili adres olan Adalet Bakanlığı'ndan ses çıkmamasını izah etmiyor.
Bir dönem ekranlarda sık gördüğümüz, tartışma programlarında ayrıntılı açıklamalarını dinlediğimiz Adalet Bakanı Sadullah Ergin, böyle bir dönemde basından özellikle uzak durmaya çabalıyor.
Söyleyeceği bir şey olmadığından mı? Hiç sanmıyorum.

ÖYM'ler için yürütülen çalışmanın ilk aşamalarında Adalet Bakanlığı'nın yer aldığını, sonra devre dışı bırakıldığını, gelinen aşamada da kısmen içinde olduğu bilgisine ulaştık.

Şu soru meşrudur: Ergin, bu çalışmanın Başbakanlık'ta yapılması nedeniyle mi konuşmuyor? Yapılan değişiklik çalışmasıyla fikren mutabık olmadığı için mi? Kendisinden istenen katkıyı kerhen sağladığı için mi? Bütün seçeneklerde görünen ortak durum şu: Adalet Bakanı Ergin'in ÖYM çalışmasında bir rahatsızlığının olduğu.

Akşam / 15.06.12