Gazze’de 7 Ekim’den bu yana soykırım yapan dinci-faşist Binyamin Netanyahu hükümeti ile emperyalist destekçileri, “savaştan sonraki gün Gazze’yi kim yönetecek” üzerinden senaryolar çiziyor. Küstahlık ürünü bu senaryolar arasında Gazze’nin yönetiminin Mahmud Abbas’a bırakılması, yabancı askerlerden oluşan bir uluslararası güç tarafından denetlenmesi, İsrail savaş aygıtının kontrolünde tutulması da yer alıyor.
Emperyalist/ Siyonist güçler tarafından yürütülen bu iğrenç tartışma, işgalci İsrail ordusunun “zafer kazanacağı” varsayımına dayandırılıyor. Oysa bu suç çetesi yakıp-yıkmak, soykırım yapmak dışında henüz bir şey başarabilmiş değil. Filistinli direnişçiler her gün İsrail savaş aygıtına ağır kayıplar verdiriyor. Filistin halkının direniş iradesini kısa sürede kıracaklarını iddia edenler, şimdi bunun için yıllar sürecek bir savaşın gerekli olacağını söylüyorlar. İlk günlerde savaş borazanlığı yapanlar bile, “İsrail ordusu Hamas’ı ortadan kaldıramaz” yönlü açıklamalar yapmaya başladı.
***
Vahşi işgale ve emperyalist/ Siyonist güçlerin soykırımına karşı savaşan Filistin direniş hareketleri ise, özgüvenli bir şekilde kendilerinin zafer kazanacağını, işgalcilerin tıpkı Cezayir’de, Vietnam’da, Irak’ta olduğu gibi Gazze’de de yenileceğini belirtiyorlar. “Savaştan sonraki gün” tartışmalarına tepki gösteren Filistinli örgütler, konuyla ilgili bir açıklama yaparak, “savaşın ertesi günü halkımızın zafer günü olacaktır” dediler.
Lübnan merkezli Al Mayadeen kanalının internet sitesinde yer alan habere göre ortak bir açıklama yapan örgütler, “Gazze’de yönetimi dış müdahalelerle belirleme ya da vesayet altına alma girişimlerine izin verilmeyecek. Filistinli hiçbir güç dışlanmayacak. Hamas, Filistin halkının ayrılmaz, asil bir parçasıdır” dediler. İşgalci İsrail’in gerçekleştirdiği barbarca saldırılara karşı direnen Hamas ve Filistin halkını temsil eden bütün direnişçi hareketlerle gurur duyduklarını ifade ettiler.
“Savaştan sonraki gün” için planlanan senaryoları protesto eden örgütler, “Hamas’tan arındırılmış Gazze” senaryosunu net bir şekilde reddettiler. "Hamas Filistin halkının ayrılmaz bir parçasıdır" diyen örgütler, Filistinliler arasındaki birliğe vurgu yaptılar:
“Filistin halkı, bedeli ne olursa olsun, soykırıma ve teslimiyete karşı birlik içinde direnecek ve tüm yerinden etme planları başarısız olacaktır."
***
Filistin direniş hareketi ile Gazze’deki 2.2 milyon Filistinlinin sergiledikleri direnişin ağır bir bedeli oldu. Halkın direnişi karşısından adeta kuduran emperyalist/ Siyonist güçler, ellerindeki tüm ölüm ve yıkım araçlarını kullanarak bu direnişi kırmaya çalışıyorlar. Halen devam eden soykırım saldırısında ezici çoğunluğu sivil, 10 bine yakını çocuk 20 binden fazla kişiyi katlettiler. Gazze’deki kaynaklar, yaralı sayısının 50 bini aştığını bildirirken, İsrail savaş aygıtı hastane ve sağlık merkezlerinin %90’ından fazlasını bombalayarak tahrip etti. Hala gıda, su, ilaç gibi en temel ihtiyaçların Gazze’ye girişi engelleniyor. Buna rağmen ne örgütlerin ne halkın direnişten vazgeçeceğine dair hiçbir veri yoktur.
Vurgulamak gerekiyor ki, bu kararlık devam ettiği sürece emperyalist/ Siyonist cellat takımının, “savaştan sonraki gün” Gazze’de kurulacak yönetimde söz hakları olmayacak. Bu barbarlığa karşı direnenler, yönetimlerini de kendileri seçecektir.
