Alman sermaye devleti sabah saatlerinde Berlin’de ZORA genç kadın örgütünde faaliyet yürüten gençlerin evlerine ve bir kafeye baskın yaptı. Sekiz mekana yapılan baskın sırasında gençler yerlere yatırılarak, şiddete ve ters kelepçeye maruz kaldılar. Gençlerden biri gözaltına alınıp sonra serbest bırakıldı.
Baskının gerekçesinin, ZORA’nın bir açıklamasında Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’ne destek vermesi olduğu belirtiliyor.
Alman devletinin bu tutumuna hiç şaşırmıyoruz. Avrupa’da suratındaki “demokrasi” maskesini en çekincesiz şekilde bir yana bırakıp, faşist dişlerini gösteren kapitalist devletlerin başında o geliyor. Siyonist katliam ve soykırım aygıtına koşulsuz destek veren batılı emperyalistler içinde ilk sıralarda o yer alıyor. Öyle ki Filistin direnişiyle dayanışma eylemlerini boğmak için geçmişten bu yana baskı, karalama, yalanlara dayalı kampanyalarda başı çekiyor. Almanya’da İsrail’e yönelik her türlü eleştiri hızla kampanya tarzında karalama ve saldırıya konu ediliyor. Dünyanın gözleri önünde bir kenti acımasızca yerle bir eden, iki buçuk ayda sekiz binden çoğu çocuk 20 bini aşkın Filistinliyi hunharca katleden Siyonist savaş makinasının soykırım düzeyindeki terörü dahi meşru kabul ediliyor.
Almanya’nın bu politikası, Yahudi soykırımının bir bedeli, tarihsel bir borç gibi yansıtılıyor. Oysa aynı Alman devleti, hiçbir zaman unutulmayacak bu suçun tarihsel mirasçısı olan Nazi uzantılarını koruyup kollamaktan da geri durmuyor. Bu sayede faşist AfD bugün Almanya’nın en büyük partisi haline gelmiş bulunuyor. Dolayısıyla siyonist katliam devletine koşulsuz destek politikası, esasta solu terbiye etmenin, her türlü demokratik hak ve özgürlüğü boğmanın bahanesinden başka bir şey değil. Alman devleti Siyonist devlet konusundaki riyakar politikayı toplumun dokularına o denli derin işleyebilmiştir ki devrimcilik iddiasındaki Alman solunun önemli bir kesimi bile bunun eklentisi olmaktan kurtulamamaktadır. Bugün Filistin’de alenen binlerce çocuk katleden siyonist teröre dosdoğru ve yüreklice itiraz edemeyecek bir oportünizm içindedir.
Bu koşullarda Alman sermaye devletinin, Filistin halkıyla dayanışma içindeki ilerici, sol örgüt ve kurumlara saldırısına karşı mücadeleyi yükseltmek, saldırıya uğrayan, hedef alınan ZORA vd. örgütlerle dayanışmayı büyütmek çok daha büyük bir önem taşıyor. Bu, tarihsel mücadelelerle sermaye devletlerine kabul ettirilmiş, gelinen yerde Avrupa’nın pek çok ülkesinde şu ya da bu bahaneyle yoğun saldırı altında olan hak ve özgürlükleri korumanın en asgari koşuludur.
İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu olarak, ZORA ile dayanışma içinde olduğumuzu bildiriyor, Filistin halkıyla dayanışmayı ve buna yönelik baskılara karşı mücadeleyi büyütmeye çağrıyoruz.
Yaşasın devrimci dayanışma!
Siyonistler ve emperyalist ortakları yenilecek, direnen Filistin halkı kazanacak!
BİR-KAR
20 Aralık 2023